16.BÖLÜM

3.6K 149 2
                                    

Yarı zıplayarak yarı da hızlı tempoda yürüyerek binadan içeri girdim. Herkese, her şeye gülümsemek istiyordum. İlk kurbanım despot güvenlik görevlisi oldu.

‘’Kolay gelsin’’ deyip tüm ağız gülümseyince afalladı ve alnını şaşkınlıkla kırıştırdı. Sanırım böyle şeylere alışık değildi.  Birkaç saniye sonra beklemediğim bir hareketle, gülümsedi .Demek ki bu adamın da zayıf noktaları vardı.

 Zafer kazanmış edayla sallana sallana merdivenleri çıktım.Deniz,açık hava bana çok iyi gelmişti. Tahmin edebileceğimden de iyi.

 Koridoru geçtim ve kapımızın önünde durdum. Kapının üstündeki tabelaya bakınca isimliğin değiştiğini farkettim . Artık MELİS & BESNA yazıyordu. Gülümseyerek anahtarı çevirdim ve kendimi koşarak yatağa bıraktım.Bir yanım ek dersleri hatırlayıp ders çalışmamı emretse de öbür yanım uyumak istiyordu. Saat 5 olmuştu ve bugün baya yorulmuştum. Kıyafetlerimi çıkarmaya zahmet bile etmeden üstteki ince örtüyü kaldırdım ve içine girip kıvrıldım. Yine tembelliğim galip gelmişti.

Tam kendimi uykunun yumuşak kollarına bırakacakken bir ses geldi. Kapı sesi olup olmadığına karar veremediğim için yerimden kalkmamıştım ama ikinci sefer ses daha yüksek çıkınca kapı zili olduğuna kanaat getirip kalkmak zorunda kaldım. Oflayarak kapıya doğru yürüdüm ve hızla kapıyı açtım. Beklemediğim bir yüz bana yadırgar gözlerle bakıyordu.

‘’Merhaba Besna’cım müsait misin?’’ deyip gülümsedi Ayten hanım.Tam olarak ‘uykudan yeni kalktım ben’ havası yaratıyordum. Bağımsızlığını ilan eden saçlarımı kulağımın arkasına itip konuştum.

‘’Şey tabi,sadece biraz uzanıyordum da‘’ deyip saçlarımı tekrardan açıp toplamaya başladım.Bana o alışık olduğum kibar gülüşüyle güldü.

‘’Seni Ekimle tanıştırmaya geldim. Belki bugün benimle annemin poğaçalarından yemeğe gelirsin hı?’’ dedi ve eteğini çekiştirip gülümsedi. Ekim sanırım kardeşiydi. Kapıma kadar gelmiş birini ne kadar başım ağrırsa ağrısın reddedemezdim.

‘’Tabi ki çok isterim. O zaman ben telefonu ve  montumu alıp geleyim’’ dedim ve hızla içeri girip telefonu aradım. Hızı ayarlayamayıp yere kapaklanmamı  ve dizimi yatağın bazasına çarpmamı da unutmamak gerek tabi.

Binadan çıkıp otoparka doğru yürüdük. Kırmızı bir arabanın önünde durdu ve eliyle buyur işareti yaparak gülümsedi. Arabasının olması şaşılacak bir şey değildi ama yine de bana ilginç gelmişti. Arabaya bindiğimizde klimayı açtı montunu çıkartıp gülümsedi.

‘’Sana bir güzellik gelmiş Besna. Bir farklı olmuşsun. İstanbul yaramış belli’’ dedi ve arabayı çalıştırdı.

‘’Melis sağ olsun beni kuaföre ve alışverişe götürdü’’ dedim ve tekrar duyduğum minnetle gülümsedim.

‘’Ekimde seninle yaşıt. Umarım iyi anlaşırsınız. O koleje gelmek yerine Anadolu lisesini tercih etti. Aslında bu olgunluğu hoşuma da gitti’’

‘’Devlet okulları çok daha güzel. Yani eğitim anlamında belki değil ama orada herkes bir, herkes eşit’’ dememle alnını kırıştırıp bana tedirgin bir bakış attı.

‘’Okulda sorun mu oldu, biri bir şey mi dedi?’’demesiyle anında savunmaya geçtim.

‘’Yoo olur mu öyle şey. Kimse bir şey demedi. Sadece daha alışamadım’’deyip zoraki bir şekilde gülümsedim. Pek inanmışa benzemiyordu. Aslında inanmaması normaldi. Büyük ihtimalle hayatında benim kadar kötü bir yalancı görmemişti.

Yarım saatlik radyo eşliğinde güzel bir yolculuk geçirdikten sonra yavaşlayıp bir duvarın kenarına park etti.

‘’İşte burası da benim çocukluğum geçtiği yer. Hadi atla bakalım’’ demesiyle sokağa alıcı gözle baktım. Kesinlikle bakımlı ve şirin duruyordu. Zaten Ayten hanımın çocuklukta da zorluk çekmediği belli oluyordu.Ne kadar da şanslıydı.

BESNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin