** Şarkıya da bakabilirsiniz, sözleri uyumlu.
Jamie Lawson wasn't expecting that **
"Sen artık gitsene." Sehun daha fazla dayanamadığı için çattığı kaşları ve göğsünde bağladığı kollarıyla Chanyeol'e dik dik bakarak söylenmişti.
"Yapacağınız şeyin seslerini duymadan hayatta gitmem." Ellerini hızlı hızlı sallayarak söylediğinde gözlerimi bıkkınlıkla kapatıp açmıştım. Çünkü düğünün ardından geçtiğimiz evimizin salonundan Baekhyun Chanyeol'ü kaldırmaya çalışırken onun hiç umurunda değil gibi oturduğu yere daha da yerleşiyordu. Ve bir de arsız arsız konuşması cidden benim bile sinirimi bozmuştu artık.
"Delirdin mi sen? Kalk git evimden diyorum sana!" Sehun üzerinde hala damatlığı varken oturduğu yerden sinirle kalkmaya çalıştığında kolundan tutup onu yerine geri oturttum. Çünkü eğer tutmasaydım bu sefer kesinlikle arkadaşının üzerine atlayacaktı.
"Siz odanıza çıkın, gideceğim. Ama önce seviştiğinizi duymam lazım. Hayat felsefem bu yönde..." İşaret parmağını havaya kaldırarak bayık gözleriyle söylerken artık dayanamayan taraf ben olmuştum.
"Sana ne bizim sevişip sevişmediğimizden?" Her ne kadar utansam da lafa ben bile girdiğim için Baekhyun artık sinirlenerek dirseğini sevgilisinin karnına geçirdi. Ki haklıydı da... O da artık gitmek ve bizi yalnız bırakmak isterken erkek arkadaşının salak tavrı sinirlerini bozmuştu.
"Kalk, geri zekalı! Adamların bugün düğün gecesi ve yalnız kalmaları gerek." Baekhyun ayağa kalkıp sevgilisinin kolundan çekiştirdiğinde Sehun da bizi yaşayacağımız gece konusunda beklettiği için gözlerinden ateş saçarak arkadaşı olan asistanına bakıyordu. "Bana bak, Chanyeol eğer şimdi kalkıp benimle gelmezsen eve giderim ve haftalarca bana 1 metreden fazla yaklaşmana izin vermem. İyice kafayı yedin sen çünkü!" Chanyeol sevgilisinin onun için büyük olan tehdidi yüzünden omuzlarının düşürüp derin bir nefes vermişti. Sanırım artık pes ediyordu ki etmeliydi de.
"Pekala, gidiyorum. Ama ben ikinci bir yeğen istiyorum, ona göre yapın işinizi. Hayun'u çok sevsem de o artık büyüdü."
"Bak hala konuşuyor ya! Bırak beni, Luhan. Bırak da ağzını burnunu dağıtayım şu devin!" Sehun tekrar ayaklandığında onu omuzlarından bastırarak kaçıncı olduğunu unuttuğum şekilde tekrar yerine oturttum.
"Sakin ol, hayatım." Düğünden sonra evde yaptığımız partide herkes gitse bile inatla kalan bu ikili de sonunda giderken ben onları geçirmek adına ayağa kalkmıştım. Çünkü her ne olursa olsun onlar bizim misafirimizdi ve en yakın arkadaşlarımızdı.
"Üzgünüm, Luhan. Chanyeol bugün biraz fazla içti o yüzden de pek iyi değil. Lütfen kusuruna bakma..." Baekhyun sarhoş sevgilisinin adına benden özür dilediğinde ona gülümseyerek karşılık verdim.
"Sorun değil, Baekhyun. Dikkatli gidin."
"Güzel bir gece geçirmeniz dileğiyle..." Kapıdayken bana pis bir şekilde sırıtıp diğer yandan da sevgilisini tutmaya çalışırken onun omzuna vurmuştum. Hemen ardındansa Sehun'a bağıran Chanyeol'e hayretle bakınmaya başladım.
"Sehun! Beline kuvvet... İkinci çocuğu bugün yapın, hadi göreyim sizi." Chanyeol, Sehun tam da kapıya, benim arkama, geldiğinde söylediği için Sehun arkamdan uzanıp sarhoş arkadaşının kafasına vurmuştu.
"Salak salak konuşma!"
"Biz artık bir an önce gitsek iyi olur." Baekhyun kendinin iki katı olan adamı evin bahçesinde zoraki sürüklerken ben de derin bir nefes alıp kapıyı kapattım. Buna rağmen salonun bahçeye açılan kapısı açık olduğu için hala koca adamın 'sevişin' diye bağıran seslerini de duyabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANUNCIO
FanfictionÇünkü bu resmen 90+3'de atılan ve kaderi değiştiren korkunç bir goldü.