Bölüm 30/1: Ölüm,

36K 1.4K 79
                                    

Bölümü düzenleme fırsatım olmadı, yanlışlarım varsa lütfen görmezden gelin, onları fırsat bulunca düzelteceğimden emin olabilirisiniz. 

Keyifli okumalar.

Hissettiğim sıcaklık, yüzümde veya kalbimde bir gevşemeye sebep vermiyordu. Beni soğuktan bile çok tedirgin ediyordu ve bu tedirginlikle birlikte bazı duygular baloncuk baloncuk beynimin en ücra köşelerinde patlıyor, patlama sonucu etrafa saçtığı parçalarıyla da kalıcılığını, farklı bir şeyin ya da birilerinin onu temizlemesini zorlaştırıyordu.

Her bir kalıntı beynimde tıpkı burada bulunan, duvarların oyuklarında dalgalanan mumların ateşi gibi hareket ediyor ve ısısı beni düşünmeye itiyordu.

Haldun'un belimde olan eli hareket edince o mumlardan birinin alevi etime deydi ve küçük Uluç'un anılarından biri soyut bir şekilde, yanan etimin dumanıyla silüet kazandı.

Bir annenin çocuğu önünde tecavüze uğramasına sebebiyet vermişti bu adam. Bir gencin babasından nasihatler alacağı dönemde, baba katili olmasına yol açmıştı ve bilmesemde binlerce hayat söndürdüğüne emindim.

Belimdeki elinin cansız bir şekilde yere düştüğünü hayal ettim. Acaba Uluç o kadar çabuk öldürür müydü Haldun'u merak ediyordum. Sinir uçlarım damarlarımın etrafına dolanırken, damarlarımdaki kanda bulunan özgürlük isteğim onları sakinleştirici bir narkoz etkisi gördü ve yeniden ait oldukları yere çekilmeleri için zaman verdi.

Sinir uçlarım yavaşça geriye doğru çekilirken gözlerimde nefret kırıntısı olduğunu biliyordum ve bunu Haldun'a göstermemek için onunla hemen göz göze gelmedim. Gözlerim kalabalık salonda dolaşırken bununla yanlış yaptığımı anladım çünkü tüm salonun gözü hâlâ üstümüzdeydi ve bu beni fazla geriyordu. Haldun beni nihayet masasına çektiğinde korumalar etrafımızı çevirdi. Normalde onlardan da tıpkı Haldun gibi iğrenirdim ama şimdi insanlarla aramızda duvar oldukları için neredeyse onlara minnettardım.

Haldun'un yüzüme baktığını hissedebiliyordum, tıpkı yalnız olduğumu hissettiğim gibi. Gözlerimi ona dikerken içimden ona duyduğum tiksintiyi anlamaması için dua ettim.

"Dövme olayını pek sevmem ve yaptırmayı daha önce hiç düşünmedim. "Haldun ondan daha çok tiksinmemi sağlamak istermiş gibi gülümsedi. Öğürme hissi boğazımı yakarken bunu yutkunarak bastırmaya çalıştım.

"Bence düşünmelisin. Siz kadınların güzellik uğruna hoşlanmadığınız pek çok şeyi yaptığınızı biliyorum. Dövme de senin için böyle olmalı." Haldun ona yeterince yakın değilmişim gibi bedenini bedenime yaklaştırdı. Kokusu burnuma dolduğunda hissettiğim yoğun parfüm kokusu beni ondan bir adım uzaklaşmam için tetikliyordu ama bunu yapmadım.

"Dövme beyaz teninde çok güzel durur. "Sıcak ve terli parmakları sırtımdan aşağı kaydığında ayaklarımı bütün kuvvetimle yerinde tutmaya çalıştım. Vücudumdaki bütün tüyler diken diken olmuştu ve bir yandan zihnim de benimle oyun oynamak istiyormuş gibi Uluç'un kolumdan aşağı süzülen dokunuşunu hatırlatıyordu. Onda da rahatsız olmuştum ama onunki şimdi olandan çok farklıydı. Onun dokunuşunda tiksinme yoktu. Korku vardı ama o korku bile şimdi olandan çok farklıydı.

Gözlerim tanıdık bir çift göze tutunurken bu yerimde durmam konusunda bana yardımcı oldu. Erdal bana hem tüm bunlar için üzgün olduğunu belirten hemde başarabileceğini biliyordum diyen gözlerle bakıyordu.

Haldun'un dikkatini çekmemek adına gözlerimi Erdal'ın üzerinden çekerken düşünmeden edemedim. Az önce ortadan kaybolurken onunda tıpkı Uluç gibi geceye karıştığını beni bir başıma bıraktığını düşünüyordum. Ve bir bakıcı edineceğini.

SAHİPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin