Beni zirvenin en doruğuna çıkar eh tam oldu şimdi bu iş bitecek küslük kalmayacak barışacağız diye düşün ama zibidi gelsin senin işine taş koysun! Yapılır mı lan bu bana yapılır mı? Sakinleş ömer sakinleş! Nereye sakinleşiyorum lan nereye! Of defne of! Kendi kendime söylenirken içimde ki bu enerjiyi bir şekilde atmam gerektiğini ama bunu nasıl yapacağımı bir türlü bilemiyordum. Birden aklıma bir yabancı filmde izlemiştim. Bir adam benim düştüğüm duruma düşmüştü adam enerjiyi atmak için spor yapıyordu.
Saate baktığımda çok geç olduğu için spor soluna gidip spor yapamayacağıma göre iş başa düşmüştü. Yere sırt üstü yatarak kanepenin altındaki boşluğun altına girip kanepeyi indirip kaldırmaya başlamıştım. Şuan yapılabilecek tek bu vardı. Gülmeyin hemen sizde benim yerimde olsaydınız sizde en azından bazılarınız bunu yapacaktınız. İki yüze son on kalmıştı ki birden salonun ışığı yandı. Koltuk havada ben yüz doksan sekiz derken şöyle bir baktığım da dayım elini ağzına götürmüş kafasını sallayıp bana bakıp gülmeye başlamıştı.
Yüz doksan dokuzuncuyu çekerken dayıma dişlerimin arasında tıslayarak ''hiç komik değil gülme!'' dediğimde dayım karşıma geçmiş ayak ayak üstüne atmış beni izliyordu. ''Şişmişsin!'' dediğinde bir kahkaha atmıştı ki eh dedim şimdi ev halkını aşağıya toplar! İki yüz! deyip koltuğu havada asılı bırakarak kafamı kaldırıp dayıma bakarak bir şey demek istiyordum ama bir laf bulup dayıma kuramadan tekrar sırt üstü yere yatıp ''iki yüz bir!'' diyerek saymaya devam ettim.
Adama bak yahu şişmişsin diye bir de dalga geçiyordu. Ne demişler başına gelmeyen anlamaz diye! Boşuna dememişler! Başına gelsin diyeceğim de yaş olmuş yetmiş nere! ''Karının yanına neden gitmiyorsun evlat? Hem ben artık yaşlandım torun vermeyi düşünmüyor musun?'' dediğinde koltuğu yere bırakıp iki yüz onda bırakıp ayağa kalktığımda ''karımın yanından geliyorum zaten dayı! Mert sağ olsun bizimle yatmak isteyince iş- ya ben sana neden açıklama yapıyorum ki?!'' diye kendime kızdığımda dayım hızlıca ayağa kalkıp ''anlatacaksın tabi hem anlatmasan bile anlaşılıyor evlat görüntü çok net'' dediğinde gene bir kahkaha patlatmıştı.
Ben derin derin nefesler alırken şişkinliğimin hala inmemesine mi sinirleneceğimi yoksa zonklamaya başladığına mı sinirlenmem gerektiğine karar veremezken dayımın birde dalga geçmesi beni daha da sinirlendirmişti. ''sen torunu unut dayı böyle giderse mert evlenir onun çocuğunu kucağımıza alırız'' dediğinde artık defnenin bana bir çocuk vereceğinden de bir umut kalmamıştı. Hayır hep bir aksilik çıkıyordu! Ne zaman atağa geçsem ya ofsayt yiyordum ya da sarı kart! Cidden çok sıkılmıştım bu durumdan. Tabi en önemli etken saha dışından müdahaleydi. MERT! Benim buna acil çare bulmam da şarttı.
''Tamam yahu sinirlenme hemen. Defne torunumsa sende yiğenimsin! Ben sizin mutluluğunuzu istiyorum tabi bu mutluluğun sonucu meyvesi olan bir torunu da!'' dediğinde dayım işaret parmağıyla beni yanına çağırarak ''sen al karını bir tatile çık orada hallet bu işi'' dediğinde bu fikir kulağa pek de kötü gelmemişti. Yani olabilirdi aslında. ''Düğün de yapmamıştık balayı da. Nereye balayı yapıyorsun ki sen! Ah ömer ah! '' dediğimde bu cümleyi ben dışımdan mı söylemiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/88901434-288-k812515.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbe Düşen İlk Cemre;Aşk
Action3 masum kız, yer altının en ağır en psikopat ve tehlikeli 3 adam. Defne: Anne ve babası tarafından daha iki aylıkken cami avlusuna bırakılmış camiye gelen biri tarafından bulunup devlete teslim edilmiş ve 18 yaşına geldiğinde sokağa atılan, sokağa...