2)Vakit Kuyudan Çıkma Vakti

7.6K 433 39
                                    

Yaşlı gözlerini kırışmış elleriyle yavaşça sildi.Yine hatıralarıyla hem dem olmuş ve yorgun düşmüştü.  Yorulmuş bacakları ağır ağır ilerlerken , o geçmişin bıraktığı izlerle meşguldü.

Sonbaharın getirdiği rüzgar ıslak gözlerine değiyor sonra tüm yüzünde hislerini yeniden uyarıp bedenini terk ediyordu.

''Eyy insan '' dedi sesli bir şekilde. Etrafında kimseler yoktu,yine kendi kendine konuşuyordu. Mahallenin en saygı duyulan ama bir tarafının da garip olduğu fısıltısı dilden dile yayılan bir ihtiyardı.

''Eyy insan .Nankör insan.Gafil insan. Görmez misin bak her yer mezarlık dolu. Neyedir çaban? Nereyedir gidişin? Hiç mi düşünmezsin ? Yoook hiç düşünmezsin. Tek düşündüğün kendindir. Kimsecikleri düşünmezsin . ''

Kendi kendine konuşarak yoluna devam etti .Nihayet evinin kapısına varmıştı . En az kendisi kadar eski olan kapının kırık kulpundan itekleyerek, girdi evinin bahçesine. En sevdiği gülleri karşılamıştı yine kendisini . Sol şeritte kırmızı, sağ şeritte pembe ,eve giden dar koridor boyunca uzanan en sevdiği güller.

Ellerini bacaklarının yanından biraz yukarı hafifçe kaldırdı ve elleri güllere değecek şekilde yavaş yavaş yürüdü. Yürürken sol elinin içi kırmızı gülleri,sağ elinin içi pembe gülleri yalayarak gidiyordu. 

''Yine ne düşünürsün bu kadar benim güzel Efendim ''dedi naif bir ses . Eşi Hatice Hanımdan başkası değildi. Sesinde huzur bulduğu ,can bulduğu ,yoldaşıydı.Sesin geldiği tarafa yöneldi.

Kendisine en güzel hislerle bakan zevcesinin, bakmaya doyamadığı gözleriyle buluştu.

''Benim güzel Haticem. Rüyamda aylardır Yeşil Tepeyi görüyorum. ''

''Hayra gelsin Hasan Efendi. ''

''Gönlü yanan biri var Haticem. Ciğerini dağlamışlar sanki. Kendini atıyordu uçsuz bucaksız uçurumlardan.O atınca kendini , ben acı bir çığlık atıyorum ama nasıl .Yer gök inliyor Haticem.Kuşlar feryat ediyor,gökyüzünde şimşekler çakıyor. Sonra uçurumun bağrından bir ses kopuyor.'Hocam neden kurtarmadın beni .' diyor . Öylece uyanıyorum.''

Anlatırken ağlamaya başlamıştı . Yüreği titriyordu rüyasını yeniden hatırladıkça. 

''Allah büyüktür.Üzülme . Vardır bir hikmeti.''dedi Hatice Hanım.

Sonra eşinin yanına yanaşıp sanki bir serçeye dokunuyormuş gibi nazik ve yavaş hareketlerle Hasan Efendinin gözlerinde ki yaşı sildi .Birbirlerine o en güzel ve sıcacık gülümsemeleriyle bakıp durdular . Hasan Efendi derin bir nefes aldı.

''Ben o uçuruma gidiyorum Haticem . Bir kaç gün gelmeyebilirim. O uçurumun başında bekleyeceğim. Olur da kendini atmaya kalkan biri olursa önüne set olacağım .''

''Senin gördüğün rüyaların boşuna değildir. Ey Allahın güzel kulu. Git bakalım .O uçurumlar  kim bilir sana ne getirecek . Yolun açık olsun.''

Bahçe kapısına yöneldi . Vücudunu kıble yönüne çevirip ellerini hafifçe açtı.

Niyetini almadan yola çıkmazdı.

"Niyet ettim Rabbim,senin rızan için bir şaşırmışa doğru yolu göstermeye.Sen muvaffak eyle." dedi kısık sesle.
Sonra evlerinin önünde ki yol boyunca uzanan yeşil tepeye baktı.

"Bekle beni deli Yusuf'um dedi.
Vakit kuyudan çıkma vaktidir ". 

TÖVBE (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin