Bölüm 19 - Kan rengi

83 6 0
                                    

Ateş'in Ağzından..

Arabama binerken bunların eğlenmek için bir oyun olduğunu düşünüp gözlerimi devirdim ve arabayı çalıştırmadan önce Su'yu arayıp benim için endişelenmemesini ve birazdan yanında olacağımı söylemek için telefonumu çıkarıp Su'yu aradım . İlk aradığımda telefonu açmadı . Duymadığını düşünerek tekrar aradım fakat yine açmadı . İçime tekrar bir korku düşerken aklıma tüm bunların bir tuzak olabileceği geldi .
Beni buraya çağırıp Su'yun yanından ayrılmamı sağladılar ve ben burdayken Su'yu kaçırdılar..

"Allah kahretsin , Allah kahretsin !Su !"

Su'yun Ağzından..

Gözlerimi açtığımda , içinde sadece şu an üzerinde yattığım büyük bir yatak olan küçük sayılabilecek bir odadaydım . Kaşlarımı çatıp yatakta dikleştim ve ayaklarımı yatağın kenarından sarkıtıp en son olanları hatırlamaya çalıştım .
En son , Ateş'i beklerken hava almak için balkona çıkacaktım.. Balkona çıkmadan , holde yürürken biri beni bayıltmıştı . Sonuç olarak kaçırılmıştım .
Beynim olanları idrak ettiğinde gözlerimi kocaman açtım ve korkuyla ayağa kalktım . Ya birilerinden yardım isteyerek ya da kendi başıma , ne olursa olsun buradan çıkmalıydım .
Hem aniden ayağa kalktığım için hem de beni bayıltırken soluduğum kokunun etkisiyle başım döndü ve tekrar yatakta eski yerime düştüm . Ayağa kalkacak halim yoktu ki , bağırıp yardım isteyeyim..
Odanın kapısı açıldığında kafamı o tarafa çevirdim . İçeri giren tanıdık yüzle zorla da olsa ayağa kalktım "Özgür ." Dedim , mutluluk akan sesimle . Kurtulmuştum !
Küçük odada birkaç adım atıp yüzündeki sırıtışla birlikte karşıma geçti "Nasılsın ?" Dedi hâlâ sırıtırken . Neden sırıttığını anlayamasam da gülümsedim "Buradan çıkınca daha iyi olacağım..Hadi gidelim ."
Sesli bir şekilde kahkaha attığında kaşlarımı çattım . Ne oluyordu Özgür'e böyle ? Sanki benim bildiğim o tatlı , samimi Özgür gitmiş yetine soğuk ve korkunç bir Özgür gelmişti .
"Gideceğiz güzelim , gideceğiz.." derken neredeyse korkudan ağlamama yetecek kadar çirkin bir hamleyle önüme düşen bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı "Ama önce seninle biraz işimiz var.."
Bana doğru bir adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattığında az önce mutlulukla atan kalbim korkuyla çarpmaya başladı . Endişeyle bir adım gerileyerek aramızdaki mesafeyi tekrar açarak eski haline getirdim "İşimiz var derken ?"
Korkuyla sorduğum soruya karşılık tekrar kahkaha attı ve kapıya doğru yönelmeden önce "Bekle.." dedi "Bu işimize Ateş de tanık olacak.."
Odadan çıkıp kapıyı kapattığında gözümden bir damla yaş aktı . Ne işinden bahsediyordu ?
Beni kaçıran Özgür müydü ? Ah benim salak kafam , bir de onun beni kurtarmaya geldiğini sanmıştım..
Kendimi yatağa atarken aklıma , bizi birlikte gördüğü gün Ateş'in söyledikleri geldi

'Ondan uzak dur . O iyi bir değil..'

Gözümden yanağıma doğru bir damla yaş daha süzülürken ağlamam şiddetlendi . Ateş'i istiyordum . Yanımda olmasını , sana sarılıp beni buradan çıkarmasını istiyordum..

Yaklaşık birkaç saat sonra odanın kapısı tekrar açıldı ve tüm umutlarıma rağmen , içeri yine Özgür girdi . Yüzündeki sırıtış hiçbir şey kaybetmemiş , hâlâ aynı yerinde duruyordu . Bu beni korkutmaya yetmişti
"Evet.." derken cebinden telefonunu çıkarıp bir şeyler yapmaya başladı "İşimize başlayalım artık.."
Biraz sonra telefondan sesler gelmeye başladığında kaşlarımı çattım . Önce hışırtı gibi gelen sesler , şimdi tanıdık bir sese dönüşmüştü . Ateş'in sesine..
"Özgür , eğer o kıza bir şey yaparsan seni ağır sikerim ."
Ateş'in sesini duymamla gözlerimi kocaman açtım . Özgür telefonu kendine doğru tuttuğu için görüntülü konuştuklarını anladım . Ama neden ? Neden görüntülü konuşuyorlardı ? Özgür bana ne yapacaktı ?
Özgür telefonu , bütün odayı görebilecek bir yere bırakıp Ateş'e "İzle !" Diye bağırıp bana doğru gelmeye başladığında kaşlarımı çatıp geriye doğru adımladım . Taa ki sırtım soğuk duvara temas edene kadar..
Sanırım , ne olduğunu bilmediğim işine Ateş'in de tanık olacağını söylediğinde bundan bahsediyordu..Peki iş neydi ?
"Gel buraya küçük sürtük !" Diye bağırıp beni saçımdan tuttuğu gibi kendine çekmesiyle büyük bir çığlık attım . Saç diplerim acıyla yanarken telefondan gelen Ateş'in sesleri kulağıma doldu "Özgür , dur ! Dokunma ona , Özgür !"
Gözlerimden yaşlar akarken Özgür beni duvara yaslayıp tişörtümün eteklerini tuttuğunda korkuyla yalvardım "Özgür yapma , ne olur yapma !"
Beni dinlemeyip Ateş'e sesini duyurmaya çalışır gibi bağırdı "İyi izle Ateş , iyi izle !"
Tişörtümü üzerimden sıyırıp attığında ne olduğunu anlayamadan dudaklarımda bir baskı hissettim . Beni öpüyordu.. Beni Ateş'in öptüğü yerden öpüyordu ! Belki yaptığı diğer şeylere karşı koyamazdım ama buna karşı koyabilirdim . Karşı koymak zorundaydım..En azından Ateş gelip beni buradan kurtarana kadar...
Onu itmeye çalışsam da itemediğimden beni öpmeyi bırakması için tüm gücümle dizimi kasıklarına geçirdim . Buna karşılık acıyla inleyip benden uzaklaşırken fırsattan istifade kaçmaya çalışsam da beni kolumdan tutup yanağıma sıkı bir tokat indirdi "Sen ne yaptığını sanıyorsun , Sürtük !"
Yanağımdaki sızı ve kulağımın çınlaması , güçsüz kalıp yatağa düşmeme neden oldu . Kulağım az önceki tokat yüzünden çok şiddetli bir şekilde çınladığı için Ateş ve Özgür'ün seslerini hayal meyal duyabiliyordum .
O sırada üstümde bir baskı hissettiğimde Özgür'ün üstüme çıktığını anladım . Kafamı ona çevirdiğimde üst tarafının çıplak olduğunu gördüğümde gözümden aşağı yaşlar akmaya başladı
"Seni küçük fahişe ! Bakalım altımda inlerken de böyle güçlü olabilecek misin ?!"
Bu sözlerinden sonra ellerimi elleriyle yatakta iki yanıma sabitleyip kafasını boynuma gömdüğünde kafamı istemsizce yana çevirdim . Hemen karşımızda duran telefondan bizi izleyen Ateş'e baktığımda yüzünde acıyı gördüm .
"Ateş.." diyebildim sadece titreyen sesimle . Gözlerinin yaşlı olduğunu görebiliyordum .
"Geliyorum güzelim..Bekle geliyorum , kurtaracağım seni . Dayan..."
Boynumdaki acıyla kafamı Özgür'e çevirdim tekrar . Boynumu ısırdığını anladığımda ona iğrenerek baktım "Köpek !"
Neredeyse içinden alevler fışkıracak gözleriyle bana baktı ve yüzüme tükürürcesine konuştu "Kes sesini !"
Eli altımdaki pantolonun düğmesine gittiğinde gözlerimden akan yaşlar daha da şiddetlendi . Bacaklarımı çırparak düğmeyi açmasını engellemeye çalışsam da bacaklarımın üstüne ağırlığını verdiği için hareket edemiyordum .
Uzun uğraşları sonucu pantolonumu da üstümden sıyırıp attığında her şeyden umudumu kesmiştim . Bu filmin finalinde ne olacağı belliydi..
Tekrar dudaklarıma yapıştığında hiçbir tepki veremedim . Vücudum da umudu kesmiş olacak ki hareket etmeyi reddediyordu . Gözlerim sadece tavana bakıyor , kulaklarım sadece Ateş'in ettiği ağır küfürleri duyuyordu .
Özgür nihayet dudaklarımı sömürmeyi bıraktığında elleri külotumun iki yanına gitti . İki elinin de işaret ve orta parmağını külotumun iki yanına takıp bekledi . Önce hiçbir tepki gösteremeyen bana , sonra da Ateş'e baktı . Ateş ona ağır bir küfür edince sırıtıp telefonu kapatmadan önce "Bu kadarı sana yeter Ateş Güney . Gerisi onunla benim aramda kalsa daha iyi olacak.."

Ateş'in Ağzından..

Arabayı , Emir'in söylediği yere son sürat sürerken Özgür'ün telefonu kapatmasıyla direksiyona yumruk attım "Bekle Özgür , ananı sikmeye geliyorum !"
Gözlerimden akan yaşlara engel olamazken ayağımı gaz pedalına daha da bastırdım .
Ona dokunmasına izin vermeyecektim . Eğer Özgür , Su'ya herhangi bir şey yaparsa Su kendini toparlayamazdı , ben de onu kurtaramadığım için kendimi affetmezdim .
Eski ve bir o kadar da küçük bir evin önüne geldiğimde arabayı durdurdum . Burası olmalıydı . Kapının önünde Özgür'ün arabasını gördüğümde sakin kalmak için kendimi zorladım .
Arabadan indiğimde elimi belime götürdüm ve silahımı çıkardım . Evin eski kapısını kırarak içeri girdiğimde evin sadece iki odası olduğunu gördüm . İlk odanın kapısını açtığımda lavabo olduğunu görüp hemen diğer kapıya yöneldim . Kapıyı açtığımda ilk gözüme çarpan şey , yatağın üstünde çırılçıplak ve hareketsizce yatan Su oldu..

Yazardan..

Kapının eşiğinde duran genç adam , küçük sevgilisini gördüğünde hemen yanına gitti . Üstündeki ceketi çıkarıp çıplak sevgilisinin üstüne örterken gözüne , sevgilisinin üzerinde yattığı çarşafa bulaşmış bir sıvı çarptı . Bu sıvı kırmızıydı..Kan rengiydi...
Genç adamın gözünden yanağına bir damla yaş süzüldü . Yetişememişti.. Sevgilisine tecavüz edilmişti ve o , onu kurtarmayı bile becerememişti .
"Su.." dedi genç adam fısıldayarak . Ardından dizlerinin üstüne çöktü ve hareketsizce durup ona bakan kızın saçlarını okşadı çaresizce .
O sırada dayanamayıp ağlayan genç adamın aklına Özgür geldi .
Bir hışımla ayağa kalktığında , sevgilisine tecavüz eden adam odanın en ücra köşesinde yere oturup sırtını duvara yaslamıştı . Başını ellerinin arasına almış deli gibi kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu .
Evet olan olmuştu fakat o da bunu yaptığı için üzgündü . İlk başlarda bunu yaptıktan sonra Ateş'ten intikam alacağını düşünse de , her şey bittikten ve o kızın böyle çaresiz halini gördükten sonra pişmanlık duymuştu . Kızın suçu neydi ki ?
Genç adam ; duvara sinmiş , altında sadece kot pantolonu olan diğer genci kolundan tutup ayağa kaldırdı ve elini boğazına koydu
"Sana , o kıza bir şey olursa seni ağır sikerim dememiş miydim lan ben ?! Pezevenk !"
Genç adam , sarışın çocuğun yüzüne bir yumruk vurduğunda çocuk , acıyla inlerken sırtüstü yere düştü . Evet belki o dediğini yapıp , kızı altında inletmişti ama şimdi bu genç adam daha önce de dediği gibi onun cezasını verecekti . Yani şimdi inleme sırası ondaydı..
Genç adam , yerde yatan sarışın çocuğun üstüne çıkıp tekrar boğazına sarıldı . O ardı ardına küfürler sıralarken , az önce yediği yumruktan dolayı dudağı kanayan ve o an gencin elleri onu boğmakta olduğundan nefes alamayan sarışının ağzından bir kaç kelime döküldü "Özür..Özür dilerim..."
Genç adam buna karşılık daha da sinirlendi ve yumruklarını ardı ardına sarışının suratına indirmeye başladı "Neyin özründen bahsediyorsun lan orospu çocuğu !" Diye kükredi, sarışın çocuğun yüzüne doğru "Kızın suçu neydi lan ? Senin derdin benimle değil mi it ! Kızdan ne istedin !?"
Genç kız yattığı yerden bütün her şeyi izlerken , artık kuruduğunu zannettiği göz pınarları dayanamayıp yine bir damla yaş bıraktı gözünden yanağına doğru . Vücudunun her zerresi sızlıyor , buradan bir an önce gitmek istiyordu . Ama gittiğinde ne olacaktı ki ? Burada olan her şeyi unutacak mıydı ?
Unutmayacaktı.. Burada yaşanan her şey en küçük ayrıntısına kadar onun zihnine kazınmıştı artık . Özgür'ün zorla ona sahip oluşu.. Ateş'in Özgür'ü öldüresiye dövmesi..
Artık bunları , değil buradan gitmek bir hafıza kaybı bile unutturamazdı ona...
Genç adam , dayak yemekten yüzü tanınmayacak hale gelen sarışın çocuğu dövmeyi bırakıp ayağa kalktı ve onu da ayağa kaldırdı . Ayakta durmakta zorluk çeken çocuğu duvara yaslayıp silahını kafasına dayadı "Ne oldu şimdi ha ? Ona bunları yaptın da ne oldu ! Şimdi , şu dakika içinde , burada ölmüş olacaksın Özgür ! Ölmüş olacaksın !"
Genç adam tetiği çekmeden önce düşündü..
Onun , aşık olduğu kıza neler yaptığını düşündü . Nasıl ona sahip olduğunu , ona yapmaması için yalvaran küçük ve saf sevgilisine nasıl da acı çektirdiğini düşündü . Genç kızın kendini toparlayamayacağını biliyordu . Toparlasa da , hayatında hep bu günden izler taşıyacaktı . Biriyle birlikte olduğunda aklına bu anlar gelecekti , belki sırf bu yüzden hiç kimse ile birlikte olmayacaktı , olamayacaktı..
O kız , burada yaşadıklarının bir saniyesini bile hayatından silemeyecekti..
Genç adam bunları düşündükçe saha da sinirlendi . Eli tetiğe basmak için hareketlenirken beyni onu durdurmaya çalışıyordu .
Ama beyninin bu çabası sonuçsuz kaldı ve biraz sonra odayı güçlü bir ses doldurdu ;

GÜM !

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin