''Dayı geldiler'' dediğinde semih mağara gibi bir yere girerek ramize haber ederek ''gelsinler yeğen'' diyerek cevap vermişti. İki kişi içeri girdiğinde ramiz okuduğu kitabı okumaya devam ediyordu. ''Sadakat bir insana verilmiş insanı insan yapan en temel özelliktir..'' dediğinde kafasını kitaptan kaldırıp gelenlere baktığın da ''geç yakup geç'' dediğinde yakup mehmet ve ziya içeri girmişlerdi.
''Dayı öldür de öldürelim'' dediğinde ziya dayı elindeki kitabı kapatıp masanın üzerine koyduğun da '' herkes öldürür kardeş önemli olan öleceğini bile bile oraya gidebilmek o tetiği çekebilmektir'' dediğinde kafasını sallamıştı ramiz.
''Sen bizi öldürmek için değil dayı ölmek için yetiştirdin. Benim sana bir can borcum var biliyorsun'' dediğinde mehmet dayı araya girerek ''o yüzden karşımdasın zaten kardeş borcunu ödeme vaktidir'' dediğinde mehmet ''eyvallah'' çekerek ''senin düşmanın benim düşmanım senin dostun benim dostumdur. Akşama kadar bulacağım'' diyerek oradan ayrılmıştı mehmet.
Ziya ve yakup onlarda hareket ederken dayı onları durdurup ''o canıyla borcunu ödeyecek siz ise başka türlü'' dediğinde ikisi de hazır ol da bekleyerek dinliyorlardı. ''Tamam dayı sen merak etme akşama elimizde olur oda'' dediğinde ikisi de oradan ayrılmışlardı. Semih dayının karşısına dikilerek ''dayı onlara gerçekten güveniyor musun?'' dediğinde dayı gülmeye başlamıştı.
''Ben kimseye güvenmem yeğen.'' dedikten sonra dayı arkasına yaslanıp ''bak sana bir hikaye anlatayım yeğen ama iyi dinle'' dediğinde eli ile sakallarını kaşıyarak ''bir gün bir adam varmış genç daha toy bu alemlerde yeni. Gelmiş Şehri İstanbul'a çıkmış demiş ben burasını bu şehri alacağım herkes ona gülmüş ama adam demiş siz şimdi gülün ama son gülen ben olacağım'' dediğinde ramiz iyice arkasına yaslanmıştı. Semih ise merak ile dinliyordu.
''O zamanın büyük adamları abileri ilk dalga geçmiş bununla ama biri çıkmış demiş ki yılanın başını küçükken ezmezsen o yılan büyür büyüdüğünde de gelir seni zehirler demiş'' dediğinde ramiz nefes almak için durduğun da bir yudum su içmişti.
''Sonra dayı?'' diye sorduğun da semih dayı neşeli bir ses tonu ile ''sonrası kıyamet-i kıyamet. Yani yeğen o dalga geçtikleri adam gün gelmiş büyümüş eli silah tutmuş el öpmüş sonra zaman geçmiş sadece tek bir şey değişmiş el öpmemiş el öptürmüş herkesin korktuğu önünde saygı duyduğu Ramiz Karaeski olmuş'' dediğinde semihin gözleri pörtlemişti.
''Dayı bu sen?'' dediğinde dayı ayağa kalkarak ''evet yeğen o benim. Ben buralara hiç kolay gelmedim sana anlattığım ise sadece bir fragmandı'' dediğinde semih ''devamını da anlatır mısın dayı?'' diye sorduğun da ''hele bir akşama çıkalım da bakarız yeğen'' dediğinde odadan çıkmıştı semih. Ramiz ise okuduğu kitabı eline alarak tekrar okumaya devam etmişti.
''İhanet asla bağışlanmaz, geçiştirilebilir belki ama iğrenç yüzü belleğe o kadar derin çizgilerle kazınır ki unutmak için ölmek gerekir ..''
||
''Dayı haber geldi seninkilerin yerini tespit ettik istersen hemen gidip gebertebiliriz '' dediğinde semih dayı onu durdurarak ''kardeşimi almadan ölemez'' dediğinde imalı bir şekilde gülerek ''ama durumu eşit hale getirebiliriz o yüzden ziya ve yakuptan haber gelmeden hareket etmek yok'' dediğinde semih dayısının ne yapmak istediğini anlamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbe Düşen İlk Cemre;Aşk
Aksi3 masum kız, yer altının en ağır en psikopat ve tehlikeli 3 adam. Defne: Anne ve babası tarafından daha iki aylıkken cami avlusuna bırakılmış camiye gelen biri tarafından bulunup devlete teslim edilmiş ve 18 yaşına geldiğinde sokağa atılan, sokağa...