Yaklaşık yarım saattir kalabalığın sesi kulaklarıma ulaşmıyor,çatal bıçak sesleri beni rahatsız etmiyordu.Bakışlarım büyük bir nezaketle bir yandan yemeğini yiyen,diğer yandan karşısındaki kızla sohbet eden Selin’e takılmıştı.Kafamda sadece tek bir soru dönüyor,istemsizce çatalımı masaya vurmamı sağlıyordu.Bu kızın benimle ne alıp veremediği olabilirdi?
‘’Şimdi sakin ol ve o çatalı kırmadan yerine bırak’’ sesiyle tüm konsantrasyonum bozuldu ve gözlerim sinirli hareketlerle Ufuk’u buldu.Bakışlarıma karşılık ciddiyetini bozmadan yavaşça sandalyesini çekti ve karşıma kuruldu.Ellerini çenesinin altında birleştirdi ve kaşlarını kaldırıp,cevap beklercesine yüzüme baktı.
‘’Ne oldu,ne bakıyorsun?’’ diye çıkışmama karşılık bakışlarında en ufak bir yumuşama olmamış,aksine kaşları daha da çatılmıştı.
‘’Ne yapmayı düşünüyorsun?Öyle uzaktan bakarak olmaz Besna.Onlar hayatlarına devam eder,sen geride kalırsın.Bakışlarından rahatsız bile olmuyorlar farkında değil misin?’’ demesiyle sinirim daha da artıp,bacaklarımın mekanik hareketlerle titremesine sebep oldu.Yardımcı olmaya mı çalışıyordu?Resmen gidip kızın saçını başını yolmaya beni teşvik ediyordu!
‘’Ne yapayım..Gidip o sarı saçlarını tek tek yolup eline mi vereyim!Emin ol tek istediğim bu’’
Arsız kız aşırı derecede sinirlerimi bozuyor,her kahkaha attığında mideme yumruk indiriyordu.Arada bakışlarımız buluşuyor,iğrenç gülüşüne daha da yükleniyordu.Kesinlikle nefret ediyordum.Yabancı olduğum duyguya şuan körü körüne bağlanmış,bilincimi kapatmaması için direniyordum.Bu sarışın kızdan canını alacak kadar nefret ediyordum!
‘’Günlük..evet bu kızın günlüğünü istiyorum.Sırlarını veya onu ezebilecek herhangi bir açığını’’ diye kararlı sesimle Ufuk’a doğru döndüm.Benim hayatımı yıkıp,kendi hayatına devam etmesi adil değildi.
‘’Bunu öyle basit yollarla elde edemezsin Besna.Tamam,evde değil apartta tek başına kalması bir avantaj ama yine de başarabileceğin konusunda kuşkuluyum’’
‘’Araştırırsın,rica ediyorum bana yardım et.Kızın birkaç arkadaşına sorsan sana eminim ki yardımcı olurlar.Bana bugün kaçta apartta olmayacağını söylemen yeterli.Yarım saat işimi görür’’ dedim ve sesimdeki soğukkanlılıkla ürperdim.Kendimi tanıyamıyordum.İki ay öncesine kadar hayata pasif bakan Besna,şimdi ki halimi görse tırnaklarını kemirmekten morartır,üzerine gözlerini açabileceği kadar açardı.
‘’Besna yakalanırsan işin biter anlıyor musun?Bu iş fazla tehlikeli ve ciddi.Daha basit bir yol denesen?’’ diye endişeli sesiyle yüzüme bakıp rica edercesine sordu.Bana bu fikri aşılayan,en derinlerime kadar intikam duygusunu batıran oydu.Artık geri dönüşü yoktu.
***
Öğleden sonraki derslerin boş olmasıyla birlikte yoklamamız alınmış,gitmemiz için izin verilmişti.Özel bir okulda nasıl boş ders oluyor diye soruyorsanız Bilgin kolejiyle tanışmamışsınız demektir.Burada her şeye,herkese aykırı olaylar bulunur ve bu size doğruymuş gibi aşılanır.En basit örneği ağzı büzülemeyen,arkasında Birleşmiş Millet’ler varmışcasına konuşan arsız öğrencileriydi.
‘’O kaşlarını çatmaktan artık vazgeç,erken kırışacaksın’’ demesiyle yumuşak ses;kafamdaki düşünce bulutuna güçlü bir şekilde üfleyip,zihnimin tekrar eski berraklığına kavuşmasını sağladı.Koyu renk pantolonu,aynı tonlarda gri tişörtü ve onu paket halinde sunan siyah motoruyla büyük bir ustanın elinden çıkmışcasına mükemmeldi.Beni ona yakıştıramayıp,farklı anlamlar yüklemelerine şaşmamak gerekirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BESNA
Chick-Lit"Burs" Fransızca kökenli, 4 harfli ve dilimize yakın yıllarda girmiş yabancı bir kelime. Ne kadar masum ve basit duruyor değil mi? Ama şöyle bir sorunumuz var ki, eğer bu kelimeyi basite indirger 'aman be ne varmış bir burst...