Bölüm 28/2: Takas,

41.2K 1.7K 214
                                    

Bu bölümü sevval_ipek' e ithaf ediyorum.

Bu bölüm oldukça uzun bir bölüm oldu bu yüzden vote ve yorumları bol tutmanızı rica ediyorum.

+170'i zorlar mıyız ? Bence yaparız. Sizleri seviyorum ♥

Keyifli okumalar.

Oyunlar ve bedeller.

İnanışlar ve kaybedişler.

Sevişler ve sevişmeler.

İntikam isteyenler ve adam öldürenler.

Bir rüzgar gülü. Dönen her yaprağında farklı bir inanış gibi insanın mayasında ne varsa gruplar haline getirmiş, vakti geleni kendi etrafında dönderiyordu. Kara bulutlar etrafı sarıyordu ve fırtına kopmak için zaman kolluyordu.Bulutların ardındaki ses kopacak olan fırtınayı haykırmak istiyordu ama kara bulutlar buna izin vermiyordu ve hiç kimse büyük bir fırtınanın kurbanı olacağının  farkında değildi.

 "Üzerine böcekler yerleştireceğiz." Uluç güven vermek istermiş gibi  ela gözlerini gözlerime dikmişti. Uzun bacaklarını arada sallıyordu ve bazen elini dizinin üzerine getirip bir şeyler düşünüyordu.

"Senden şüphelenmemesi için her şeyi yapacağız. Haldun dediğim gibi seni benim edinmek istediğim yeni bir oyuncak olarak görecek. Cezp etmesi için önünde bir süre oyun sergileyeceğiz. Erdal bize yardım edecek ve bakıcı takası konusunda bütün sorunları hallettik. Kimse bir şeyden şüphelenmeyecek." Bir oyuna başlıyordum. Benim grubum oyunlar ve bedellerdi. Uluç: İntikam isteyenler ve adam öldürenlerdendi ve Haldun bu durumda anlamına yakışmayan bir gruba dahil oluyordu: Sevişler ve sevişmeler.

Tüm gruplar birbirlerine neden ve sonuç ilişkisi ile bağlanmıştı ve bu zincir şeytanın laneti ile her sağa sola sallanışında üzerinden bir insan atıyordu. Ama ne olursa olsun herhangi bir grup yok olmuyordu. Yalnızca ölenin yerine yenileri geliyordu ve bu kısır döngü yeni kurbanın kanları ile zevkli bir oyun haline geliyordu.

Uluç'un kullandığı oyuncak tabiri içimde farklı duygular uyandırsada bunu belli etmedim ve bugünün yıldızı olan kara bulutların etrafımızı yavaş yavaş çevirişini girdiğim güverteden izlemeye başladım.

"Evin yanına yaklaşamıyoruz ama içeri adam sokmanın bir yolunu bulduk. Kim olduğunu sende bilmeyeceksin. Bu hem senin hemde adamın güvenliği için. Sen onu bulmaya çalışma. Adam sana gerekli zamanda gerekli mesaj ve ihtiyaçları sağlayacak." Boğazım daha şimdiden kurumuştu ve korkum artık baş göstermişti. Hangi akılla bunu istemiştim bilmiyordum ama şimdi oturup düşünmeye başladığımda kötü hissediyordum. Aslında hissettiğim şey kötü de değildi. Sonumun yaklaştığı korkusu olabilirdi. Ya da tüm bunlar kara bulutların içimi karartması yüzünden kaynaklanıyordu.

Uluç benden bir tepki bekliyordu ama ben ona karşı tüm çabamla korktuğumu gizlemeye çalışıyordum. Gizleyebiliyor olup olmadığımdan emin değildim ama Uluç'un ters giden bir şeylerin olduğunu bildiğine emindim.

O durup bana bakmaya başladığında ilk defa Uluç'un bakışlarından bir şeyler hissedememiştim. Bu odaklandığım ve benim irkilmemi sağlayan bir soru yüzündendi. 

Ya beni birlikte olmak için kullanırsa ? Ne yapacaktım ?

Tüm uzuvlarım korkunun esiri oluvermişti. Birdenbire bedenimi saran bu düşüncelerin etkisini hissetmemeyi istedim. Bu kararı verirken bunların hepsini göze almıştım. Vazgeçemezdim. 

SAHİPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin