Bölüm 55:KMÇABD 1.KİTAP FİNAL

7.2K 245 319
                                    

Sahipsiz I.KİTAP FİNALİ.

2. KİTAP OLACAK.

2. KİTABIN BÖLÜMLERİ BURADAN GELMEYE DEVAM EDECEK.,

Multimedyadaki şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim❤️

SİZLERİ SEVİYOM. KEYİFLİ OKUMALAR.











Korku.

Korku?

Zihin duvarımı parçalayan ve etimi o duvara sıvayarak beni sıkıştırmaya çalışan duygunun adıydı bu.

Korku.

Uluç Saraç'ın yüzünde bu duyguya ilk rastlayışımdı ve bu duyguyu onda görür görmez vereceğim tepkinin şiddetli bir kalp çarpması olmasını beklemiyordum. Onda bu duyguyu görmek beni alaşağı etmişti çünkü haftalardır yanındaydım ve en kötü durumun kapısında kalmış, ölümün eşiğinde onunla birlikte zikzak bile oynamıştım ve o korkmamıştı.

Onda bu duygunun esamesi okunmaz sanıyordum.

Şimdi. Tam bu anda. İçine hapsolduğumuz Mavi Işık gerçeğinin ne olduğuna dair bir fikrimin olmadığı bu kısır gecede onun gözlerinde korkuyu görmek beni kendi canımdan önce onun canı için endişelendirdi, çünkü mavi ışıkların kaynağını bizzat kendi gözlerimle görmüş ve babasıyla göz göze gelmiştim. Elinde tuttuğu ışığı önce kalbine sonra beynine doğrultmuştu oğlunun ve ışığın cansız varlığının kalbimi bir kurşun deliği gibi geçip Uluç'a ulaşması endişesi beni tedirgin etmişti.

Onun için.

Uluç için.

Parmaklarımın elimde tuttuğum cansız varlığın ağırlığı ile titrediğini hissettim. Uluç gözünü bile kırpmıyor, yazılı kelimelerin nefesini kesmesine engel olamıyormuş gibi kelimelerin cansız varlıklarına bakıyordu. Gözlerim titreyen gözbebeklerindeydi ve bir an çenesinden tutup onu bana bakmaya zorlamayı istedim.

Gözlerindeki buğuyu atılan bir taş gibi gözlerimle kaybetmek istedim.

Ne hissettiğini açıkça öğrenmek istiyordum fakat onda gördüğüm bu yeni ifade beni olduğum yerde hareket etmeden durmak zorunda bırakıyordu. Uluç'un ilk kez duvarlarının bu denli titrediğini ve göründüğünden daha az güçlü olduğunu gördüm.

Onu böyle gören sayılı kişilerden biri olduğumu biliyordum.

Bu sandığımın aksine canımı acıttı.

Sessizce beklemeye devam ettim ve gözlerini kaldırıp bana bakması için beni yeniden hissetmesini istedim, ona doğru bir adım attım. Uluç hareketimi anında algıladı ve gözlerini çıkarıp gözlerimin tam içine baktı. Bir süre sustu. Bana bakarak sustu. Fazlası olduğunu biliyordum, bu yüzden sessizliği bozması için onu bekledim.

Beni çok bekletmedi.

"Sormayacak mısın?" Dedi, sesinde kendinden eminlik yoktu ama sormamı da istemiyor gibiydi. Acısının yeri güpegündüz ortaydı ve ben tüm zaman boyunca onu bu denli açık görmemiştim. Bu durum bende olduğu gibi onunda kendini çıplak hissetmesine neden oluyor muydu? Hatırladıklarım onu ilk kez zihnimde o kalın zırhından soyundurdu.

Onunla bu konu hakkında konuşmak istemiyordum. Uluç'un sarhoş olduğum gün anlattıkları yalan dolandı ve babası hakkında konuşacak olmak her ne olursa olsun beni tedirgin ediyordu. Olanları sindirmem ve belki de kendi kendime yargılar edinmem lazımdı çünkü bu konu onunla masaya oturup konuşacağım bir konu değildi.

Elimdeki zarfı ona uzattım: "Merak etmiyorum."

Güldü.

Kendi haline gülüyordu. Acısı o denli fazlaydı ki ilk defa normal bir tepki vermesine şahit oldum.

SAHİPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin