"...evet çocuklar anlayan var mı ?"
Hocanın sorusuna karşı , sınıftan çıt bile çıkmayınca , hoca tam tekrar anlatmaya başlayacakken öğle arası olduğunu belirten zil sesi çaldı . Hoca "Bir daha ki ders devam edeceğiz ."diyip sınıftan çıktığında , her zamanki gibi uyumak için önce kollarımı , kollarımın üstüne de kafamı sıraya koydum . Bugün Eylül hasta olduğu için , Emre de bilmediğim bir sebepten ötürü okula gelmemişti . Ben de aç olmadığım için yemek yemeyecektim ve uyuyacaktım ."Su kalk kantine inelim ." Mert'in sesiyle kafamı sıradan kaldırmadan gözlerimi açtım . "Ben yemeyeceğim." Diyip tekrar gözlerimi kapttım . Mert'in "Peki ." Diyip sınıftan çıktığını belirten ayak seslerini duyduğumda tekrar uyku moduna geçtim .
"Sen yaptın di mi ?"
Ateş'in sesine karşılık , uyku sersemi olduğum için gözlerimi açmadan "hı ?"diyebildim sadece . Uzun bir süre sessizlik olunca tekrar uyku moduna geçecekken , kafama dank eden şeyle gözlerimi açıp kafamı kaldırdım . Önümde ayakta duruyordu "Sen yapıştırıcı sürdün sırama değil mi ?"Söylediği şeye karşılık ayağa kalktım ama ne söyleyeceğime karar veremediğim için yine o konuştu "Eğer sen yaptıysan-"Sinirle sözünü kestim "N'aparsın yine mi öpersin ?"
Şaşkınlıktan hafif aralık olan ağzını kapatıp "'intikamını alırım' diyecektim."diyip benden bir adım uzaklaştı . "Umarım intikamını alırken sapıkça yollara başvurmazsın ." Laf sokmanın verdiği edayla , sırama oturup kafamı tekrar sıraya koydum ve gözlerimi kapattım . Biraz sonra , birkaç adım sesi ve kapı kapanma sesi duydum . Kafamı kaldırıp boş sınıfa göz gezdirirken içimden 'off' diye geçirdim 'nerden bulaştım ben bu çocuğa !'😣😣😣😣😣😣😣😣😣😣
Okulun bittiğini belirten zil sesi duyulduğunda bir 'oh' çekip kitaplarımı çantama koymaya başladım . O sırada vefat eden kardeşim Ayaz'ın bana hediye ettiği bilekliğin bileğimde olmadığını fark ettim . Endişeyle bilekliğimi aramaya koyuldum .
"Bu gün Emre yok , gel ben bırakıyım seni eve ." Mert'in sesiyle bilekliğimi bulma ümidiyle girdiğim sıranın altından çıkıp onun yanına gittim . "Ya Ayaz'dan kalan bilekliğimi düşürmüşüm . Onu arıycam ben . Sen git " Mert bana endişeyle bakıp "O bileklik senin için çok önemli . Ben de bulmana yardım ediyim ." Deyip yerlere bakınmaya başlayınca elimi omzuna koydum "Mert gerek yok . Sabah kolumdaydı , ben bulurum şimdi sen git ." Mert bana 'emin misin' bakışını atınca hafifçe gülümsedim . O da çantasını alıp "Sen bilirsin . Bulamazsan ara ama gelirim . Görüşürüz ." Dedi ve sınıftan çıktı . Boş sınıfta arkasından el sallayıp tekrar sıraların altına girdim ve tekrar bilekliğimi aramaya başladım . Biraz sonra kapının kapanma sesi ve bana doğru gelen ayak sesleri duyduğumda sıranın altından çıktım . Karşımda bana doğru gelen Emre'nin en yakın arkadaşı Efe'yi görünce şaşırdım "Senin burada ne işin va-" Efe'nin beni duvara itip sırtımın sert duvara çarpmasıyla sözüm yarıda kaldı . "N'apıyorsun be hayvan !" Diye bağırdığımda bana yaklaşıp "Benimle çıkar mısın ?"dediğinde kısa bir şoktan sonra sinirlerim tavan yaptı "Sen ne dediğinin farkında mısın be salak ? Benim sevgilim var , hem de o kişi Emre ve sen onun en yakın arkadaşısın ! Bana bunu sorduğunu duysa sana neler yapar biliyor musun sen ?!" Diye bağırıp onu ittiğimde , o aksine bana daha da yaklaşıp ellerimi duvara sabitledi . "N'apıyorsun lan sen !" Diye bağırıp ona tekme atmaya çalışınca bana daha da yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattı ve "Şşşşş ! Bağırma boş yere seni kimse duymaz , biliyorsun ." Diyip yüzünü yüzüme yaklaştırmaya başladı . Elinden nasıl kurtulacağımı düşünürken , Mert'e gitmesini söylediğim için kendime lanet ediyordum .
