** Sonda Hayun'un büyük hali var notu okumasanız da onlara bakın derim ve şarkının sözlerine de bakabilirsiniz :*
Ed Sheeran perfect**
**** (1 ay sonra – 7 aylık)
"Hayır, Hayun. Sakın kaçmaya çalışma!" Hayun'un altını değiştirmek için çabaladığım sırada onun ısrarla yatakta dönmesi ve benden kaçmaya çalışması yüzünden son birkaç dakikadır bu işte sadece çabalamakla kalıyordum. Çünkü kızımız son derece hareketliydi ve yerinde durmak bilmiyordu.
Elimin altından kaçıp yeniden dönen Hayun'a kaşlarımı çattığımda ona kızdığımı anladığı için bana bakarak kıkırdamaya başlamıştı.
"Hiç şebeklik yapma küçük hanım, o bezi değiştireceğiz." Bugüne kadar onu zorlayarak hiçbir şey yapmadığım gibi şu anda da hareketlerini engelleyerek bezini değiştirmek istemiyordum. Bu yüzden de onun oyun sandığı bir şekilde her kaçışında ben tekrar yakalıyordum fakat canının acımaması için de o bezini değiştirmemiz şarttı.
"Bebeğim." Yatakta oturduğum yerde bir anda hissettiğim çökme ve belime dolanan kollardan sonra Sehun adımı söyleyip boynuma öpücük kondurmuştu. Tabii boynumda hissettiğim bu içten öpücük de kaşlarımı düzeltip gülümsemem için yeterliydi.
"Sevgilim... Erkencisin. Ne zaman geldin?" Başımı yana çevirip ona öpücük verdikten sonra söylediğimde bana arkadan sarılmayı bırakıp yanıma oturmuş ve kaçmaya çalışan ufaklığı bu sefer de o yakalamıştı.
"Pek işim yoktu ben de sizi özlediğim için erkenden çıktım geldim. Siz de yine bez değiştirmek için çabalıyorsunuz galiba?" Hayun'un bana özel yaptığı bu işkenceyi Sehun da çok iyi bildiği için laf olsun diye sorarken bir yandan da kıkırdamayı ihmal etmiyordu.
"Gülme de bana yardım et. Benim şebekliklerim onda etki etmiyor ama sen yaparsan hoşuna gidiyor, biliyorsun." Neyse ki Hayun için her zaman kullanabileceğimiz Sehun gibi bir etken vardı. Böyle söylüyordum çünkü ne zaman Hayun ile değişik surat ifadeleri yaparak oynasa ya da onunla ilgilense bir anda kızımızın tüm odağı Sehun haline geliyordu. Bu noktadan bakınca baya baya babasına aşık bir kızdı.
Fakat bir detay daha vardı ki o da benim de onun babası olduğum gerçeğiydi. Yani, elbette bana da bağlıydı hatta normal şartlarda bana Sehun'dan çok daha fazla düşkündü ama yine de onunla oynarken daha farklı odaklanıyordu. Haliyle biz de yemek yedirmekten bez değiştirmeye, hastalandığında ağlamasını önlemekten mutlu etmek için oyunlar oynamaya kadar çoğu alanda Sehun'u kullanıyorduk. Tabii aslında daha çok onun dünyanın en iyi babası olmaya aday olabilecek o tatlı suratlarını kullanıyorduk da diyebilirdim. Ee, bir de normalde çoğu insana göre bunlar sıradan hareketlerdi fakat Hayun için babası yaptığından dolayı daha güzel gözüküyor olmalıydı.
Bu tarz şeylerde sevdiğim adamı kullandığım gerçeğine bakınca Sehun iyi ki erken gelmişti çünkü gelmemiş olsaydı ben onu Hayun'u durdurmak için görüntülü arayacaktım.
"Gece sen de benim için yapacaksan neden olmasın?" Sehun imalı imalı bana bakarak söylediğinde gözlerimi kaçırıp mırıldandım.
"Rüşvet yok. Ama... Düşünebilirim." Sehun olumlu sayılan –teknik olarak gerçekten olumlu- bu cevabımla yüzümü kendine doğru çekip yanağıma sımsıkı bir öpücük kondurmuştu.
"Sen en güzel aşksın be..."
"Şöyle konuşmana hala alışamadım. Kalpten gidecek gibi oluyorum." Sehun yüzüme dikkatle bakarken söylediğimde bir kez daha dudağıma öpücük kondurdu ve ayağa kalkıp daha fazla kaçmaması için Hayun'un karşısına geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANUNCIO
FanficÇünkü bu resmen 90+3'de atılan ve kaderi değiştiren korkunç bir goldü.