Bölüm 30/5: Ölüm,

30.3K 1.4K 136
                                    

Bu bölümü cigdemugur a ithaf ediyorum.  Kendisi yeni tanışmış olduğum yazar arkadaşım. Ve çok güzel bir kurgusu var. Adı Sessiz Ol!  Eğer wattpadde güçlü kadın okumak isteyen arkadaşlarım varsa bence bir bakın derim.

İstenirse oyların 270 lere kadar çıktığını gördüm. Bu bölümü +300 yapalım mı  ? En azından zorlayalım ^.^

Bölüm sonunda bulunan açıklamayı okuyun lütfen.

Karanlık saatleri kalmış bir kelebeğin kanatlarında, son bir kez daha diye çırpınan umut gibi sıyrıldı. Sıyrılmak istemiyordu; orada, sonsuza kadar kalmak ve elinden gelirse beni mahvetmek, ve hiç olmasa dahi beni kör etmek, bu kalıcı hasarı er ya da geç vermek istiyordu.

Düşmanım çetindi biliyordum ama bu seferde yenilmemiştim; ellerimin oyuntularına, boynumun ve belkide bedenimin en hassas noktasına o karanlığı ben yerleştirmiştim ama tamamen karanlık olmamıştım. Ne ben becerebilmiştim, ne de karanlığın bana gücü yetmişti.

Evimdeydim ve her zaman olduğu gibi saçlarım yatağın kenarından sarkmıştı. Zümrüd'ün kedisi yine ona ihanet etmiş; gelmiş saçlarımla oynuyordu. Yazın en sıcak günlerinden biri olduğu için bende bazen parmaklarımla saç diplerimi havalandırarak ekmeğine yağ sürüyordum. O iki saniyelik zaman diliminde kedi de durup ters yatıyordu ve karnını saç uçlarım için açıyordu. Hareketlilik durunca doğruluyor ve tekrarının olması için saçımla büyük bir savaş içerisine giriyordu.

Kafamı sol tarafımda olan kapıya çevirip annemin beni uyandırmak için gelmesini saymaya başladım. Hafta hangi gününde olursa olsun annem her gün aynı saatte beni uyandırmak için geliyordu ve bir yanım bunu tamamen benimsemişti. Artık o gelmese bile -şimdi olduğu gibi - aynı saatte uyanıyor ve inat edip onun gelmesini bekliyordum. Ve çoğu zaman annem beni bunu yaparken yakalıyordu. Tıpkı şimdi olduğu gibi.

"Biliyor musun benim kızım olduğun çok belli." Sırıtıyordu. Yalancı uykumu devam ettiriyor görünmek adına kafamı pencereden tarafa çevirdim ve tatlı bir soğuğun sırtımı yalamasına izin verdim.

Tam o sırada, sürekli kendi kendime konuştuğum iç sesim irkildi ve soğuğun ona değmemesi için gidebileceği en ücra köşeye gitti. Ne olduğuna anlam veremezken anneme ait olan ses odaya doldu ve  ben daha ona dönmeden öfke dolu adım sesleri dibimde bitti.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ?" Uyanmadım diye sinirlenmiş olamazdı. Şaşkınlığım dudaklarımdaki yerini alarak bekledi.

Annem ona öylece bakmış olmamdan kaynaklanan bir sinir dalgasıyla titredi.

"Bana cevap ver! Ne yaptığını sanıyorsun sen ?" Tamam, iyi anlaşıyorduk ve her zaman iyi anlaşmıştık ama çok iyi anne kız ilişkisinde bile ufak sürtüşmeler olabilirdi. Bu sefer olandan benim haberim yoktu ama annemin bu denli gözünün dönmesi hiç hayra işaret değildi.

"Ben yalnızca espri olsun diye," Sorunun uyku oyunu olduğunu düşünüyordum, bundan emin değildim ama aklıma başka bir ihtimal gelmiyordu.

"Espri mi ? Anka, kızım sen ciddi misin ?" Sonunda iç içe girmeye çalışan kaşlarım devreye girdi ve yatakta doğruldum.

 Annem az öncekinden daha güçlü bir şekilde bağırana kadar da öyle durmuştum.

"Hangi kız sırf espri olsun diye sırtına kocaman bir dövme yaptırır ? Ha!" İşte tam o anda bir ayakkabının iplikleri gibi, bir yılanın deri değiştirmesi gibi, bedenim başımın üstünden başlayarak düğüm bıraktı. Açılan her düğüm de kanlı bir beden, kirlenmiş bir ruh koku salıyordu.

SAHİPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin