Bölüm 21: Sarhoş,

37.3K 1.6K 112
                                    

Romantizm içinde #55. Sıradayız. Hepinize çok ama çok teşekkür ederim. Minnettarım ♥

Sizleri seviyorum ve vote ve yorumları daha da arttırmanızı rica ediyorum.

Bir kalem diken çizdi, harfler dikenin köküydü ve o harfler benim ağzımdan çıkmaya başladığında bu acı vermekten çok, bir yazarın tutkusu haline geldi. Kalem acı çekiyordu ama yazmaktan vazgeçmiyordu. Ve onun akan masum kanı beyaz sayfaların üzerine bazen bir cinayetin, bazen bir kurtuluşun, bazen çaresiz bir umudun, bazense başlı başına belirsizliğin resmi oluyordu.

Şu an hissettiğim işte buydu. Belirsizlik. Uluç beni öpmüştü. Özgürlüğümü onun parmaklıkları ardında yaşamaya çalışırken beni durdurmuştu ve bana kül dahi bırakmamıştı. Bunu neden yapıyordu bilmiyordum. Elime tutuşturmaya çalıştığı karanlığın nedenini bir türlü kavrayamıyordum. Bir sis bulutu gibi etrafımı sarıyordu ve benim aydınlığım onun sis bulutu yüzüne rengini kaybediyordu .

"Neden yaptın ?" Dedim dudaklarımda onun karanlığı varken.

Yalnızca bir adım uzağımdaydı ve doğrudan gözlerimin içine bakıyordu.

"Yapmak istedim. "Parmaklıklar ardındaki özgürlüğüm çırpındı ve paslanmış demire yumruklarını savurdu.

"Derdin ne senin ?" Uluç ellerini yana açtı ve benimle alay eder gibi konuştu.

"Derdin ne senin ? Bir sorun mu var ?" Gözleri dönmüş gibiydi ve sözlerim sanki onun karanlığında ki mayın tarlasında yanlış yere basmıştı.

"Yardım etmemi ister misin ? Eğer işe yarayacaksa yatalım mı ?" Son soru cümlesi kaşlarımı çatmama sebep oldu.

"Bu sorular her zaman sorulur. "Ellerini birbirine kavuşturdu ve başını yana yatırdı.

"Peki ben neyi tercih ederim  biliyor musun ?" Aslında ona cevap vermek gibi bir niyetim yoktu ama kendimi o karanlık tünelde bulduğumda çok geçti.

Kafamı Uluç için sağa sola oynattım.

"Tabi ki yatmayı. "Delirmiş gibi kendi etrafında bir tur döndü ve dilini dişlerinin arasına alıp ses çıkardı.

"Ama sanırım bunu sen istemezsin. "Aslında böyle bir niyeti yoktu. Yalnızca ne tepki vereceğimi test ediyordu. Tepkim onun beklediği gibi olmadı. Yüzümde hiçbir mimik hareket etmedi.

"Ne yapmaya çalışıyorsun ? Evini yaktığın için pişmansında bunun acısını mı benden çıkarmaya çalışıyorsun ? Yoksa bu halde olmama dolaylı da olsa sebeb olduğun için beni kışkırtıp sana zarar vermemi mi istiyorsun ?" Uluç gerçek, samimi bir gülücük ortaya koydu.

"Neden böyle bir şey yapayım ?" Bu sırada gözüm odanın diğer tarafına kaydı. Kimse yoktu. Muhtemelen bu sessizliğin sebebi Savaş yüzüneydi. Melisa çırpınıp beni kurtarmaya çalışsa bile Savaş buna izin vermemiş olmalıydı.

"Kendini affettirmek için." Uluç içine derin bir nefes çekti ve bana doğru gelmeye başladı. Tedirgin olarak geriye bir adım attım ama sırtımın duvara çarpması çok uzun sürmemişti.

"Kendimi affettirmek mi ? Bu iş tamamen seni aptallığın. "Yüzüme tükürür gibi konuştu.

"Hem,"Ellerini iki yanımdan duvara dayadı.

"Kendimi affettirmek istersem bu benim yöntemimle olur. "Hiç beklemediğim bir anda soğuk alnını, biraz korkudan biraz da karmaşık duyguların ısıtmasından kaynaklanan alnıma bastırdı.

"Ne dersin ?" Burnumun ucunu öptüğünde onu itmek için kullanacağım ellerimi kafamın üzerinde bileklerimden yakalayarak sabitledi.

"Bu kadar ürkek olma. Bu çok tahrik edici. "Gözlerimi yüzüne diktim.

SAHİPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin