**Şarkıya bakıyoruz tabii ki çünkümsü bölümü anlatıyor ^^ **
"Luhan yokken buraya neden geldik hala anlamadım." Luhan'ın evinin şifresini yazarken söylediğimde Dahyun sırıtmış ve kapının açılmasıyla benden önce içeriye girip seke seke ilerlemişti.
"Çok soru sorma ve beni takip et." Kız kardeşim boş evde heyecanlı bir ifadeyle söylediğinde ben meraktan cidden çatlamak üzereydim. Neden buraya gelmiştik, Luhan'ın hisleriyle ilgili görmem gereken şey neydi diye yol boyunca düşünmekten kendimi alıkoyamamıştım.
Yine de onun dediğini yapıp sorgulamadan peşinden gittim. Dahyun ise hızlı bir şekilde Luhan'ın yatak odasına girip yatak süngerinin kılıfını fermuarından açmış ve oradan bir şeyler çıkartıp avucunun içinde sımsıkı tutmuştu.
"Ne aldın oradan? Luhan'ın evinde gizli gizli ne yapıyoruz biz, Tanrı aşkına?" hala söylenmelerime karşılık vermezken bu sefer de yatak odasından çıkıp koridorun sonundaki -içinde ne olduğunu dahi bilmediğim- kapısı her zaman kilitli olan odanın önünde durdu.
"Ne yapıyorsun, Dahyun?" yaptıklarına bir açıklama bekleyen gözlerle ona baktığımda kız kardeşim derin bir nefes alıp düşürdüğü suratıyla konuşmaya başlamıştı.
"Sana bu odayı benim göstermem ne kadar doğru bilmiyorum fakat bunu yapmam gerektiğini hissediyorum. İsterdim ki buradaki her şeyi sana Luhan açıklasın ama sanırım bazı şeyleri kavrayabilmek için kendin anlaman gerekiyor... Bilmen gereken ilk şey şu ki, içeride göreceğin şeyler seni epey bir şaşırtacak. Yine de korkma çünkü bunların hepsi saf aşkla yapılmış şeyler. Ve sakın, Luhan hakkında sapık ya da takıntılı olduğu gibi bir düşünceye kapılma. Sadece anlamaya çalış..." Duraksadığında elindeki anahtarı kapının deliğine sokmuş ve çevirdiğinde yeniden derin bir nefes alıp devam etmişti. "Bunları sana önce ben gösteriyorum çünkü Luhan'ın, içinde ve kalbinde ne kadar büyük bir 'sen' taşıdığını görmen lazım. Onun sana olan büyük aşkını görmen lazım ki kendi hislerinden ona bahsederken bunun bilincinde olarak en doğru şekilde yapabilesin. Ve abi, lütfen... Lütfen Luhan'dan korkmaman konusunda söylediklerime güven. Çünkü o hala tanıdığın, bildiğin hatta aşık olduğun kişi." Duyduklarımdan sonra bu kadar uzun ve detaylı bir açıklamayı ne için yaptığını ya da içeride ne göreceğimi kesinlikle kestiremiyordum. Ve bu kadar şey söylemişken onun dediğinin aksine Luhan'dan değil de göreceklerimden epey bir korkmaya başlamıştım.
Dahyun hazır olduğumu hissettiği için kapının kolunu indirerek hiç görmediğim bu odayı bana sunduğunda derin bir nefes alıp içeriye doğru birkaç adım attım. Başlangıçta korktuğum için sadece yere bakan bakışlarımın açısında odanın ortasında bir yere serilmiş, üzerinde boya lekeleri olan bir muşamba vardı. Onun üzerinde ise muhtemelen Luhan'ın çizim yaptığı bir şövale yerleştirilmişti. Büyük ihtimalle burası onun bana göstermediği çizimlerini yaptığı ve depoladığı odası olmalıydı.
Evet, içeriye girdiğimden beri başımı odada gezindirmeye hazır hissetmediğimden hatta belki de biraz göreceklerimden korktuğum için kaldırmayıp aşağıda tutuyordum. Ama o anda çizim ile alakalı boya lekelerinin olduğu muşamba ve birkaç tüp boyanın yerde olmasını gördüğüm için bundan vazgeçip sakince eğdiğim yerden kaldırmaya başlamıştım. Nihayet bakışlarım dikleşip odanın içinde üstün körü dolaştığında artık her yerde yağlı boya ve karakalemden oluşan portreler görüyordum. Fakat şok edici kocaman bir detayla birlikte...
"B-Bunlar... Benim." O bahsettiğim portrelerin neredeyse hepsinde kendimi gördüğüm için ağzım açık bir şekilde şaşkınlıkla söylemiştim. Ve bu şaşkınlığım gözlerim etrafta daha çok gezindikçe bir o kadar artıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANUNCIO
FanfictionÇünkü bu resmen 90+3'de atılan ve kaderi değiştiren korkunç bir goldü.