Bir Eksik İle

2.7K 206 81
                                    


Bana öyle bir sıkı sıkı sarılmıştı ki sanki nefes alamıyordum yada almak istemiyormuşum gibi çok az aralıklarla nefes alıp veriyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bana öyle bir sıkı sıkı sarılmıştı ki sanki nefes alamıyordum yada almak istemiyormuşum gibi çok az aralıklarla nefes alıp veriyordum. Daha önce bir çok kez böyle uyuduk hatta daha farklı hallerde ama bugün hissettiğim çok başkaydı.. Bugün sevgililer günüydü çünkü. Yetimhanede büyüdüğüm hafta sonları da büyük babamlardaydım tabi hafta içlerinde de peşime taktığı matmazel sağolsun peşimden ayrılmadığı için hayatımda bu duyguyu hiç yaşamadım.  Daha önce hiç böyle günleri kutlamadım normal olarak. 


Ben daha hayatıma birini almamışken evlendim. İnanabiliyor musunuz evlendim! Neden bilmiyorum ama bende çok büyük bir heyecan vardı gece on ikiyi vurduğundan beri. Neden böyle bir beklenti içindeyim onu da bilmiyorum ama ömerden bir hareket bekliyordum. Yoksa? Yoksa ben bu adama aş- saçmalama defne! Kendine gel hemen! Ben böyle iç sesim ile kavga ederken ömer'in konuşması ile kapalı olan gözlerimi iyice sıkı sıkı kapadım. 


''Çekinme nefes alabilirsin!'' mi dedi o? Yok artık cidden bunu bana söyledi mi? Hayır hayır! Boğazımı temizledikten sonra ''ne münasebet gayette nefes alabiliyorum ben!'' dediğim de kıkır gülüyordu bay ukala! ''Hayır yani beni o kadar çok sıkarsan bende nefes alamam!'' dediğim de ''seni anlıyorum aslında ben de olsam bu cazibeye dayanamaz nefessiz kalırdım'' demez mi? Adamda ki öz güvene bak ya! Resmen tavan. Hata bende ama çok yüz verdim! 


Dirseğimle mert'i de uyandırmamaya dikkat ederek kasıklarına bir tane geçirdiğim de acı içinde kıvrandığında dudağımın kenarı kıvrılmış hoşuma gitmişti bu hali. Sürün İplikçi! ''sen bu kadar öz güvenli olma bence iplikçi!'' dediğimde eliyle kasıklarını sıvazlıyordu yüzüme baktığında kaşları çatık idi. ''vurduğun yere dikkat et hatun dikkat et! Lazım olur'' demişti. Aaa bu adam ne zannediyor ya. Sanki tövbe yarabbim. ''Olmaz olmaz!'' dedim omuz silkerek. 


Ben mert'e bakıp saçlarından öpüp üzerini örtmeye çalışırken ömer'in sorduğu soru ile kalakalmıştım. ''Biz gerçekten evli olsaydık nasıl olurduk?'' ömer bu soruyu sormuştu bana. Ne diyebilirdim ki ben bu soruya? ''Olmadığımıza göre bu sorunun bir mühimi yok!'' dedim. Gözlerini yumdu. Sertçe yutkundu. Sorusunu yumuşatılmış bir şekilde tekrarladı. 


''Sen benimle kendi isteğinle severek evlenseydik nasıl olurdu defne? Nasıl yaşam isterdin?'' diye sordu tekrar. Gözlerine baktığım da 'beni ne olur tersleme' diyordu. Gözlerinde ilk defa öfke kin yerine sevgi görüyordum. Görüyordum ama bu onun değişmediği asla değişmeyeceği anlamına geliyordu. Kendimi bir cenderenin içine atamazdım. Çünkü ona güvenmiyordum. Evet evet bütün meselede buydu. Güvenmemek. Güven duygusu o kadar yaralıyıcı ve sadece bir kere olan bir şeydi. Sadece 2 kişiyi güven konusunda defalarca güvenebilirdiniz. Aileniz ve aşık olduğunuz kişiye. Çünkü aşk da gurur yoktur. Ailene sırtını dönemeyeceğin için sınırı yoktur. Aşk yaşamak istiyorsan kalbinin kırılmasını bile düşünmeden buna izin verirsin ama ben ne ömer'e aşıktım ne de güveniyordum. 

Kalbe Düşen İlk Cemre;Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin