Yusufun arkasından yürüdü.
Bacakları titriyor , kalbi her zamankine göre daha hızlı atıyordu.
Neden hic tanımadığı bir adamın arkasından böyle sürüklendigini kendisi de bilmiyordu.
Şu an sadece Yusuftan gelen komutları dinlemeye odaklanmıştı.Nihayet evin içine girip salonun ortasında yüz yüze geldiler.
İkisinin de solukları hızlanmış , sokak lambalarının aydınlattığı odada baş başa kalmışlardı.
Yusuf karşısında ki kızın gözlerine derin derin baktı.
Ne anlatıyordu bu gözler kendisine ? Sanki " Seninim "diyordu .
Gözleri ela, teni beyazdı.
Duru bir güzelligi vardı.
Bir adım daha yaklaşıp nefesini hissedebileceği mesafeye geldi.
Gözlerini kızın yüzünden çekip, üzerindeki elbisede gezdirdi.
Boydan basit bir elbiseydi. Hiç bir gösterişi yoktu.
Nereden çık bu kız ? Kimin nesiydi? Neden ilk davetinde hiç tanımadığı bir adamın evine gelmişti?
Gözlerini tekrar kızın gözlerine kaydırdı.
Büyüleyici bir ela renkti bu.
Diğer kadınlarda gördüğünden farklı ve kendine özgü bir elaydı.
Elinin tersiyle usulca,kızın yanaklarını okşadı.
Kız gözlerini kapadı. Titremesi daha bir artmış ve bayılacak gibi olmuştu.
Yusuf kızın heyecanının farkındaydı.
Kız kapadığı gözlerini açıp,derin bir soluk aldı.
O da Yusuf'unu incelemeye koyulmuştu.
Ne zamandır rüyalarına giren bu adamın, bugün karşısında nefesini hissettiğine inanamıyordu.
Onları bugün burada buluşturan şeyin kader olduğuna emindi.
Kadını olmak için gecelerce dualarda yalvardığı adam, tam karşısındaydı.
Onun 'evime gel' teklifine hiç itiraz etmemiş adeta ona teslim olmuş ve sonra kendisini onun evinde ve tam karşısında bulmuştu.
Nasılda heybetli bir adam olduğunu bugün daha yakından hissetmişti.
Uzun ve iriydi. Kilolu olmadığı gibi zayıf da durmuyordu. Omuzları geniş, karnı sıkı ,elleri kocamandı. Gözlerinde buluştu.
Nasıl güzel bir kahveydi bu böyle. Ağzı erkeğe yakışan büyüklükte gözleri iri ve saçları tıpkı,gözleri gibi kahveydi. Güneşte açık karanlıkta koyu bir kahve. Bir erkek nasıl bu kadar güzel olurdu?
Yusufların hepsi böyle güzeldi demekki.
Yüzünde gezen ellerin aşağıya indiğini fark etti.
İşte ölüyorum diye düşündü.
Aşık olduğu adamın kollarında can vermek onurlu birşey olmalıydı. Şu an da ölümün yada kalımın kendisi için birşey ifade ettiği yoktu.
Aşağıya inen eller belini kavradı.
Aralarında ki mesafe sıfırlanmıştı. Artık Yusuf ne isterse yapabilirdi. Kızın onun kollarında nefesi kesilmiş dermanı kalmamıştı.
Kıza karşı hem istek hem acıma duydu. Hiç tanımadığı bir adamın davetine tereddüt etmeden gelen bir zavallıya dönüştü gözünde.
Buda öncekiler gibi tek gecelik bir ilişki olacaktı.Kız ise erkeğine kavuşmuştu.
Onun aşkı kazanmış , duası kabul olmuştu.
Yusufta onu sevmişti besbelli.
Nasılda okşamıştı yanağını.
Nasılda derinden bakmıştı o büyüleyici gözleriyle ta gözlerinin içine.
İç sesi sanki tüm sessizliği dağıtıyordu.
Artık senin kollarında güvendeyim sevgili .
Ruhum mezarından dirilmiş gibi . Sanki daha güzel hayat .
Sanki daha canlı bedenim .
Sen dualarımın kabul olmuş ,vücut bulmuş şeklisin .
Sana karşı koyacak cesaretim olmadığı gibi ,senden daha çok istekli bedenim .
Ne yaptın bana ?Derin bir soluk aldı. Yusufun kokusunu buram buram hissediyordu.
Mentol ve lavanta karışımı bir parfüm sıkmıştı ama bu kokunun yanında Yusufun kendi kokusunu da duymuştu. Yusuftan başka şu anda onun kokusuna ve belini kavrayan ellerine de aşık olmuştu.Yusuf aşkın adı olmalıydı. Ondan başka hiçbirşey düşünemez hale gelmisti.Kim olduğunu nereden geldiğini ve evde onu bekleyen biri var mı herşeyini unutmuştu.
Vücudu alev aldı. Titremesi geçmemişti.
Yusufun sesini işitti kulakları.Gür ve pürüzsüz çıkan sesine de aşık olmuştu.
Onun ellerinde ve sesinde güven hissediyordu.
Bu heybetli adamın ellerinde bir parça merhamet de hissetmişti.Hiç kimsenin dokunmadığı bedenine dokunan bu adama aşırı anlam yüklemişti.Adın ne senin? dedi.
"Ela" dedi titrek ve kısık bir sesle.
Yusuf daha fazla soru sormaya ihtiyaç duymadı...
###
Yusuf sırtını dönüp uykuya dalınca Ela başına gelenin yeni farkına varmıştı.
Pişmanlık,korku,öfke bütün olumsuz duyguları bir arada yaşıyor gibiydi.
Kendisine ölesiye bir öfke duyuyordu.
Kendisini Yusufa teslim etmişti. Yusufun olmuştu.
Yaptığının hata olduğunu , aynı zamanda büyük günaha girdiğinin de yeni farkına varmıştı.
Üzerini hızlıca giyinip, ayağa kalktı. Yusufun sırtı kendisine dönüktü.
Ağlayarak kendisini evden dışarı attı.
Yusuf sırtını dönmüş fakat uykuya dalamamıştı.
Kız gidince yattığı yataktan doğruldu.Komidinin üzerinde duran sigarasına ve çakmağına uzandı.
Düşünceli ve üzgündü.
Sigarasını yakıp derin bir nefes çekti.
İçeri vuran ay ışığında dumanlar halka halka karanlığa karışıyordu.
Eliyle başını kaşıdı.Yasadıkları gerçek miydi? Az önce birlikte olduğu kız kendisine teslim olmuştu. İlk kez Yusufla beraber olmuştu.Yusuf böyle olacağını tahmin edememişti. Ona dokunduğu için kendini suçlu hissetmiş fakat hiçbir kadınla birlikte olurken az önce hissettiği duyguları hissedememişti. Hiçbir kadının bu kadar güzel koktuğuna tanık olmamıştı. Bambaşkaydı sanki.Ve gercekten ilk kez bir kadın ,sadece kendisinin olmuştu . Hiç bir anlamı yokmuş gibi hissetti . İlk defa gördüğü bir adamın evine koşulsuz şartsız giren bir kadının değeri yoktu gözünde .Düşünceleri başka yöne kaydı.
Bu gece ne kadar da karanlıktı.
Ve ölüm gibi sessizdi...
Sanki başına gelecek bir kıyametin başlangıcı gibiydi...***
Sevgili okuyucular hikayeme hoş geldiniz.Eğer siz de benim gibi merak uyandıran, kimi zaman duygusal kimi zaman ilahi mesajlar içeren,aşkla hataları bir arada barındıran, azıcık kovalamaca biraz da tatlıyla tuzlu karışık seviyorsanız çok doğru yerdesiniz.
Diğerlerinden farklı olduğunu düşündüğüm kitabımla sizleri baş başa bırakıyorum...
Keyifli okumalar diliyorum.Allaha emanet olun.
''Gözden kaçırdığım,dikkatsizlikle yaptığım hatalarım olabilir. Şimdiden affola''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖVBE (FİNAL)
EspiritualEyy Aşıklar , Sizin de gözünüz kör ,gönlünüz kor oldu mu ben gibi? Ölüm diyorlar ya hani, diriyken de ölümü tadan , duyan oldu mu ben gibi? Ey hasretiyle ölümü yaşatan ,ey bakışıyla yürekleri dağlayan, Kaç kişinin canını yaktın ben gibi? ...Artık s...