"Su , kızım . Ne oldu sana ? Geldiğinden beri yatağından çıkmadın ?" Dedi annem odama girip yatağımın kenarına otururken .
Gözyaşlarımı silip yorganı biraz daha kafamın üstüne çektim . "Anne uykum var ." Dedim . Sesim ağladığım için titremişti ve annemde ağladığımı anlamıştı .
Yorganı üzerimden çekip yüzüme baktı . Tam kendimi toparlıyacakken , göz göze geldiğimizde daha çok ağlamaya başladım .
Ellerim ile yüzümü kapatırken annem beni yatağımda dikleştirip ellerimi yüzümden çekti . "Hadi kızım söyle , canını bu kadar sıkan ne ?"
Belki de zincirilyonuncu kez gözyaşlarımı silerken "Önemli bir şey değil " Dedim . Ama önemliydi . Emre'ye istemeden de olsa ihanet etmiştim . Onunla sevgili iken başkasının beni öpmesine izin vermiştim . Hem de tanımadığım birisiydi bu kişi .
Gerçi tanısam ne olurdu ki ? Sonuç yine aynıydı.."Tamam kızım sen bilirsin . Fazla kurcalamayacağım . Sen biraz dinlen . Ama ağlamadan . Canını sıktığın her ne ise umursamadan dinlen . Ucunda ölüm yok ya . Ağlayarak hiçbir şeyi çözemezsin ."Deyip saçlarımı öptükten sonra odamdan çıktı .
Annem dışarı çıktıktan sonra yatağıma girip yorganı üzerime çektim yine az önceki gibi . Ama şimdi tek bir fark vardı ; ağlamıyordum . Annem haklıydı ; Ağlamakla hiçbir şey çözülemezdi . Şimdi ağlamanın değil intikam almanın sırasıydı..
😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭
"Eylül , yapıştırıcı hazır mı ?" Dedim boş sınıfta Mert ve Ateş'in sırasına doğru yürürken . Öğle arası olduğundan herkes dışarıdaydı ve biz de intikam için Ateş'in sırasına yapıştırıcı sürecektik .
"Hazır kanka ." Diyip yapıştırıcıyı bana uzattı . Yapıştırıcıyı elime alıp kapağını açtım ve sıraya sürmeye başladım . Yapıştırıcının yarısına geldiğimde durup Eylül'e sırıtarak baktım . O da bana sırıtarak karşılık verdiğinde tekrar işime geri döndüm . Bunu yapmak çok zevkliydi ama asıl zevk Ateş sıraya oturunca başlayacaktı .Yapıştırıcı bittiğinde "Tamamdır." Diyip boş kutuyu çöpe attım . Eylül'e sırıtarak çakması için elimi uzattım . Eylül karşılık verdiğinde sınıfa öğrenciler gelmeye başlamıştı . Sırıtışımı gizlemeye çalışarak sırama oturdum ve Ateş'i beklemeye başladım .
Biraz sonra Ateş ve Mert gülerek sınıfa girmişti . Onlara bakarken Ateş ile göz göze geldiğimde yüzündeki gülümseme soldu . Sanırım beni , benden izinsiz öptüğü için vicdan azabı çekiyordu . Ama ben , onun sırasına yapıştırıcı sürdüğüm için vicdan azabı çekeceğimi düşünmüyordum . İntikam alıyordum şonuçta , sonunda vicdan azabı çekeceksem neden intikam alayım ? Değil mi ?
Ateş ve Mert arkamıza geldi . Ateş tam sıraya oturmaya yeltendiğinde sınıfa "Ateğğğğşş" diye cırtlak bir sesle bağırarak bir kız girdi . Bildiğim kadarıyla bu kız karşı sınıftandı .
Kız sanki boya küpüne batmış , eteği dikilirken kumaş yetmemiş gibiydi .
Ateş kızın ona bağırmasıyla -daha doğrusu ciyaklamasıyla- gözlerini devirdi ve sıraya oturmaktan vazgeçip duvara yaslanarak kızın yanına gelmesini bekledi "Ne var Hande ?"
Kız Ateş'in bu tavrına biraz bozulsa da hemen toparlayıp yüzüne bir gülümseme yerleştirirken Ateş'in yanına -benim de önüme- gelmişti bile .
Hande "Nasılsın ?" Dediğinde ona bakıyordum . O da bakışlarını bana çevirdiğinde göz göze geldik . Ona 'yazık sana' bakışımı attığımda o da bana küçümser bir bakış atıp Ateş'e döndü ."Sanane Hande ?"
Ateş'in bu cevabına karşın Hande yine bozuldu ama bu kez bozulduğu belli oluyordu . Ateş onu bütün sınıfın önünde terslediği için küçük düşmüştü ve bu yüzden konuyu değiştirmeye çalışarak Mert'e "Hadi canım sen artık bu sırada oturmuyorsun . Bundan böyle Ateş ile ben oturuyorum ." Dedi .
Bu neyin havasıydı böyle ? Ayrıca o bizim sınıfta bile değildi .
Tam Mert'i korumak için ağzımı açtığımda , tekrar konuştu "Artık ben de bu sınıftayım ."
Kıza sinir olmuştum . Bu kız da yakışıklı bir erkek için götünü bile veren tiplerdendi , ki bunu çok kez yaptığını biliyordum zaten . Bizim okulda böyle çok kızlar vardı .Adının Hande -ne iğrenç bir isim- olduğunu öğrendiğim , boya küpüne batmış ve eteği dikilirken kumaş yetmemiş olan kız Mert'in çantasını alıp Mert'in kucağına verdi ve oraya oturdu . Oraya ... Yaklaşık iki dakika önce yapıştırıcı sürdüğüm yere oturdu .
Ateş "Hande sen ne yaptığını sanıyorsun ?" Diye gürleyip Hande'yi kolundan tutup sıradan kaldırdı . Tam o sırada bir ses geldi ; CAART !
Hande , ağzı açık kalmış bir şekilde arkasında yuvarlak bir yırtık olmuş eteğinin içindeki beyaz , üstü pembe puantiyeli külotuna bakarken ben dahil bütün sınıf kahkaha atıyordu .
Hande , hemen sırtını duvara yaslayıp elleriyle eteğinin yırtık bölümünü kapatarak ağlamaya başladı .
Ateş kahkahasını sonunda durdurabildiğinde , üstündeki hırkayı çıkarıp Hande'ye uzattı . Hande hemen hırkayı alıp beline sardı ve koşarak -ve salya sümük ağlayarak- sınıftan çıktı .
Herkes hâlâ gülüyor , kahkaha atıyordu . Gülerken gözlerimi Ateş'e çevirdiğimde onun gülmediğini ve bana baktığını gördüm . 'Acaba ne düşünüyor ' diye düşündüm .
Tabi ya ! Her ne kadar Hande'ye yapışsa da , yapıştırıcı onun sırasındaydı . O da kimin yaptığını düşünüyordu . Ve bana baktığına göre , benim yaptığımı anlamıştı .
Eee ne demiş atalarımız ' Kime niyet , kime kısmet...'
🙍🏼🙍🏼🙍🏼🙍🏼🙍🏼🙍🏼🙍🏼🙍🏼🙍🏼🙍🏼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Teen Fiction| İlk yangın çıktığında insanlar üzerine koşturmuş derler. Dans eden ateşin güzelliğine aldanıp kül olmuşlar.. | • • • "Su.." dedi uyarır bir ses tonunda "Ateşle oynama..Yanarsın." Meydan okumak mı? En sevdiğimden! Onun bu meydan okuyuşuna karş...