42.BÖLÜM

1.6K 79 11
                                    

Yaklaşık iki ay gibi uzun bir süre sonunda defalarca silip yeniden yazdığım, uzun geçen birkaç gece sonunda diğerlerine oranla daha fazla içime sinen bir bölümle daha karşınızdayım.Tek umudum yorumlarınızla, oylarınızla veya kısacık bir cümleden dahi ibaret olsa yapacağınız bir eleştiriyle kendime emeğimin boşa olmadığını hissettirebilmek.

Sonuç ne olursa olsun şimdiden her şey için çok teşekkür ediyorum :)

İyi okumalar!

***

Yüzümü ince bir esintiyle okşayarak çıplak omuzlarıma; rahatlatıcı ve güven verici bir serinlikle sıkıca sarılan rüzgar, belki de yaşamımı içten içe çürüten uzun yıllardan sonra; ilk defa benim tarafımdaydı.Artık bedenimi kendi ruhuna katarak ulaşabileceği en uzak kuytulara gömmesini, tenimi homojen bir buhara dönüştürerek yok etmesini de istemiyordum.Yüzümü ince bir şerit halinde çeneme doğru ıslatarak lekeleyen göz yaşlarım da yoktu hem.Yalnızca kafamda cirit atarak taht kavgasına tutuşmuş donuk ve iç karartıcı düşünceler, bunun yanına gerilim müziği eşantiyonu olarak hediye edilen ağır sessizlik hafifçe canımı yakıyordu.

Ama o an; kendimi bir nevi yenilmez bir amazon kadını gibi hissetmemi sağlayan  o sayılı saniyeler, içimi serinleterek yalnız olmadığımı hatırlatan tek etken rüzgar değildi.Daha da önemlisi ve somutu; parmaklarıma sıkıca tutunarak aslında en başından beri bulunması gereken yerin burası olduğunu ima etmeye çalışırcasına sıcak, pürüzlü bir eldi.

Artık o elin sahibi çok farklı biriydi, benim gözümde bir insan ne kadar yücelebilirse, artık o, kesinlikle o seviyedeydi. Her zaman rahatlıkla yüzüne bakıp hissedebileceğim o muhteşem güven duygusunu bana bir kez daha tattırıyordu bugün.Karşımdaki bu gizemli yabancıyla aramda farklı duygular ve tarifi dahi bulunmayan yeni hisler doğmuştu.

Günden güne aramıza yeni ve bir başka sağlam düğümünü ekleyen bu eşsiz duyguyu aşk diyerek kestirip atmak, belki de bize yapılabilecek en büyük saygısızlıktı.Aşk neydi ki, günümüzde şımarık ve kalitesiz çocukların birbirlerine verdiği ucuz değerleri göstermek için kullandıkları bir tabir değil miydi bu aşk?

Ellerime en ufak bir dokunuşuyla dahi kendimi özel hissettiğim bu çocuğa gözlerim bir aşktan çok daha fazlasıyla bakıyordu.Derin bir sevgiydi belki, bir abiye duyulan güçlü sadakatti, bir arkadaştan beklenecek kırılmaz bir güvendi.Şuan birkaç santim ötemde, gözlerini kısarak güneşe bakan çocuk her ne kadar itiraf etmekten çekinsem de, benim bu hayatta sahip olduğum her şeyin güzel bir birleşimiydi.

Belki bizim için her şey gereğinden zor ve yorucu başlamış, kimi zaman hayatımı psikolojik bir travma yörüngesinde bulmuştum fakat hala buradaydım.Elimden geldiğince, tüm geçmişimi beyaza boyamış, enkaz altında kalarak can çekişen anılarımı tarihin tozlu raflarına kaldırmaya çalışarak haftalarımı harcamıştım.

Başımı gökyüzüne doğru hafifçe kaldırıp anladığım bir diğer şey ise; zaman değişmiş, takvim yaprakları yere bir bir  dökülerek hızla Eylül ayını getirmişti.Bu 2014 yaz mevsimi boyunca; havanın nemi yükselmiş, gökyüzü siyah bulutlarını halının altına süpürerek bize kısa bir anlığına dahi olsa gülümseyebilmeyi öğretmişti.Anımsayarak gülümseyebileceğim olaylarla dolup taşmıştı bu üç ay.

Bundan yaklaşık bir ay önce, üç haftamı Ayşe annemle geçirmek için köye geri dönmüş, onun da dönüşünü buruk bir sevinçle kutlayarak yanaklarına yeniden renk gelen bu sevimli, hafif kilolu kadına sımsıkı sarılmıştım. Anne ve babamı ise tüm bu yaşadıklarımdan sonra farklı bir olgunlukla selamlamayı ihmal etmemiş, İstanbul’da yaşayarak gördüğüm dünyayı, tanıyarak genişlediğim insanları ellerimi kabartmalı tarihlerde gezdirirken birer birer anlatmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 05, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BESNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin