"Beni aldattığına, ve şimdi de beni o kişiyle tanıştıracağına inanamıyorum gerçekten.." diye homurdanan Ateş'e gülüp oturduğum bankta kıpırdandım. Kıvanç'ın gelmesine çok az kalmıştı ve Ateş'i görünce ne yapacağını deli gibi merak ediyordum. Hele Ateş'in, Kıvanç'ın bir çocuk olduğunu öğrendiğinde ne yapacağını..
"Sadece bir ay boyunca ayrı kaldık ve sen bu kadar az sürede nasıl sevgili yapabildin?" Diye ciddiyetle sorduğunda ona baygınca baktım "Sevgili yapmadım zaten Ateş."
Kaşlarını çattı ve bakışlarını karşımızdaki denizden alıp bana çevirdi "O zaman neden sevgilin olduğunu söyledin?" Diye sorduğunda gözlerimi devirdim "Çok soru soruyorsun." Derken karşıdan, gülerek bizim oturduğumuz banka doğru koşan Kıvanç'ı gördüğümde sırıttım.
Kıvanç yanımıza vardığında direk boynuma atıldı. Gülerek ben de kollarımı beline doladım ve sıkı sarılışına karşılık verdim
"Nasılsın bakalım?"diye sordum, kollarımı gevşetip küçük, tatlı yüzüne bakarken. Şirince sırıttı. Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki, Kıvanç'ın şu ana kadar varlığını hissetmediği Ateş'in sesiyle açtığı ağzını kapattı
"Bir de çocuk mu yaptınız?" Diye sordu, yüksek ve inanamaz bir ses tonunda "Bu kadar kısa sürede mi? Hormonludur bu çocuk! Çabuk büyüsün diye dibine mi işediniz ha? Bunu bana nasıl yaparsın?!"
Kıvanç ve ben Ateş'e, kocaman açtığımız gözlerimizle bakarken aklımda tek bir soru vardı:
Ateş neyin kafasını yaşıyordu?
Kıvanç şaşkın gözlerini Ateş'ten alıp bana çevirdi "Bu kim, sevgilim?" Diye sorduğunda dudaklarımı birbirine bastırıp vereceği tepkiyi merak ettiğim için Ateş'e baktım. Gözlerini kocaman açıp Kıvanç'a bakıyordu "Ne sevgilisi be velet?" Diye sertçe konuştuğunda Kıvanç ona doğru bir adım attı. Tek kaşını kaldırıp tam karşısına geçtiğinde tehditkar bir ses tonu takınarak "Bir daha seni sevgilimin yanında görmeyeceğim!" Dediğinde şaşkınlıktan ağzım 'o' şeklini alırken Ateş şaşkınlıkla bana baktı. Yüzündeki bu ciddi ifade beni gülmeye zorlarken yanağımı ısırarak buna engel olmaya çalıştım.
"Sevgilim dediğin bu muydu?" Diye küçümseyerek konuşan Ateş, işaret parmağıyla Kıvanç'ı gösterirken kafamı yavaşça olumlu anlamda salladım. Buna karşılık kocaman ve yapmacık bir kahkaha patlattı. Bu tepkisine hayret ederken Kıvanç ona gözlerini devirip kucağıma çıktı ve kollarını belime dolayıp başını göğsüme yasladı. Buna karşılık ben de gülümseyip kollarımı ona sardığımda Ateş'in kahkahası yüzünde soldu. Kaşlarını çatarak bize bakarken dişlerini sıktığı, yanaklarındaki gerginlikten anlaşılıyordu "Velet, in oradan." Diye uyarıcı bir ses tonunda konuştuğunda Kıvanç onu takmadığını omuz silkerek belli ederken kafasını göğsümden kaldırıp bana baktı ve şirince sırıttı "Seni seviyorum, sevgilim." Dediğinde ben de sırıttım ve burnunu sıktım "Ben de seni seviyorum.." dedim, ve Ateş'e bakarak, vurguyla ekledim "Küçük sevgilim."
"Hey! Ben de buradayım!" Diye sinirle homurdanan Ateş'e bir şey söylemedim çünkü Kıvanç'ın ona laf atacağını biliyordum. Ama Kıvanç düşündüğüm şeyi yapmayıp bana döndü ve çenesiyle Ateş'i işaret etti "Ben bu abiyi sevmedim." Dedi memnuniyetsizce, ve ekledi "Bundan sonra onun görüşmeni istemiyorum."
Kıvanç'ın söylediği şeye karşılık Ateş sinirle derin bir nefes aldı ve kolumu tuttu "Şu veledi gönder burdan." Dediğinde kahkaha attım. Beni küçük bir çocuktan mı kıskanıyordu? Komikti..
"Bak Kıvanç.." dedim, kucağımda oturan Kıvanç'a dönüp küçük ellerini avuçlarımın arasına alırken "Bu abi, benim sevdiğim adam.." dedim, ve ardından fısıldadım "Hani şu sana anlattığım." Dediğim anda Kıvanç çattığı kaşlarıyla Ateş'e döndü "Benim sevgilimi üzen adam sensin demek.." dediğinde güldüm. Böyle bir tepki beklemiyordum. Her neyse..Artık onları tanıştırmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Novela Juvenil| İlk yangın çıktığında insanlar üzerine koşturmuş derler. Dans eden ateşin güzelliğine aldanıp kül olmuşlar.. | • • • "Su.." dedi uyarır bir ses tonunda "Ateşle oynama..Yanarsın." Meydan okumak mı? En sevdiğimden! Onun bu meydan okuyuşuna karş...