Mutfağa geçtiğimde bir kaseye çorba koyup ısıtmaya ocağa koyduğum da başka bir tabağa da enginar dolması ile yaprak sarması koymuştum. Uzun ve geniş bir bardağa da cacık koyduktan sonra masaya doğru ilerliyordum. Salata koymamıştım ömer salata sevmiyordu..
Masaya geldiğimde ömer geçmiş masanın başına beni bekliyordu. Önüne tepsiyi koyduğum da bende karşısına geçip oturmuştum. ''Nasıl geçti günün?'' diye sorduğun da ilk başta bana cevap vermeyerek sıcak olan çorbasını içerken ondan cevap beklediğimi gördüğünde ''iş işte da! Defne evde iş konuşmak istemiyorum yeterince kötü günler geçiriyorum zaten ne olur sadece yanımda ol'' dediğinde buruk bir gülümseme olmuştu yüzümde.
''Ben sana destek olmak istiyorum sadece ömer. İyi günde kötü günde her zaman ben zaten senin yanındayım'' dediğimde ömerde bana bakıp gülerek ''seni seviyorum'' demişti. Bazen o kadar zamansız açık sözlü oluyordu ki şaşırıyordum. Ama çok da seviyordum.
''Yemekler harika olmuş ellerine sağlık'' dediğinde ''nihan ile beraber yaptık tabi ayşen hanım da sağ olsun yardım etti ama sen sarmayı çok seviyorsun diye onu kendi ellerimle yaptım'' dediğimde tek kaşını kaldırıp bana bakarak ''vayy demek öyle he bir tadına bakalım'' diyerek çatalı sarmaya batırdığın da bana göz kırpıp yemeğe başlamıştı.
Yemeğe başladıktan sonra yüzündeki ifadeler değişmeye başlamıştı. Anlamaya çalışmaya çalışıyordum ama şekilden şekile soktuğu için suratını pek de anlayamıyordum. ''Ay ömer nasıl olmuş hadi çatladım!'' diye cırladığım da eliyle ''mikemmel olmuş'' dediğinde arka arakaya yemeğe başlamıştı sarmaları.
Bende derin bir nefes aldığım da ''sen seviyorsun diye yaptım kocam gündüz güç kaybediyordur yesin de güçlensin diye'' dediğimde ömer suratına çarpık gülüş ekleyerek tek kaşını kaldırdığın da ''performans düşmesin diyorsun yani? Sen merak etme kocan her zaman taş gibi :)'' dediğinde yüzümü ekşiterek ''ay ömer şöyle konuşma! Zaten mert de hep senden öğreniyor böyle lafları?! Ayrıca sen mert'i sünnet ettirmedin mi?'' diye sorduğum da ''kızım senin bu kocan var ya..'' dedikten sonra derince bir iç çekerek beni baştan aşağı süzmesiyle ''ömer!'' dediğimde yüzünü ekşiterek ''tamam yahu tamam hemen cırlama'' dediğinde mert konusuna yönelmişti.
''Yok daha sünnet olmadı yani daha erken diye yaptırmadım'' dediğinde tek kaşımı kaldırıp ömere baktığım da oda bana bakıyordu. Nasıl baktıysam artık anlamış olacaktı ki ''yok artık defne!'' dediğinde elim ile yüzümü kapatıp ''ne ya alla alla!'' dediğimde ters ters bana bakarak ''kızım kim sokuyor seni bunları senin aklına? Pardon kim sokabilir ki nihan!'' dediğinde yüzünü ekşitip homurdanarak ''kızım çok şükür o işi ben küçükken halletmişim merti de hallederiz sonra da düğün filan yaparız ama şimdi sırası değil'' dediğinde kaşlarım çatılmıştı.
''Ben senin neyinim ömer?'' diye sorduğum da ömer çarpık bir gülüş atarak ''karımsın'' dediğinde cacığını içerken ''ben senin karımsan neden kızım deyip duruyorsun!'' dediğimde ömer bana bakarak ''sen ciddi misin?'' dediğinde ''tabiki de ciddiyim! Karın olarak karnını doyuruyoruz, seninle ilgileniyorum ama sen kızım diyorsun?! Kızım diyeceksen karım deme!'' dediğimde birden ayağa kalkıp önündeki tepsiyi önünden alarak tezgahın üzerine koyup buzdolabından ömer'in sevdiği tatlıdan önüne masaya sertçe vurup koymuştum.
Ömer beni izlerken ses çıkarmıyordu. Hem ona hemde kendime demli bir çay koyduğum da bana öyle bakıyordu. Çünkü ömer çay içmezdi. ''Eyvah eyvah! Sen benim önüme çay koyduğuna göre kesin bir problem var!'' dediğinde bu sefer ben sessizce oturup çayımı yudumluyordum.
Nihan salına salına mutfağa girdiğinde ömer ile göz göze gelip düşman birlikler gibi kafa kafaya gelmişlerdi. ''Kızım senin benim mutluluğum da gözün mü var?'' diye sorduğun da pudingin üstüne fıstık ezmesi döküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbe Düşen İlk Cemre;Aşk
Action3 masum kız, yer altının en ağır en psikopat ve tehlikeli 3 adam. Defne: Anne ve babası tarafından daha iki aylıkken cami avlusuna bırakılmış camiye gelen biri tarafından bulunup devlete teslim edilmiş ve 18 yaşına geldiğinde sokağa atılan, sokağa...