Ateş'in , boynumu emen dudakları durduğunda dudağımın kenarını ısırdım . İşte şimdi çok kötü şeyler olacaktı . Resmen , kızların onunla birlikte olmak için savaştığı Ateş Güney beni sömürürken ben onun kafasına bol tuzlu patlamış mısır kâsesini boşaltmıştım .
Ve şu anda kafasında biraz patlamış mısır ile biraz da tuz varken bana pis pis bakıyordu . Bana olan bakışlarından tırsıp ayağa kalktığımda kafasını kaldırıp bana alttan korkutucu bir bakış attı "Sen az önce ne yaptın ?"
O da ayağa kalkıp bana doğru yavaş adımlarla yaklaşırken tek kaşını kaldırdı . Ben de onunla birlikte geri adımlamaya başladım "Ne yaptım ?"
Bu salağa yatma çabama karşı histerik bir kahkaha attı ve ani bir hareketle sırtımı duvara yasladı . Elleriyle ellerimi duvara sabitlerken yine kalp atışlarım hızlandı .
"Su.." dedi uyarır bir ses tonunda "Ateşle oynama..Yanarsın ."
Meydan okumak mı ? En sevdiğimden !
Onun bu meydan okuyuşuna karşılık ben de tek kaşımı kaldırdım "Yalnız.." dedim , ben de aynı onun gibi uyarırcasına "Su Ateş'i söndürür ."
Bunları benden beklemiyormuş gibi kaşlarını kaldırdı . Şaşkın görünüyordu . Bu görüntüsüne karşılık sırıtmak istesem de , ciddiliğimi bozmamalıydım .
Birkaç saniye sonra yüzündeki şaşkın ifadeden kurtulup vücudunu bana biraz daha yasladı "Senin dilin çok uzamış..Ama , şu an benim evimde benimle baş başa olduğunu düşünecek olursak benimle iyi anlaşmalısın ." Yüzündeki ciddi ifadeden bayağı bir tırsıp şu küçük oyunumu bitirmeye karar verdim . Yoksa bu ciddilik devam ederse , benim açımdan kötü şeyler olacaktı .
Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecektim ki dudaklarını dudaklarıma bastırdı . İşte benim de ciddiliğim bir yere kadardı , o yerde burasıydı işte..Beni öpmesi...
Arabadakinin aksine , yumuşak ve yavaş öpüşüne karşılık vermeye başladığımda duvara yasladığı ellerimi boynuna koyup kendi ellerini belime indirdi . Ben , sonunda bıraktığı ellerimi onun saçına daldırdığım sırada elleri belimden bacağıma inmişti .
Evet , şu an ne düşündüğünüzü biliyorum ;
'Bu işin sonu kötüye gidiyor .'
Beni kaldırıp kucağına aldığında bacaklarımı beline doladım . Tekrar sırtımı duvara yaslarken dudaklarımızı ayırıp alnını alnıma yasladı ve nefes nefese konuştu "Benim duş alıp kafamdaki tuzlardan kurtulmam lazım . Zaten biraz daha burada kalırsam hiç iyi şeyler olmayacak.."
Beni kucağından indirip salondan çıkmaya yeltendiğinde koluna yapışıp onu durdurdum "Ateş dur !" Bu tepkime karşılık tek kaşını kaldırıp sırıttı "Ne o ? Hoşuna mı gitti , Küçük Koala ?" Dediğinde gözlerimi irileştirip omzuna vurdum "Saçmalama be , Tecavüzcü Coşkun !" Diye bağırdım "Ben şey için..Şey için..-" diye saçmalarken alayla sözümü kesti "Yoksa korkuyor musun ?"
Kaşlarımı çattım ve savunmaya geçtim . Korktuğumu bilmesine gerek yoktu . Yanımdan ayrılmaması yeterliydi .
"Yok canım , daha nele-" sözümü , arka cebimde titreyen telefonum kesti . Bu konuşmadan kurtulduğum için sırıtarak telefonu cebimden çıkardım . Annem arıyordu.. Hafif bir telaşlansam da bozuntuya vermemeye çalışarak telefonu açtım ve kulağıma koydum "Efendim anneciğim ?" Dedim en tatlı ses tonumla . Ateş'le göz göze geldiğimde kaşlarını kaldırmış , şaşkın bir şekilde beni izliyordu . 'Ne ?' Dedim ona dudaklarımı oynatarak . Ne vardı yani , anneme ses tonumla bile yalakalık yapıyorsam ?"Nasılsın yavrum ? Ne zamandan beri aradığın yok?"
Annemin sorgulamasına karşın , görmeyeceğini bilerek gözlerimi devirdim "Anne unutmuşum ya . Ders çalışmaktan telefonu elime almaya vaktim mi oluyor sanki ?" Dedim ağlamaklı bir ses tonuyla . Saçmalamayın ! Tabiki de duygu sömürüsü yapmıyorum !
Tekrar , bana şaşkınlıkla bakan Ateş'le göz göze geldiğimde dudaklarını oynatarak 'Oha !' Dediğinde , ona gözlerimi devirdim .
Duygu sömürüsü yapmıyordum , tamam mı ?!
Ben , annemin 'dikkat et , üstünü sıkı giyin , hasta olma..' temalı nasihatlerini dinlerken-daha doğrusu dinliyormuş gibi yaparken- Ateş sırıttı ve dudaklarını oynatarak 'Ben duşa giriyorum' dediğinde gözlerimi büyütüp koluna yapıştım ve onu durdurmaya çalıştım . Ona bağıramıyordum çünkü anneme evde yalnız olduğumu söylemiştim , ve kızının kendi kendine konuşan bir manyak olduğunu düşünmesi isteyeceğim son şeydi . Ateş'e "Dur ." Diye fısıldayıp , neredeyse 'sokakta biri sana çikolata verirse sakın alma' diyecek olan anneme döndüm "Anne benim ders çalışmam gerek , seni daha sonra arayayım mı ?" Deyip annemle vedalaştım ve telefonu kapattım . Ardından direk Ateş'e döndüm "Ya Ateş beni yalnız bırakma ya ! Tamam işte biliyorsun , filmden dolayı birazcık korkuyorum ." Dediğimde sırıttı ve kollarını göğsünde buluşturdu "Birazcık ?"
Ona gözlerimi devirdiğimde gülüp elimden tuttu ve salonun çıkışına yönlendirdi . Salondan çıkıp uzun ve bir o kadar da ince hole , oradan da banyoya girdiğimizde kaşlarımı çattım "Ne yapıyorsun ya ?" Diye sordum şaşkınlıkla . Buna karşılık sırıttı ve banyonun kapısını kapattı "Yalnız kalmak istemediğini söyleyen sen değil miydin ?" Dedi tek kaşını kaldırarak . Şaşkınlıkla kafamı yukarı aşağı salladım "Evet..Evet ama-" sırıtarak sözümü kesti "Tamam işte ! Duşu birlikte alırsak , yalnız kalmamış olursun ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Teen Fiction| İlk yangın çıktığında insanlar üzerine koşturmuş derler. Dans eden ateşin güzelliğine aldanıp kül olmuşlar.. | • • • "Su.." dedi uyarır bir ses tonunda "Ateşle oynama..Yanarsın." Meydan okumak mı? En sevdiğimden! Onun bu meydan okuyuşuna karş...