Bölüm 24 - Patlamış mısır

96 4 0
                                    

Kapının zilini değil de direk açılma sesini duyduğumda kaşlarımı çatıp kapıya gittim . Baştan aşağıya siyah giyinmiş Ateş , elinde tel tokaya benzer bir şeyle girişte duruyordu
"Sen ne yaptığını sanıyorsun ?" Diye sorduğumda sorumu es geçip tam karşıma geldi ve "Sana saat sekizde aşağıda olmanı söylemiştim ?" Dedi , sorgularcasına . Gözlerimi devirip kollarımı göğsümde birleştirdim "Ben de gelmemiştim ?" Dedim kararlı bir ses tonuyla . Buna karşılık gözlerini devirirken "Üstünü giyinecek misin , yoksa ben mi giydireyim ?" Dediğinde tek kaşımı kaldırdım "Gelmeyeceğim diyorum Ateş . Anlamıyor musun ?" Dediğimde bana doğru bir adım daha atıp daha ben ne olduğunu bile anlayamadan beni kucağına aldı ve evden çıkardı . Merdivenlerden inerken sinirle göğsünü yumruklamaya başladım "Ya bıraksana , seninle gelmek istemiyorum !" Diye bağrınırken tekrar gözlerini devirip "Çok konuşuyorsun" dediği sırada arabanın kapısını açıyordu . Beni şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturtup kapıyı kapatacağı sırada aklına bir şey gelmiş gibi durdu ve bana doğru eğildi "Eğer kaçmaya çalışırsan seni yakaladığımda kucağıma oturturum ve yol boyunca ben araba kullanırken kucağımda beklersin ." Dedi ifadesizce . Ardından sırıttı "Yani bu benim işime gelir ama , senin için söylüyorum ."
Kapımı kapatıp şoför koltuğuna doğru yürürken kaçmayı düşündüm fakat kaçarsam beni rahatlıkla yakalayacağını ve dediğini yapacağını biliyordum . Sinirle yumruklarımı sıkarken arabaya bindi ve gaza kökledi

"Seninle gelmek istemediğim halde neden beni zorluyorsun ?"

Bu sözlerime karşılık zaten hızlı giden arabaya biraz daha gaz verdiğinde oturduğum koltuğa daha da yaslandım . Ama sinirimden hiçbir şey kaybetmemiştim .
Yıllar öncesinden yüzü değişmiş olabilirdi ama kişiliği hiç değişmemişti . Yine , hep kendi istediği olsun isteyen Ateş'ti..
"Hep senin istediğin olamaz Ateş ! Bir şey yaparken karşındaki kişinin de düşüncelerini sormayı öğrenmelisin !"
Yine cevap vermeyip sadece arabanın hızını daha da artırdı . Endişeyle yerimde kıpırdansam da korktuğumu ona belli etmemeye çalıştım . Ve biraz sonra tekrar bağırdım "Sürekli kendi istediğini yapıyorsun , bana fikrimi sormuyorsun ! Hiç değişmemişsin !"
Bağırışlarımı daha fazla duymazlıktan gelememiş olacak ki hızla giden arabayı ani bir frenle durdurup bana döndü
"Değişmedim evet , değişmedim !" Diye bağırdı tükürürcesine "Ben değişmedim ama sen değişmişsin ! Şu an karşımda eski Su yok ! Eskiden benimle olmak için can atan Su , şimdi benden kaçıyor , eskiden beni sevdiğini söyleyen Su , şimdi benden nefret ediyor sanki !"
Bu sözleri canımı acıtmıştı . Tamam ondan uzak durmaya çalışıyordum ama ona , onu sevmediğimi düşündürecek kadar ileri gidemezdim . Bu , ona yaptığım bir haksızlık olurdu .
"Seni seviyorum.." diye mırıldandım kendi kendime konuşurmuş gibi "Seni hâlâ çok seviyorum ama uzak durmalıyız . Uzak durmalıyız birbirimizden Ateş ! Görmüyor musun , durmadan birbirimize zarar veriyoruz ! Durmadan birbirimizi kırıyoru-" sinirle sözümü kesti "Senin yüzünden !" Diye bağırdı "Bunların hepsi senin yüzünden !"
Hafifçe kaşlarımı çattım "Ne ?" Dedim , artık çıkmayan sesimle .
"Birbirimize yaklaşmamıza izin vermiyorsun baksana ! Bu gece sana yeniden başlamak istediğimi söyleyecektim . Yeniden biz olalım diyecektim ama sen..Ama sen..."
Sinirle önüne döndü ve cümlesinin devamını getirmedi . Getirmesine de gerek yoktu zaten .
Aptallık etmiştim . Ondan uzak durmaya çalışarak aptallık etmiştim . O bana saf duygularıyla yaklaşırken ben ondan uzak durmaya çalışmıştım .
Ah ! Lanet olsun aptal kafam !

"Ben..Ben özür dilerim..." dedim , gözlerim dolarken "Ben çok özür dileri-" sözümü dudaklarımın üstüne kapanan dudakları kestiğinde kalp atışlarım sanki yeterince hızlı değilmiş gibi daha da hızlandı . Ellerini belime koyup dudaklarımı hızlı ve sert bir şekilde öpmeye başladığında ben de kollarımı boynuna dolayıp biraz zorlansam da sert ve bir o kadar da hızlı öpüşüne karşılık vermeye başladım .
Belimden tutarak beni daha fazla kendine çekmeye çalıştığında aramızda bulunan vites kolu ona yakınlaşmamı engellediği için ani bir hareketle beni kucağına çekti . Ne olduğunu anlayamadan kafamı hafifçe geriye çekip dudaklarımızı ayırdım "Ateş-" diye söze başladığım sırada yüzümü avuçlarının arasına alıp dudaklarımı dudaklarıyla örttü . Söyleyeceğim şey aklımdan uçup giderken elimi saçlarına daldırdım ve tekrar öpüşüne karşılık vermeye başladım . Elleri yanaklarımdan , beli açık tişörtümden açıkta kalan yere gidip okşadığında , dün geceki gibi huylandım fakat belli etmedim . Bu anın büyüsünü , saçma salak bir gıdıklanmadan dolayı bozamazdım . Yani , en azından o kadar aptal değildim .
Bulunduğumuz durum çok erotikti . Karanlık ve bir o kadar da ıssız bir sokakta duran arabanın içinde , şoför koltuğunda , kucak kucağa yiyişen bir çift..
Ah , ne kadar da masum !

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin