** Şarkıyı da dinleyelim tatlışlar ^3^ **
Evden çıkmadan önce Luhan'ın telefonda bir arkadaşıyla Çince konuşmasıyla son zamanlarda ortaya çıkan bu Çince işkencesine kesin bir çözüm bulmaya karar vermiştim. Çünkü artık yanımda konuştuğu anadilinde neyden bahsettiğini anlamıyor olmak beni daha da meraklandırıyor ve hatta baya baya sinirden delirtiyordu.
Luhan'ın hayatına dair iyi kötü her şeyi bilmek isterken ona ne konuştuğunu soramıyordum ki sinirlenmemin en büyük sebebiydi bu. Ama bu da yetmez gibi Çince konuşurken normalde olduğundan daha fazla seksi olduğu için hepten sinirlerim bozuluyordu. Kiminle ne konuştuğunu bilmediğim için yaşadığım kıskançlığa ek olarak onun o tahrik edici telaffuzu aklımı yitirmem için yeteri kadar üst düzey bir durum olmuştu. Çünkü zaten Korece konuşurken bile seksi olan ses tonu Çince konuşurken adeta devleşiyordu.
Ve ben yaşadığım bu kıskançlık, sinirlenme bir de tahrik yüzden de aklımdaki fikirle beraber şirkete girdiğimde önce Chanyeol'ün odasına dalmıştım.
"Chanyeol, bana en iyisinden Çince hocası bulman lazım."
"Çince mi?" elindeki deftere bir şeyler yazmayı bırakıp ağzındaki kapakla kalemi kapattıktan sonra bana tuhaf bakışlarını gönderdi.
"Evet, Çince."
"Sormaktan korkuyorum ama durup dururken nereden çıktı bu Çince merakı? Japoncayı daha sempatik bulan sen değil miydin?"
"Japoncayı Çinceden, Luhan'ı ise hepsinin toplamından çok daha fazla sempatik buluyorum." Montumu çıkartıp koltuğa oturduğumda Chanyeol'ün tek kaşı alayla havalanmıştı.
"Luhan Çinli olduğu için onu etkileme yöntemlerine ana dilini konuşarak havalı gözükmeyi de mi ekleyeceksin?"
"Aslında hiç bu şekilde düşünmemiştim. Aklımdaki şey bundan çok daha farklıydı ama bu da oldukça mantıklıymış." Daha önce hiç aklıma gelmeyen bir gerçeği söylediğinde kendi kendime bunu nasıl düşünemediğimi sorguluyordum. Çünkü ana dilini öğrenir ve onun için yaptığımı söylersem benim artılarla dolu haneme bir yenisi eklenirdi.
"Aklından bununla ilgili hangi saçma düşünce geçti acaba yine?"
"Luhan bu aralar Çinli bir arkadaşı Kore'ye taşındığı için sürekli onunla konuşup duruyor."
"Ve sen de bu Çinli arkadaşıyla neler konuştuğunu merak ederken kıskançlıktan çatlıyorsun, değil mi? Benim araştırdığım numara da o adamındı hatta?" Size tavsiyeler vermek istersem bunlardan biri en iyi arkadaşınızı asistanız yapmayın demek olurdu. Çünkü sizi bu şekilde olduğundan 2 kat daha iyi tanıma şansı elde ediyordu ve bu her zaman iyi bir şey değildi. Mesela şu andaki gibi utandıran anlarda.
"Şey... Belki. Yani... Olabilir."
"Sehun cidden kıskançlıkta Baekhyun'u bile geçtin." Chanyeol göz devirip huysuzlandığında ben ise derin bir iç çekmiştim.
"Ne yapayım, Luhan'ı çok seviyorum ve başkalarıyla paylaşmak istemiyorum. Hem biraz da onun ilgisine aç birisi olabilirim. Ben de böyleyim işte." dudaklarımı büzerek çocuk gibi mırıldandığımda Chanyeol tiksinti dolu bir ifadeyle ile dilini dışarıya çıkardı.
"Şimdi kusacağım! İğrençsin, Sehun. Bu hareketleri Luhan'a da yapıyor musun? Eğer yapıyorsan sana niye hala aşık olmadığını çözmüş oluruz."
"Ya! Senin patronun olduğumu unutup hemen gevşeme. Hem bu hareketlerim Luhan'ın hoşuna gidiyor bir kere, tamam mı?" Chanyeol tekrar yüzünü söylediğim şeye buruşturduğunda ben de ona tekrar göz devirmekle meşguldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANUNCIO
FanfictionÇünkü bu resmen 90+3'de atılan ve kaderi değiştiren korkunç bir goldü.