Saat 05:47
Sabahın ilk ışıkların da elinde kahveyke evinde içinde dolaşıyordu. Aklı dün gece gelen mesajdaydı. Bu mesajı ona atabilecek kişi yıllar önce kendi gözünün önünde toprağa verildi. Başka kim ona bu cümleyi kurabilir diye kuruyordu da kuruyordu. Aklına gelen şeyleri düşünmek bile istemiyordu. Gözlerini kapadı. Bir şerit gibi o anlar canlandı gözünde. Birden gülümsemeye başladı.
"Hava ne kadar güzel değil mi? Keşke hep böyle olsa.."
Büyük adam bacağının hizasına gelen adama bakıp saçlarını okşuyarak cevap verdi.
"Sen, sen ol böyle havalara sakın kapılma. Çünkü bu havalar sevda havası çocuk. Böyle hava da insanın kalbi yumuşar, aşık olur, bütün benliğini bu havaya kaptırır.."
Tek kaşını kaldırıp kendinden çok büyük ve uzun adama bakıp, kafasını hafifçe kaşıyarak;
"Özür dilerim ama ben ne dediğinizi anlamadım.."
Adam güldü. Çocuk ilk defa adamın gülümsediğini gördü. Bir daha hiç gülerken görmemişti.
"Şimdi anlamaman çok normal, küçüksün. Yıllar sonra bir sabah elinde kahve denize karşı karşıyayken benim ne demek istediğimi anlayacaksın, oğlum.."
Çocuk ilk defa gülerken görmüş ve aynı zaman da oğlum kelimesi de ilk defa çıkmıştı. Çocuğu anne büyütür derdi hep. O yüzden pek yaklaşmazdı adam. Severdi ama içten. Daha beş parmak olmamış küçük bir çocuk sevgi görmek ister, beklerdi. Ama küçük çocuk bundan hep yoksun, hep açtı.
Gözlerini birden açtı. Elinde kahve, karşısında deniz ve sabahın bir köründe da üç yaşında iken ki konuşmayı otuz yaşında yaşıyordu. Bu yaşadığı resmen dejavuydu.
Semih'e seslendi. Bir dakika sonra yanında bitti. Telefonunu verip "kayıtlı olmayan numarayı araştır. Neyin nesi, kimin fesiymiş öğren. En önemlisi de benimle derdi neymiş." kahvesini yudumladı hiç bir şey olmamış gibi.
Semih abisini böyle daha önce hiç görmemişti. "Abi beni endişelendiriyorsun neler oluyor?" sorusuna karşılık olarak ömer sadece baktı. Giderken "sen bana o nunarayı araştır gel neymiş beraber öğrenelim. Dayımı karşılamak için ekip hazırlandı mı?" sorusuna asker hızıyla cevap verdi. "Evet abi" başını sallayıp yukarı çocuklarının yanına gitti.
Saat 06:37
Psikopat ruhundan arınmış evin reisi çocuklarının babası olarak girmişti odaya. Ömer için çocukları çok kıymetliydi. Her anne ve baba gibi. Oğlu onun kanıydı. Fazla sevgisini belli edemese de aslında oğlunu daha çok seviyordu. İnsan nasıl yetişirse öyle evlat yetiştirir. Ömer annesiyle büyümüş. Sevgiyi ondan görmüş. Babasından kudretli olmayı, dik bir şekilde durmayı görürken kardeşi mert bunlardan hep marum kalmıştı. Mert çok şanslıydı ki defne gibi bir kurtarıcısı vardı. Ömer'in hayatını değiştiren kadın. Tüm benliğini alan kadındı defne.
Ömer'e sadece eş değildi defne. Dert ortağı, arkadaşı, ama en çok da yol göstericisiydi. En kıymetli hazinesi. Ona iki evlat verdi. Oğlunu çok seviyordu. Ata anneci gibi gözükse de aslında babacı iken Şevval de babacı gibi olup anneciydi. Tek kızdı şevval. Ne yapsa etse ömer kızmazdı, kızar gibi dururdu.
Şevval yüzü koyun yatardı, annesi gibi. Gözlerini, bakışlarını, dik başlılığını kısaca huylarını ömer'den, tipini annesinden almıştı şevval.
Ata hep sol ayağı yorganın dışında olurdu, babası gibi. Ata, şevval gibi değildi. Fiziki ve huy olarak aynı babasına benziyordu gözleri hariç. Gözler yeşildi. Ömer oğlunun gözlerinin içine bakardı. Çünkü eskiden çok sevdiği, ama sevgisini alamadığı kişiyi görürdü, babasını.
![](https://img.wattpad.com/cover/88901434-288-k812515.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbe Düşen İlk Cemre;Aşk
Action3 masum kız, yer altının en ağır en psikopat ve tehlikeli 3 adam. Defne: Anne ve babası tarafından daha iki aylıkken cami avlusuna bırakılmış camiye gelen biri tarafından bulunup devlete teslim edilmiş ve 18 yaşına geldiğinde sokağa atılan, sokağa...