UPUZUUUUUUNNN BİR ARADAN SONRA ÖZEL BÖLÜM İLE BURADAYIM VE ÇOK GERGİNİM. UZUN OLDU, ZAMAN ALDI AMA BU GERGİNLİĞİN İÇİNDE BURASI BENİ RAHATLATTI. BU BÖLÜME GELECEK OLAN YORUMLARI MUHTEMELEN ONLARCA KEZ OKUYACAĞIM. HEP ULUÇ İSTEDİNİZ, HEP İSTEDİĞİNİZ ULUÇ'U SİZE ULUÇ OLARAK VERDİM. BU BÖLÜMÜ BEN YAZDIM EVET AMA BANA BU BÖLÜMÜ YAZDIRAN ULUÇ'TU. HER ŞEY İSTEDİĞİ GİBİ OLDU. İÇİME SİNSİN YA DA SİNMESİN BU BÖLÜM ULUÇ'LASINIZ VE BEN TEPKİLERİNİZİ DELİCESİNE MERAK EDİYORUM.BU BÖLÜME ATABİLDİĞİNİZ KADAR ÇOK AMA ÇOK ÇOK YORUM İSTİYORUM. BENCE +400 YORUM GÖRÜRÜZ. NORMAL BÖLÜMÜ ÖNÜMÜZDEKİ HAFTAİÇİNE KADAR HAZIRLAMIŞ, DÜZENLEMİŞ OLURUM. YENİ BÖLÜM GELENE DEK KENDİNİZE ÇOK AMA ÇOK İYİ BAKIN.
SİZLERİ SEVİYORUM.
BANA ULAŞMAK İÇİN İNSTAGRAM: @YASOLEY
*
Ölüm.
Sekiz yaşındaydım.
Öldüm.
Sekiz yaşındaydım.
Öldürüldüm.
Ama hala nefes alıyorum. Öyle güçlü bir düşmandım ki nefes almamayı başaramıyordum. Yukarıdaki her kimse işleri yanlış yürütüyordu, nefes almamam gerekiyordu. Nefes almayı o gece bırakmış olmam gerekiyordu. Annemin kanı yanağımı yalarken, nefes almayı o gece bırakmalıydım, elimde sekiz üzüm tanesi varken.
Ensemde oluşan ter damlalarının varlığını hissediyordum. Emindim, sekiz küçük ter damlasına sahiptim. Patlattım. Bir elimin beş diğer elimin üç parmağını kullanarak. Üzümleri avuçlarımda patlattığım gibi yaparak. Suyunun dirseklerime uzanmasını sağlayarak.
Sağ dirseğimde hissettiğim ısının tadının damağımda metalik bir kan tadıymış gibi beliren yansımasını yutkunduğumda pişman olmuştum. Ben hep pişmandım. Yaşıyor oluşum bir pişmanlıktı. Kendimi öldüremiyor oluşum bir pişmanlıktı. Onu öldüremiyor oluşum bir pişmanlıktı. Onu yaşatma isteğim öldürme isteğimden daha sağlıklı bir şekilde kalbime yerleşmişti ve bu pişmanlıktı.
O yapmıştı.
Bana atan bir kalbin var demişti.
Bana kalbimin yerini göstermiş, onu yeşertmiş, gölgesinin altına gizlenmiş, gölge olmuş ve bana karşı benim için şemsiye tutmuştu. Ben bir nefretin tohumu, belanın yeşerttiği bir kan gülüydüm.
İşleri bu noktaya getirmemeliydi.
İşleri bu noktaya getirmemeliydik.
Onu öldürmeliydim.
Yanında durup, elinden tutarak elindeki şemsiyeyi ondan almıştım. Ters çevirmiştim sonra. Kendim için. Ama sonra tutmuş, ağırlaşan bedenimi hafifletmek istiyormuşum, kendime ihtiyaç duyuyormuşum, sanki ortalıktan kayboluyormuşum gibi heyecanlanıp, korkup, telaşa kapılıp, şaşkınlıkla elimde tuttuğum şemsiyenin düzünü çevirmiş; kendimi kendimle, onu da kendimle bulamıştım.
İşleri bu noktaya getirmiştim.
İşleri bu noktaya getirmiştik.
Onu yaşatmalıydım.
Ensemde duran bir elimin beş parmağını aynı anda kapatıp ıslak avcumu koruyarak derisi sertleşmiş elimi karyolanın yumuşak döşeğine usulca bastırdım. Hemen arkamdaydı.
Uyuyordu. Su gibiydi. Peri gibiydi. Kuş gibiydi. Bebek gibiydi. Kendi gibiydi.
Uyanınca benim gibi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİPSİZ
RomanceBaşlama Tarihi: 27.10.16 Romantizm#4: 03.02.17 Hikayenin ilk bölümleri yıllar öncesine aittir. Gelişmemi izlemek istediğim için bu bölümlere dokunulmamıştır. Bir varmış bir yokmuş diye başlattı bir kadın masalı. Bir varmış bir yokmuş diye devam etti...