"Çok güzelsin ." Dediğinde ondan iğrenmeye başladım . Emre'nin en yakın arkadaşıydı ve bana bunu yapması ikiyüzlülüktü . "Aklımı başımdan alıyorsun ." Fısıltıyla söylediği bu cümleden sonra gözleri dudaklarıma indiğinde gözlerim dolmuştu . İkinci bir -zorla- öpülmeyi daha kaldıramazdım . Eğer Efe beni öperse bir daha Emre'nin yüzüne bakamazdım .
Tam Efe'nin dudakları dudaklarıma temas edecekken kafamı yana çevirmeyi akıl ettiğimde gözümden yanağıma bir damla yaş süzüldü .
"İmdat ! Yardım edin !" Titreyen sesimle bağırmaya çalışırken Efe yüzünü boyun girintime soktu . "Sesin bile aklımı başımdan almaya yetiyor . Seni Emre ile gördükçe kıskançlıktan geberiyorum Su ." Diye fısıldayıp okul formamın açığında kalan boynum ile omzum arasına bir öpücük bıraktı . "Yapma n'olur yapma . Bak eğer beni şimdi bırakırsan burda olanları söz Emre'ye anlatmayacağım ama n'olur bırak n'olur !" Artık neredeyse çıkaramadığım sesimle ona yalvarırken , gözlerimden bardaktan boşalırcasına yaşlar akıyordu . "Şşşşş."
Dedi ve iki elimi , tek eliyle duvara sabitleyip diğer elinin boşta kalmasını sağladı . Boşta kalan eli , formanın üstlüğünün düğmelerine gitti . Ellerimi kurtarmaya çalışırken üstüme öyle bir yaslanmıştı ki vücudunun ön bölümünün neredeyse her yerini hissediyordum . Formamın ilk düğmesini açtığında elinden kurtulamayacağımı anlayıp debelenmeyi bıraktım . Yalvarmayı deneyecektim . "Bak n'olur yapma . Emre duyarsa seni-" benim sessizce konuşmama karşı sinirli bir sesle sözümü kesti "Emre ! Emre ! Emre ! Sürekli Emre ! Ya Efe ? Efe'ye ne olacak ?!"diye bağırdı . Yükselttiği sesine karşı gözlerimi kapttım . Bir süre sessizlikten sonra sakin bir sesle tekrar konuştu "Biraz benim farkımda olsan ne olurdu Su ?" Dedi "Biraz beni , sana olan ilgimi görsen ne olurdu ? O zaman seni zorlamazdım , o zaman sen kendi isteğinle benim olurdun ."
Söyledikleri çok saçmaydı . Böyle olunca onu seveceğimi mi düşünüyordu ? Ayrıca ben Emre ile sevgiliyken neden gözüm onu görsündü ki ? Biriyle sevgiliysen , ondan başkasını gözünün görmemesi gerekmez miydi ?
"Böyle olunca seni seveceğimi mi sanıyorsun ? Beni taciz edince mi görecek seni gözüm ?" Kafasını hafifçe iki yana sallayıp "Anlamıyorsun." Dedi sessizce . Ve formamın üstlüğünün ikinci düğmesini açtı . Göğüslerimin yarısı belli oluyordu ve son bir düğme kalmıştı eğer onu da açarsa...
Efe'nin , biri tarafından üstümden çekilmesiyle , Ateş'i görmem bir oldu . Ateş , Efe'yi yere yatırıp ardı ardına yumruklar geçirirken , bir süre duraksayıp kendime gelmeye çalıştım . Sonunda kendime gelince Efe'ye küfür eden Ateş'in ve yerde kanlar içinde yatan Efe'nin yanına gidip Ateş'in , Efe'ye durmadan yumruklar atan kolunu durdurmaya çalıştım . "Ateş yeter ."
Sözlerime karşılık Efe'ye yumruk atmayı bıraktı ve onu yerde bırakarak bana döndü . Yüzümü avuçlarının içine alarak "İyi misin ? Bir şey yaptı mı sana ?" Dedi . Soluk soluğa kalmıştı . "İyiyim ."diye fısıldayabildim sadece . Efe'yi öyle gördükçe durumu idrak ediyordum ve gözlerimden akan yaşlar durmadan çoğalıyordu . "Gidelim buradan ."dedim , az öncekinden biraz daha iyi çıkan sesimle . Kafasını hızlıca yukarı aşağı sallayıp elimden tuttu ve okuldan çıktık . Okulun arka bahçesine park edilmiş siyah bir arabanın yanına geldiğimizde binmem için şoför koltuğunun yanındaki koltuğun kapısını açtı .
'Binsem mi ?' Diye biraz düşünsem de bindim . O da arabanın etrafından dolaşıp yanıma bindi ve hızlıca okulun bahçesinden çıktık .🚘🚘🚘🚘🚘🚘🚘🚘🚘🚘
Ateş arabayı durdurduğunda sahildeydik . Güneş batmak üzereydi ve ben gün batımını izlemeyi çok severdim .
Biraz gün batımını izleyip kafamı Ateş'e çevirdiğimde bana bakıyordu . Ona teşekkür etmem gerekiyordu . Sonuçta o beni bir sapıktan kurtarmıştı . Ama beni kurtardığı şeyin aynısını bana kendisi yapmıştı . Kafam gerçekten çok karışıktı .
Ateş ile biraz bakıştıktan sonra gözü , Efe'nin açtığı düğmelerimden açık kalan kısma kaydığında hemen elimi oraya getirip düğmelerimi kapattım . Ateş de boğazını temizleyip önüne döndü . "Saat geç oldu seni evine bırakıyım mı ?" Diye sorduğunda kafamı salladım . Emniyet kemerimi takıp arabayı çalıştırmasını bekledim . Ama o arabayı çalıştırmayıp ve benim yüzüme bakmaya başladığında "E- hadi ." Dedim . Neden arabayı çalıştırmıyordu ki ? "Su istersen evinin adresini ver de seni bırakabileyim değil mi ?" Dediğinde kaşlarımı çattım "Senin gibi bir sapığa adresimi vereceğimi mi sanıyorsun ? Ya gece ben uyurken odama girip beni bıçaklarsan ?" Dediğimde 'kızım sen salak mısın ?' Bakışı atıp "Birincisi şu sapık meselesini çok uzatıyorsun . İkincisi ben seni neden bıçaklıyım ki ? Hadi ver şu adresi ." Dedi ve arabayı çalıştırdı . Kaşlarımı daha da çatıp ona baktım "Vermiyorum adres falan ! Sen düz ilerle ben sana 'sağa dön , sola dön' falan derim " Söylediklerime karşılık kahkaha attığında onu ilk kez kahkaha atarken gördüğümü farkettim . Bembeyaz dişleri ve dolgun dudaklarıyla çok tatlı görünüyord- ne diyordum ben ?! Tatlı falan değildi . Yani belki biraz...
"Sen 'sağa dön , sola dön' deyince , ben adresinin neresi olduğunu anlamayacağım yani öyle mi ?" Kahkahalarının arasından söylediği şeylere sinirlenip "Sus da şurdan sağa dön ." Dedim ve ellerimi göğsümün üzerinde bağladım . Biraz sonra kahkahası -sonunda- durduğunda içimden 'hele şükür' diye geçirip "Şurdan içeri gir ." Dedim . O , bu sözümün ardından tekrar kahkahalara boğulurken beni sinir basıyordu . Dalga geçmesi hoşuma gitmemişti . Zaten onun arabasına binmekle hata etmiştim .
Sonunda bizim eve geldiğimizde emniyet kemerimi çıkardım . Elimi kapının koluna koyduğumda durdum ve ona döndüm . Bana tek kaşını kaldırarak bakıyordu . Gözlerine bakıp konuşmaya başladım "Bu gün beni Efe'nin yaptıklarından kurtardığın için teşekkür ederim ." Yüzüme kaşlarını kaldırarak bakıp hafifçe gülümsedi . "Rica ederim . Kim olsa aynısını yapardı ." Diye klişe bir cümle kurdu . Ben de gülümseyip arabadan indim ve binaya girdim . İzlediğim filmlerden dolayı asansörden korktuğum için yürüyerek eve çıktım .🏠🏠🏠🏠🏠🏠🏠🏠🏠🏠
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Novela Juvenil| İlk yangın çıktığında insanlar üzerine koşturmuş derler. Dans eden ateşin güzelliğine aldanıp kül olmuşlar.. | • • • "Su.." dedi uyarır bir ses tonunda "Ateşle oynama..Yanarsın." Meydan okumak mı? En sevdiğimden! Onun bu meydan okuyuşuna karş...