35.BÖLÜM

2.4K 132 1
                                        

Siyahın ağırlığının ve boğuculuğunun kesik lekeler halinde çöktüğü yabancı bir sokakta,ayağımdaki ıslak çoraplara aldırmadan pürüzlü zemini sinir uçlarıma kadar hissederek koşuyordum.Ciğerlerim beni yanıltarak birkaç saniyede yüksek adrenalinden yere yığılmamı engellemiş,düzenliliği ve berraklığıyla bacaklarıma keskin bir güç akıtmıştı.Ayakkabılarımı giymemiş olmama,yerdeki camların ve taşların ayak tabanıma kalıcı izler bırakmasına karşın durmuyordum. Zihnime tüm ağırlığını bastırarak yüklenen baş ağrısı daha hızlı koşarsam,kaçabileceğime kendimi inandırırsam dağılacakmış,beni bırakacakmış gibi hissettiriyordu.Hızlanırsam her şey bitecekmiş gibi..

Etrafımdaki ağaçlar,renklerini tam olarak seçemediğim binalar bölüm sıraları karışmış bir film şeridi gibi önümden hızla akıyordu.Elinizden kayıp  düşen boya dolu,kocaman bir palet gibiydi.Karanlığa sıçramış,uzaktan karmaşık gelse de yakından anlam bulan renkler gibi.

Nereye kadar koştum,fiziksel acıyı daha ne kadar geri plana atarak mazoşistliği kabullendim tam olarak hatırlamıyordum.Yalnızca keskin bir sızı vardı dizimde,ayaklarımdaki acıyı unutturacak kadar keskin ve derin bir acı.

Beni tam anlamıyla durduran şey ise sert bir soğukluk olmuştu.Ellerimi pürüzlü yolla birleştiren,bedenimi adeta yere siper eden bir soğukluktu bu.

Ne olduğunu kavrayamadan,yavaşlamam için bacaklarıma zaman tanıyamadan kendimi biranda yerde bulmuştum.Ellerim düşmenin etkisini hafifletmek için önden buyurmuş,sürtünmenin gücünü dizlerimle orantılı bir biçimde paylaşmıştı.Kesimi bakımından zaten yırtık sayılan kotumun biraz daha yırtılıp sürtünme sesi boğuk çığlığımdan sıyrılıp kulağıma net bir şekilde ulaşmıştı.Başım ise şanslı sayılabilecek bir şekilde son anda yere sürtüp tanınmaz hale gelmekten kurtulmuş,dirseklerime zarif bir düşüş yaşamıştı.

Birkaç saniye hareketsiz bir şekilde yerde kaldıktan sonra tabanın soğukluğunun daha fazla tenime nüfus etmesini önlemek için dikkatlice dirseklerimin üzerinde doğrulmaya çalıştım.Sonuç başarısızdı.

Ardından bir kez daha denedim,yüzümün buruşmasını engelleyemeden kendimi sürüyerek duvarın dibine doğru çektim.Taş çıkıntılarının sırtıma batmasını sağlayan serin duvara biraz daha sinerek oturur pozisyona geldim.Dizlerimi önüme uzatarak geniş puslu sokağa tek ışık kaynağı olan sarı sokak lambasına döndüm.Ellerimi yavaşça ve biraz da göreceğim görüntüden korkarak yırtılmış kumaş parçasını üzerine getirdim.Tam kirli kumaş parçasını kaldırıp gerçekle yüzleşecekken kesik nefes alışverişler dikkatimi dağıttı,ardından bakışlarım sokağa dönerek net olarak seçemediğim yarayı hızla geri kapattım.Gözlerimi kısarak yaklaşan gölgeyi seçmeye çalışırken içimi tanıdık bir umutsuzluk hissi kapladı.Gelen tahmin edilmesi zor olmayacak şekilde Tuna’ydı.

‘’Bu kadar hızlı koşmayı sana kim öğrettiyse onunla ciddi bir borcumuz var.Bu akıl almaz hızın yüzünden resmen yolda şehit düşüyordum’’dedi ve kesik nefeslerini düzenlemeye çalışarak dizlerinin üzerinde yavaşça yanıma oturdu.

‘’Gerçekten ayaklarında yalnızca ince bir çorap verken bir tecavüzcüden kaçar gibi benden kaçmanın mantıklı bir açıklaması var mı?Böyle çılgınlıklar genelde benden beklenir’’dedi ve kayarak vücudunu biraz daha bana doğru döndürdü.Yüzünü tam olarak seçemiyordum,ışık yalnızca ayaklarımın ucunu net bir şekilde aydınlatıyordu.İlk defa karanlığa beni gizlediği için ve sek koyuluğu için bu kadar minnettar kalıyordum.

‘’Senden kaçmıyordum,yalnızca biraz temiz havaya ihtiyacım vardı.Saatlerce kapalı bir odada kalmak sindirilmesi kolay bir şey değil Tuna’’dedim ve sesimin aksiliğine engel olamadan tırnaklarıma eziyet ederek konuştum.Duygu karışıklığı yaşamamın tek nedeni açık bir şekilde zarar görmemdi.Dizim,omzum,bacaklarım ve en önemlisi bilinçaltım..

BESNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin