Bölüm 34 - İki yüz bin lira

79 3 0
                                    


Ateş'in Ağzından..

Yedi sene önceki gibi, bulduğu her fırsatta beni götürmeye çalışan Hande'yi omuzlarından tutup sert bir şekilde ittirdiğimde dudakları dudaklarımdan ayrıldı ve hemen arkasındaki koltuğa düştü. Sinirle tam karşısına geçtim ve sol elimle iki yanağını sertçe tutup sıkarken sağ elimin işaret parmağını tehditkar bir şekilde salladım "Bak Hande kızsın diye bir şey demiyorum ama, eğer bunu bir daha yapacak olursan ağzına sıçarım !" Diye gürleyip bir adım geri çekildim. Bunu fırsat bilen Hande sürtüğü de anında ayağa kalkıp sırıttı "Ateş, tatlım..Bence şu durumda benimle iyi geçinmelisin. Şirketinizin durumları ortada. Biri ile ortaklık yapmanız şart." Dediğinde sinirle elimi saçlarımın arasına daldırıp çekiştirdim . Ölürdüm de bu orospuya muhtaç olmazdım.
Nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle tam karşıma geçip kararlılıkla gözlerime baktı "Batmakta olan bir şirketle kimse ortaklık kurmak istemeyeceği için-" Sinirle saçlarını elime dolayıp çektiğimde çığlıklarıyla cümlesi yarıda kaldı "Sesini kes Hande !" Diye bağırdım, öfke akan sesimle "Senin istediğini yapıp ondan ayrılmayacağım !"
Buna karşılık soğuk bir kahkaha attı "Eğer.." dedi, tehditkar bir ses tonunda "Eğer şirketinizin batmasını istemiyorsan, o kızdan ayrılıp benimle birlikte olacaksın Ateş!"

Su'yun Ağzından..

Duyduğum şeylerin ne anlama geldiğini algılamaya çalışırken Ateş'in Hande'ye sessizce söylediği bir şeyden sonra Hande, benim önünde olduğum, ofisin kapısına yöneldi . Hızlıca kendimi yandaki duvarın arkasına attığımda sessizce Hande'nin ayak seslerinin kaybolmasını bekledim. Sesler git gide benden uzaklaşırken sırtımı duvara sürterek yere oturdum ve bacaklarımı kendime çekip kollarımı dizlerime doladım. Duyduklarım ne anlama geliyordu? Ateşlerin şirketi batıyordu, bunu anlamıştım fakat bunun Hande ile, en önemlisi de Ateş ve benim ilişkimizle ne alakası olduğunu anlamamıştım.

'Eğer şirketinizin batmasını istemiyorsan, o kızdan ayrılıp benimle birlikte olacaksın..'

Bu ne anlama geliyordu ? Ateş benimle birlikte olduğunda şirket batmış mı oluyordu ? Ya da Hande ile birlikte olduğunda şirket nasıl batmaktan kurtulabiliyordu ? Ve en önemlisi..Ateş benden ayrılacak mıydı? Para için, şirket için.. Ayrılacak mıydı? Ayrılsa ona kızar mıydım? Kesinlikle kızardım. Fakat geleceğini düşünmek zorundaydı sonuçta değil mi ? Eğer parası olmazsa iyi bir geleceği de olmazdı. Ayrılsa haklıydı . Ama neden ? Hande ona, şirketlerinin kurtulmasını sağlayacak ne yapabilirdi ki? Benim yapamayacağım, ya da benim engellediğim neyi yapabilirdi?

•     •     •

Bir gün sonra..

Ateş ve Hande'nin konuşmalarını duyduğum günün üstünden tam bir gün geçmişti ve Ateş ile bu süre zarfında hiç görüşmemiştik. O günün sonrasında, o konuşmaları hiç duymamış, onları öpüşürken hiç görmemiş gibi davranmıştım. Ateş beni eve bırakıp işlerinin çok yoğun olacağını ve bir süre görüşemeyeceğimizi söylediğinde rahatlamıştım çünkü biraz düşünmem gerekiyordu. Mesela Hande ile Ateş öpüşmüştü, buna ne tepki vermeliydim? Kızmalı, kırılmalı mıydım? Ama Ateş sonra Hande'yi itmiş ve tehdit etmişti. Bu durumda Hande'ye kızmalıydım. O sürtük resmen sevgilimi öpmüştü ya! Benim sevgilimi! Benim!

"Orospu Hande!"

Sinirle evin salonunda volta atarken Hande'ye küfürler yağdırmayı da ihmal etmiyordum tabii ki.

Peki ya şu şirket meselesi? Ateş sürekli çalışıyordu ve sanırım bu gece gündüz çalışmaları şirketi kurtarmak içindi. Kurtarabilir miydi ki? Madem çok çalışarak kurtarabilirdi, o zaman Hande neden başka bir yol yokmuş gibi benden ayrılıp onunla olması gerektiğini söylemişti?

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin