Yayla

1.1K 103 20
                                    


Hastaneden çıkıp evlerine gittikleri günün üzerinden kırk gün geçmişti. Defne oğluyla ilgilenip duruyordu. Başını çevirip cam kenarına bakındığında iki gün önce hastalanan minik kızı ile eşine bakıyordu defne. Kırk gün olduğu için ömer gezdirmeye çıkardıkları gece üşütmüş iki gündür hastane de kızının başında beklemişti ömer. Defne küçük oğlunu yalnız bırakamadığı için evde kalmıştı. 


Ömer prensesinin hastalığının biraz da kendisinin yüzünden olduğunu düşünüp kendini harap ediyordu. Hastaneden gelip ilk önce üstlerini değiştirip kendi elleri ile banyo yaptırmıştı. Kendi ilgileniyordu kızı ile. Defne ise uzaktan izliyordu baba-kız ilişkisini.


Aslında gidip yardım edebilirdi fakat; ömer'in kızı ile arasında bir bağ kurup onunla vakit geçirmesini sağlamasıydı. Oğlu için hiç şüphesi yoktu ileride babasının yanından ayrılmayacaktı fakat şevval öyle değildi. Ömer'in yaptığı işlerden dolayı kızına çok fazla vakit ayıramayacağını düşünüp şimdi doya doya kızı ile vakit geçirmesini sağlamaya çalışıyordu. 


Kucağında ki yavrusunu hem sımsıkı sarılıp okşarken bir taraftan da kibar ve nazikçe davranmaya çalışıyordu. Hastanede çok ağlatmışlardı prensesini. Sırf serum taktı kızının canı acıdı diye doktoru vurma derecesine kadar getirmişti ki ramiz olaya el atarak doktorun hayatını kurtarmıştı. 


''Ömer hadi sofra hazır yemek yemeğe oturalım sofrada bizi bekliyorlar'' dediğinde ömer gözlerini kızından ayırmadan ''uyanırsa?'' telaşlı bir şekilde iki arada kalınca defne elinde ki telsizi gösterip ''ağlarlarsa bak buradan duyarız zaten birini burada bırakıyoruz ses açık sesler karşılıklı duyulur'' açıklamasını yaptığında ömer'e sarılarak ''sen çok iyi bir babasın. Artık kendini suçlama. O daha bebek hastalanacak elbette'' elini göğsüne koyup okşadığında ömer derin bir nefes almıştı. 


Aşağıya indiklerinde herkes masada idi. Ramiz yiğenini görünce ''gel bakalım taze baba!'' sinan ile kerem gülmeye başlamışlardı. Ramiz yan gözle onlara bakıp destek verip güldüğünde ömer en sert bakışlarını yolluyordu. 


Mert masadan fırlayıp ''yenge sen bugün çok yoruldun ben bakarım yiğenlerime'' bacaklarına sarılmıştı. Defne başını sallıyarak ''güzel oğlum benim. Sen şimdi onlara bakamazsın ama biraz daha büyüsünler ben göndermeden senin peşinden ayrılmayacaklar amca amca diye'' yanaklarını sıkıp öpücük kondurduğunda ''keşke hemen büyüseler yenge çok tatlılar ya! Okulda bir hava atıyorum var ya sana anlatamam kızlar özellikle ata ile nasıl ilgileniyorlar'' sırıttığında ramiz öksürmeye başlamıştı. 


''Oğlum sen kime çektin böyle? Yiğenleri üzerinden kızlarla mı konuşuyon sen?'' tek kaşını devirip yüzüne bakınıp emine hanım araya girerek ''ee dayısı kılıklı ne olacak. Hiç çocuğa laf etme'' ramiz anında kardeşine dönüp ''sen niye beni karıştırıyorsun ki?!'' homurdanmıştı. 


''Gençliğini biliyorum abi. İstersen maziyi açmayalım'' gözlerini devirerek ters ters bakındığında mert'in ilgisini çekmişti. ''Anne dayımın mazisini özel olarak siz kadınlar toplandığında açabilirsin yani sorun olmaz'' göz kırpıp konuştuğunda ramiz gözlerini patlatarak ''siz kadınlar toplaşıp beni mi konuşuyorsunuz?!'' diyerek kardeşini, eşini ve meleğe bakıp burnundan soluduğunda melek gözlerini devirerek ''işim gücüm yok seni mi konucağımı mı düşünüyorsun ramiz? Saçmalama.'' mert kıkırdamaya başlamıştı. 

Kalbe Düşen İlk Cemre;Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin