Yılların eskimeyen eskitmeye çalışılmış ama kimse tarafından bir türlü eskitilemeyen öldürülmeye yok edilmeye çalışılsa da yok edilemeyen efsane bir adamın öyküsüydü aslında bu. Çok sevmişti zamanında bir melek yüzlü şeytan dediği kadını. Herkesi karşısına alacak kadar sevmesi de yetmiyordu. Engelleri vardı adamın. O da kendisiydi.
Ailesi ile sevdiği kadın arasında kalınca kalbine dur diyerek ailesini annesinden babasından yadigar kardeşini seçmişti adam. Tek varlığı kardeşiydi çünkü. Herkesden her şeyden daha çok seviyordu kardeşini. Sevdiği kadın hiç bir zaman bunu bilemeyecekti adamın yapmış olduğu bu davranış ona canını kaybetmesine sebep olacaktı. Tabii oda bunu bilmeyecekti.
Bir zamanlar herkesin dilin de olan herkesin korktuğu saygı duyduğu adam, İstanbul'a karşı rakı bardağını tokuşturup ''elbet bir gün buluşacağız'' diyerek içmesine devam ediyordu. Semih dayısının bu halde olmasından korkuyordu. Dayı pek konuşmazdı bilirdi ama bu sessizliği onu biraz korkutmuştu. En son ettiği laftan sonra iyice bunu anlamıştı.
2 saat önce
''Dayı şimdi ne yapacağız?'' diye sordu çocuk. Dayı ilk başta ses çıkarmamış sonra sol elini oturduğu masanın arkasına koyarak sağ eliyle de gözlüğünü burnunun ucuna getirip gözlerini gözlerine dikip ''bekleyeceğiz yeğen'' dedi sakince. Dayı gözlerini gözlerinden çekip rakı bardağını denize karşı kaldırıp ''eminem görüyor musun beni bak sana verdiğim sözü tuttum artık nolur görün bana yüzüne hasret kaldım'' dediğinde yıllarca yan yana durup hapishane de soğan doğrandığında bile bir kere ağlamayan yaşlı adam o an çok kısa da olsa gözlerindeki yaşı silmişti alel acele adamları görmeden.
Hapishanede yatarken bazen ceza olsun diye yemek vermezlermiş. Onlarda kendilerince kovuşta yemek yapıyorlarmış. Normalde böyle şeylerin yasak olduğunu biliyorlarmış ama Ramiz dayı sayesinde kimse karışamıyormuş.
''nerede şimdi?'' diye sordu dayı semihe. Semih ilk başta anlamasa da sonra dank etmişti. Ellerini önünde bağlayarak ''polisler gelmiş almışlar dayı'' dedi semih. Adam kafasını sallayıp eliyle git işaret yapıp göndermişti semihi ama semih merakına yenik düşüp kalmıştı.
''Sor hadi sor'' dedi dayı yüzüne bakmadan. ''Sahaya çıkacak mıyız dayı?'' dedi semih. Dayı kafasını sağa sola olumsuz anlamda sallayınca ''korktu kaçtı demezler mi?'' dedi semih. Dayı kafasını kaldırmadan ''desinler'' dedi. ''Kaçtı deyecekler dayı!'' dedi bu sefer de semih. Gene kafasını kaldırmadan ''desinler yeğen'' dedi aynı sakinlikle dayı. ''Saklandı deyecekler!'' dedi bu seferde semih. Dayı kafasını masadan kaldırıp kaşlarını çatıp yüzüne gülümseme ekleyerek ''desinler çocuk desinler!'' dedi elini masaya hafifçe vurup. Bu dayıca otur demekti. Çocuk da masaya oturarak ''dayı sen neden bu kadar sakinsin? Ben burada'' lafını tamamlayamadan dayı araya girerek ''korku adama hata yaptırır yeğen korkma. Ah illa korkacaksan git ötede kork! Benim evladım korkamaz!'' diyerek elini sertçe masaya vurdu ve öylece baktı.
Dayı böyle konuşunca semih oturduğu yerde dikleşerek ''daha ben toyum dayı affet bir daha olmaz'' dediğinde dayı kaşlarını çatıp hafifçe sırıtarak ''çocuk sen olacaksın ama sen sen ol az konuş ki anlamasınlar'' dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/88901434-288-k812515.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbe Düşen İlk Cemre;Aşk
Action3 masum kız, yer altının en ağır en psikopat ve tehlikeli 3 adam. Defne: Anne ve babası tarafından daha iki aylıkken cami avlusuna bırakılmış camiye gelen biri tarafından bulunup devlete teslim edilmiş ve 18 yaşına geldiğinde sokağa atılan, sokağa...