**Ve tabii ki şarkıyı da dinliyoruz cici kızlar *-*
**** (SEHUN)
İzlediğimiz romantik komedide Luhan'ın durduk yere ağlamasından sonra epey bir afallasam da kendimi toparlayıp filmden tekrar keyif almaya başlamıştım. Fakat hala biraz önceki olay da aklımdan çıkmıyordu.
Birden bire ne olmuştu da böyle ruh hali değişmişti? Yani bu değişkenliği yeni mi başlamıştı yoksa uzun zamandır vardı da ben mi bilmiyordum sorusu da aklımı epey kurcalıyordu.
Aslında iki seçenek de iyi değildi. Çünkü eğer yeni başladıysa duygu değişikleriyle nasıl baş edeceğimi bilemez halde kaldığım anlar çoğalacaktı ve bu benim için biraz sıkıntılıydı. Diğer yandan uzun zamandır oluyorsa bakıcı bozuntusunun yanında da böyle anlar yaşıyor anlamına gelirdi ki o zaman da Jongin'in, Luhan'a benim davrandığım gibi davranma ihtimali vardı. Ve bunun düşüncesi bile berbattı. Bu şekilde bir olay yaşamamalarını diliyordum.
Hem zaten böyle bir olayı duyar ya da şahit olursam ne Luhan'ın dediklerini ne de onun iyi bir bakıcı olmasını umursamadan anında Jongin'i işten kovardım. Çünkü şu zamana kadar sözlü olmasa da hareketlerimle Luhan'dan uzak durması gerektiğini net bir şekilde belli ettiğimi düşünüyordum. Bu tarz hareketler de haliyle uzak durma kavramından epey bir uzak olduğu için ona daha fazla katlanmazdım.
Yine de o an bu can sıkıcı düşüncelere dalmayı bırakıp filme odaklandığımda başrolün, kötü olan kızın suratına pastayı yapıştırmasıyla sesli bir kahkaha atmıştım. Çünkü ifadeleri, sözleri ve arkadaki müzik yaptığı şeyi daha da eğlenceli kılıyordu gözümde.
Yüzümdeki o tebessüm silinmeden ekrana bakarken üzerimde hissettiğim sert bakışlar sayesinde başımı yan tarafa çevirmiş ve hiç beklemediğim bir ifadeyle karşılaşmıştım. Luhan kaşlarını çatmış bir şekilde beni izliyor ve sanki yanlış bir şey yapmışım ya da söylemişim gibi sert bakıyordu.
"Şey... Bir sorun mu var?" tedirgince sorduğumda nefesini bıkkınlıkla vermişti.
"Komik mi bu şimdi?"
"Ne komik mi?" aynı tedirginliğimi hala kaybetmemiştim çünkü Luhan epey garipti ve ben altından ne çıkacağını bilmediğim için bir miktar ürküyor olabilirdim.
"Kızın suratına pasta yapıştırması... O, makyajı için kim bilir kaç saat uğraştı ama bu kız düşüncesizce onu ve pahalı kıyafetini pasta içinde bıraktı. Hem ona o makyajı yapan adama da yazık değil mi? Emeği vardı." Luhan'ın gülmemiz için yapılan bu sahneye olan bakış açısı beni şaşkına çevirirken bir saat önceki ağlama vakasında olduğundan çok daha garip hissediyordum kendimi. Hatta orada ağlaması daha mantıklı gelmeye başlamıştı bana bu bakış açısından sonra.
"B-Bu sahneyi gülmemiz için yapmışlar ama..."
"Fakat komik değil! Yazık o insanlara, Sehun. Filmde çalışıp, oyuncunun saçıyla ve makyajıyla uğraşanlara..." Tam da şimdi bu söyledikleri karşısında ne diyebilirdim ki? Bu mantığına karşı nasıl kıvırabilirdim? Yani, aslında bir başkası olsa ona saçmaladığını ve susmasını söylerdim ama karşımdaki kişi başkası değil, Luhan'dı. Üstelik hamile olduğu için ekstra hassastı ve incinmesini istemiyordum. Bu yüzden de tek çare olarak az önceki taktiği uygulayıp onu haklı çıkaracaktım.
"Haklısın, tabii ki. Ben sersemlik ettim, özür dilerim."
"Kendine sersem deme..." Luhan benim cevabım üzerine dudaklarını büzerek söylediğinde dayanamayıp bulunduğumuz durumun saçmalığına gülümsemiştim. Bir yandan da elim yanağını bulup orayı nazik hareketlerle okşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANUNCIO
FanfictionÇünkü bu resmen 90+3'de atılan ve kaderi değiştiren korkunç bir goldü.