25. Bölüm - Beni sarhoş ediyorsun, başımı döndürüyorsun

5.4K 447 166
                                    

** Şarkıya ve sözlerine bakalım sonuçta bölümle uyumluysa sözleri de güzeldir demektir. Belki spoiler bile içerir.

İyi okumalar ehehe**

**** (LUHAN)

Sehun'u beklediğim sırada can sıkıntımı gidermek için film izlerken mayışmaktan uykum gelmiş ve bu da gözlerimi arka arkaya ovuşturmama sebep olmuştu. Artık kış kendini epey belli ettiği için sıcak evde bir de battaniye altında abur cuburlarım ve filmimle beraber olmak haliyle uykumu getiriyordu. Ama uyuyamazdım çünkü Sehun'un geldiğini görmem lazımdı.

Sehun bugün yapacağı toplantı ve yemekten dolayı geç kalacağını bana arayarak söylediğinde bu durum hoşuma gitmişti. Çünkü ikimiz de dün yaşananların tekrar olmasını istemiyorduk. Benim istemediğim hatta bu olasılıktan nefret ettiğim kesinken onun da bu sefer arayıp haber vermesi en az benim kadar istemediğini belli ediyordu.

Aslında her ne kadar aradığında geç geleceği için beklememi söylese de ben onu görmeden uyumak istemiyordum. Çünkü sabahtan beri ondan uzakken ve bizim yalnızca akşamlarımız varken, onu görmek tek mutluluğumdu. Hem zaten şurada kaç ayım kalmıştı ki Sehun ile geçirebileceğim? Oldukça azdı ve ben de değerlendirmek istiyordum haliyle.

Ama yine de üzerimdeki uyuşukluk fazla yoğun olduğu için gözlerim kaymak üzereydi ki kapının açılıp içeriye dolan gürültüleri duymuştum. Bu saatte Dahyun ya da başka biri gelemeyeceği için o kişinin Sehun olduğunu düşünüp aniden toparlandım ve kapıya doğru baktım.

Gelen kişi tabii ki tahminlerimi doğrularcasına Sehun'du. Bu yüzden de gülümseyerek ayağa kalkmıştım fakat onun garip sesleriyle hareketleri yüzünden yüzümü buruşturmadan edememiştim.

Sehun her zamanki halinden son derece farklı olarak sürekli kıkırdıyor ve ayağındaki ayakkabılarından birini çıkarıp eline alarak ona bir şeyler söylüyordu. Ki bu garip tavrı hiç de alışkın olmadığım bir şey olduğu için hızlı adımlarla yanına gittiğimde, başını kaldırıp bana içten bir bakış göndermiş ve sanki dünyadaki en sevdiği güzel, en sevdiği şeyi görmüşçesine aşık olunası bir şekilde gülümsemişti. Eğer Sehun'u hiç tanımadan bana bu şekilde gülümseseydi, ben tam da bu anda ona aşık olabilirdim.

"Luhaağn! Güzelimmmm!" yanına yaklaştığımda elindeki ayakkabıyı yere atıp yüzüme doğru eğilmiş ve kelimeleri uzata uzata söylemişti. Başlangıçta neden böyle davrandığını anlamasam da o anda hem ağzından gelen koku hem de tavırları bana sarhoş olduğunu kanıtlıyordu resmen.

"Sarhoş mu oldun sen?" gülümseyerek söylediğim şey ile ayakkabısının diğerini dahi çıkartmadan öylece içeriye girip bana sımsıkı sarılmıştı.

"Seni... Seni öyle çok özledim ki... Dayanamayıp erkenden geldim." Her ne kadar sarhoş da şu an beni kendine çekip göbeğime rağmen sıkı sıkı sarılırken ona nasıl karşılık vermezdim ki? Sarılması bir yana yarım yamalak söylediği cümleler bile kalbimi yerinden çıkarmaya, ona sarılmam için neden vermeye yeterdi. Bu yüzden ben de ona sokulup başımı boynuna gömdükten sonra mırıldandım.

"Ben de seni çok özledim." Boynuna doğru mırıldanırken Sehun'un başını omzuma yerleştirmeden önce boynuma ufak bir buse kondurmasıyla kilitlenip kalmıştım. Sıcak ve son derece yumuşak bu busesiyle kalbim öyle bir hızlı atmaya başlamıştı ki hiçbir tıbbi alete ihtiyaç duymadan rahatlıkla hissedebileceğinden emindim.

Bunu neden yapıyordu ya da nereden çıkmıştı bilmiyordum ama nefesimi kesmeye yetmişti. Bu yaptığı kendimi onun için hiç olmadığım kadar özel olduğumu düşündürüp yine hiç olmadığım kadar ona yakın hissettiriyordu. Evet, zil zurna sarhoştu hatta içki alışkanlıklarına bakarsak muhtemelen bunu hatırlamayacaktı ama ben bu güzel hareketini ve kalbimin göğsümü delmeye çalışmasını unutmayacaktım.

ANUNCIOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin