Yusuf
Gözlerime bakarken farklı şeyler düşündüğünü hissedebiliyordum.Bir kaç dakika daldı,gitti.
Sonra yeniden döndü."Ben aslında o gün bitirmiştim seni Yusuf. Hatırla." dedi.
Arabanın kapısını hızlıca kapatıp,bir kaç saniye içinde, tozu dumana katarak gözden kayboldu.
Bir kaç adım attım bahçenin içerisinde.Bana hatırla dediği şeyi hatırlamaya çalışarak.
Galiba söylediği şeyi hatırlıyordum.Bir adım daha attığımda,yerde ki bir nesneye bastığımı hissettim.Yere eğildim.
Ayşeye hediye ettiğim şal,yere düşmüştü.Şalı Ayşeye uzattığımda,Ela elimden almaya çalışmış,sonra da yere düşürmüştük.
Şalı elime aldım.Ayşe bana hatırla demişti.
Aklım hala onun hatırla dediği anıdaydı.O günü hatırla demişti.
Ogün hep hafızamdaydı.
Hep hafızamda kalmaya da devam edecekti.
O gün,arsız günahlarımın dışa vurumuydu.
O gün onlarca ihanetimden sadece birisiydi.2010/Şubat
Ayşe'de beni kendine çeken bir şeyler olmalıydı. Bu kızın yanında olmak,yada yanından geçmek bile bir huzur veriyordu bana.
Yüzü güzel olsa da ufak tefek bedenli,kısa boylu bir kızdı. Benim uzun bacaklılarla ilgisi yoktu. Üstelik onunla konuşurken hep kekelediği için, onu uzunca bir zaman kekeme sanmıştım.Sonra ki konuşmalarımızda dilinin bağı çözüldüğünden, kekemeliğinin heyecandan olduğunu anlamıştım.
Beni sevip sevmediğini bir türlü çözemiyordum.
Bazen hakaret ediyor bazen sakince cevap veriyordu.
Daima gözlerini kaçırıyor,ben sormadıkça asla konuşmuyordu.
Aramızda ki mesafeyi hep koruyor ona doğru ne zaman bir adım atsam o da hep uzağa doğru bir adım atıyordu. Onun en fazla bir metre yakınına gelebiliyor fakat ötesine geçemiyordum.
İnançlı olduğunu savunan gericiler kadar nefret etmiyordum ondan.
Neden nefret edemediğimi bir türlü anlayamıyordum. Burada ki tek Türk olduğu için mi bilmiyorum,Bir şekilde yörüngesine girmiştim ve çabalasam da çıkamıyordum.
Sınıfta ondan hoşlanan bir İngiliz vardı ve ondan nefret ediyordum.
Kimsenin Ayşe'den hoşlanmasını istemiyordum.
Bir süre sonra Ayşe'ye sahip olmak istediğimi fark ettim. Onunla birlikte olabilmek için önce onu örtüsünden kurtarmam gerekiyordu.
Bir gün onunla kampüste buluşmak için sözleşmiştik. Ona sürekli örtüsünü çıkarmasını söylerken o da bana inançlı olmam gerektiğini söylüyordu. Ondan hoşlandığımı söylediğim de gözlerini kaçırıp ''olamayız biz '' demişti. Fakat bir umut vardı ve konuşmaya devam ediyorduk.
Bugün de onunla buluşacak ve fikirlerimizi tartışacaktık. Ya o bana yada ben ona fikirlerimizi kabul ettirmeye çalışacaktık.
Bahçede Ayşe'yi beklerken Daniela yanaşmıştı yanıma.
İşte Ayşe'yi kaybettiğim gün bu gündü.
Nefsime karşı koyamadığım ve Ayşe'yi kaybettiğim gün.
Daniela minicik bir şort ve askılı bir badi giymişti. Ha,bir de kırmızı ruj tabi.
Asla dayanamadığım,karşı koyamadığım kırmızıya boyanan dudaklar.
Daniela önce yanıma,sonra kucağıma oturdu.
Ayşe bizi öpüşürken görmüştü.''Yusuf''
Ayşe'nin sesiyle Daniela 'yı kucağımdan attım. Onun düşmesini umursamamıştım.Şu an için önemli olan Ayşe'ydi. Bu şekilde görmesi iyi olmamıştı.
Ayşe bana doğru bir kaç adım attı.
Gözleri dolu doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖVBE (FİNAL)
EspiritualEyy Aşıklar , Sizin de gözünüz kör ,gönlünüz kor oldu mu ben gibi? Ölüm diyorlar ya hani, diriyken de ölümü tadan , duyan oldu mu ben gibi? Ey hasretiyle ölümü yaşatan ,ey bakışıyla yürekleri dağlayan, Kaç kişinin canını yaktın ben gibi? ...Artık s...