** Şarkıya da bakalım ponçiklerim, iyi okumalar
Davichi - Forgetting you**
"Ahjumma, Luhan nerede?" Eve geldiğimde onu tüm odalarda aramış ve bulamamamın sonucu olarak yardımcıma korkak bir sesle sormuştum. Korkuyordum çünkü vereceği cevap benim için önemliydi ve ben cevabının herhangi bir yerinde yine o herifin adını duymak istemiyordum.
"Ağh, şey..."
"Evine gitti, abicik." Duyduğum 3. bir sesle arkamı döndüğümde kız kardeşimle karşılaşmıştım.
"Evine mi? İyi ama neden?"
"Bilmiyorum ama ben de sana onu soracaktım. Luhan'a ne yaptın? Ne yaptın da 'Sehun bir şey yapmadı sadece birkaç gün kafamı dinlemek için evimde olmam daha iyi' dedi." Duyduğum şey yüzünden kaşlarım çatılırken kız kardeşimin kolundan tutup hızlıca mutfaktan çıkardım. Çünkü sanırım bu özel konuşmamız gereken bir şeydi ve benim olayı tam olarak anlamam gerekiyordu.
"Luhan ile mi konuştun? Baştan anlat her şeyi..."
"Dersim boş olduğu için Luhan'ın yanına gelmiştim ama ahjumma bana kendi evine gittiğini söyledi. Merak ettiğim için ben de yanına gittim ve neden buradasın diye sorunca da bunları söyledi, başka bir şey anlatmadı. Aranızda ne geçti, abi? Luhan iyi gözükmüyordu çünkü." Tanrım! Ben nasıl bir ahmaktım da onu bu kadar çok kırabilmiştim? Cidden berbat biriydim ve melek gibi olan Luhan'ı bile hatalarımla üzüyordum. Hatta öyle ki Luhan, bu uğurda bebeği bile düşünmeden evine gidecek kadar kötü hissetmişti.
"Ben Luhan'ı almaya gidiyorum." Dahyun benden cevap bekleyen gözlerle bakarken daha yeni girdiğim evde kapıya doğru ilerledim.
"Hey! Ne olduğunu anlatmayacak mısın?" Dahyun arkamdan bağırsa bile onu umursamadan evden çıkmıştım çünkü iyileştirmem gereken benim tarafımdan kırılmış bir kalp vardı elimde.
****
Kapıya geldiğimde derin bir nefes alıp terli ellerimi pantolonuma silmiştim. Gergindim, çok fazla gergindim ama bunu engelleyemiyordum da. Çünkü ne yapmam ya da ne demem gerek hiç bilmiyordum bu da beni geren bir etkendi.
Her ne kadar yolda gelirken aklımdan binlerce başlangıç cümlesi kursam da hiçbiri sonuç elde edebileceğim, elle tutulur şeyler değildi. Planlı bir şekilde onunla konuşamayacağım açıkken haliyle ben de akışına bırakmış ve o anki hislerimle bir şeyler söylemeye karar vermiştim. Sonuçta içimde ona karşı büyüyen bir aşk vardı ve bunun kendimi ifade etmede, sakin bir kafaya sahipken, bana yararlı olacağını düşünüyordum.
Bu yüzden de zorlasa da cesaretimi toplayıp zile basabilmiştim. Aslında evinin şifresini biliyordum ama Luhan'ı daha fazla zorlamak istemediğim için bu yol daha garantiydi. Zile bastıktan bir süre sonra ayak sesleri işittiğimde kapıya geldiğini anlamış bu yüzden de gözlerimi sanki onu görebilecek gibi kameraya dikmiştim. Ya da sadece ounla iletişim kurmaya buradan başlamak istiyor da olabilirdim.
Kapı Luhan'ın orada olduğunu hissetmeme rağmen açılmadığında sakince beklemiştim bir süre. Çünkü biliyordum ki Luhan'ın karar vermeye ihtiyacı vardı ve bu kolay değildi. Bu yüzden de ona saygı duymuş, sabırla beklemeye çalışmıştım. Fakat benim de onunla konuşmaya ihtiyacım olduğundan bunu hissetmesi adına elim yeniden zile gitti. Tam basacağım sırada kapıdan açılmaya dair ses geldiği için yavaşça çekmiş ve bakışlarımı yere eğmiştim.
Kapı yavaşça açılıp görüş açıma ilk önce Luhan'ın gri terlikleri girdiğinde seslice yutkunup sakin bir şekilde başımı yukarıya doğru kaldırdım. Nihayet başımı tamamen kaldırıp Luhan ile göz göze geldiğimizde aramızdaki o gözle görülmeyen negatif elektrik titrememe neden olmuştu. Buraya gelirken en çok onun bana atacağı soğuk bakışlarından korksam da Luhan o kadar da kötü bakmıyordu bana... Yani, en azından beklediğimden çok daha sakin ve düzdü görünürde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANUNCIO
FanfictionÇünkü bu resmen 90+3'de atılan ve kaderi değiştiren korkunç bir goldü.