"Kızım iyi misin ?" Yaşlı adam endişeli gözlerle bakıyordu bana. Gözleri elimdeki kağıda indiğinde kağıdı hızlıca buruşturup ceketin cebine attım.
"Kusura bakma kızım. " Yaşlı amca ondan sakladığımı düşünmüş ve mahcup olmuştu.
"Ben okuma yazma bilmem." Dediğinde
"Önemli değil gerçekten asıl siz kusura bakmayın. Öyle davranmamalıydım. " Dedim. Güven vermek istercesine omzumu sıvazladı.
"Hadi kurda kuşa yem olma, seni eve bırakayım." Yavaşça kafamı sallayıp arabaya doğru ilerledim.
Bu sefer belki evime gidecektim ama arkamda birini bırakmış olarak gidecektim. Bir hayattan vazgeçmiş olarak.
Elimdeki ceketi her ne kadar atmak istesemde açıkta kalan göğüs üstüm için iyi bir kapatıcıydı. Kollarımdan geçirip önümdeki taksiye bindim.
*
Boynumda dolaştırdığım parmaklarımla çizginin büyüklüğünü hesaplamaya çalıştım. Hayvan herif vücudumda iz bırakmıştı. Hayatım boyunca bu iğrenç anıyı unutmaya çalışsamda bedenimde iz olarak kalacaktı. Ondan da, o iğrenç yaratıklardan da nefret ediyordum. Siyah ince kazağı üzerime geçirirken bir yandanda bir daha unutmamak adına telefonumu cebime yerleştirdim. Saçlarımı sağ bileğime doladığım tokayla bağlarken emin adımlarla çıktım odadan. Portmantodan mevsimlik montumu alıp hızlıca asonsöre yöneldim.
Melisayı o izbe, uçuk yerden kurtaracaktım. Bir gün beklemiştim belki gelir diye ama hayır artık bekleyemezdim.
Karakol uzakta değildi, yürüyerek yarım saate orada olabilirdim. Karşıdan karşıya geçerken sanki izleniyormuşum hissine kapıldım. Etrafıma göz gezdirirken bir yandanda adımlarımı hızlandırıyordum. Karakola ulaşmak için ıssız bir sokaktan geçmem gerekiyordu. Sokağın başına geldiğimde önce sokağa sonra elimdeki telefona baktım. Saat 22' ye geliyordu. Şehir bu saatte kalabalık olsa da bu sokak yine sakindi. Önümden iki genç sokağa girdiğinde tereddüt etsemde peşlerinden ilerlemeye başladım.
Zararsız tipler oldukları pahalı kıyafetlerinden belli oluyordu. Bu yüzden sokakta yalnız kalmadığım için rahatlamıştım.
Adımı atmadan önce son kez Melisa'yı aradım. Eğer bu seferde açmazsa sonucu ne olursa olsun girecektim bu karakola. İsminin üzerine gelip içimden dua ederek aradım. Telefon farklı olarak kapalı değil çalıyordu. Umut zilleri kalbimde çınlarken beklediğim sesi sonunda duydum. İlk onun konuşmasına izin verdim.
"Anka " Sesinde herhangi bir sorun yoktu. Yani işkenceye uğramamıştı. Derin bir nefes alıp verdikten sonra.
"Melisa nerdesin ?" Dedim, sesimi sakin tutmuştum çünkü telefonda onu telaşlandırmak istemiyordum. Sonuçta eve geldiğinde ona başımdan geçenleri anlatacak ve hesap soracaktım.
" Gerçekten bu kadar üzerime düşmemelisin " Dediğinde o görmesede göz devirdim. Ben onun için neler yaşamıştım haberi varmıydı acaba ?
"Melisa " Yorgun hissetmiştim birden " Neredesin ? "Cevap ver ! Cevap ver !
"Anka geleceğim tamam mı ? Ama şimdi değil. Seni ararım." Kapatmasına izin vermeden.
"Melisa biliyorum " Dedim. Artık yalan söylemesini istemiyordum.
"Anka seni arayacağım. Bir bok bildiğin yok. Ama şimdi kapatmam lazım." Daha fazla mazaret dinlemek istemediğim için onun kapatmasına fırsat vermeden telefonu yüzüne kapattım. Her ne bokum şeye mecbursa bu gece o iş bitecekti.
Masada oturan üniformalı kadına doğru ilerledim. Önündeki bilgisayara o kadar çok yoğunlaşmıştı ki beni farketmemişti bile. Karşısında diklimeyi sürdürürken bir süre sonra beni fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİPSİZ
RomanceBaşlama Tarihi: 27.10.16 Romantizm#4: 03.02.17 Hikayenin ilk bölümleri yıllar öncesine aittir. Gelişmemi izlemek istediğim için bu bölümlere dokunulmamıştır. Bir varmış bir yokmuş diye başlattı bir kadın masalı. Bir varmış bir yokmuş diye devam etti...