Merdivenlerden salona inerken Ateş'e "Nasıl bir eğlence ?" Diye bir soru yönelttiğimde sırıttı ama cevap vermedi . Bu yaptığı beni daha da heyecanlandırırken salonun kapısının önüne gelmiştik . Ateş elini kapının koluna koyduğunda kapıyı açmak yerine bana baktı . Ona 'Ne heyecan yaratıyon Acun ! Aç şu ödülü artık !' Der gibi baktığımda gözlerini devirdi ve kapıyı açtı .
"İyiki doğduuuğğğnn !!"
Eğuzubillahimineşşeydanirracim Bismillahirrahmanirrahim ! Allah'ım sen koru yarabbim !
İçeride dört tane tatlı mı tatlı uzaylı gördüğümde gözlerim doldu . Mert , Eylül , Beren ve Rüzgar buradaydı !
Koşarak yanlarına gidip Mert ve Eylül'e sarıldım "Çok özledim lan !"
Onlar da bana sarılırken sesli bir şekilde güldüler . Benim için İstanbul'dan buraya gelmişlerdi . Ah ! Keratalar !
Onlardan ayrılıp Rüzgar ile Beren'e sarıldım "Sizi gidi küçük domuzlar !" Diye bağırdığımda kahkaha attılar . Ben de gülüp onlardan ayrıldığımda karşımda gördüğüm tanımadık bir yüzle yanımdaki Rüzgar'ın koluna vurdum "Bu kim lan ?"
Bu tepkime gülüp "Bizim komşu kızı ya . Annesiyle babası tatile gitti , kızı babası bana emanet etti . Benim buraya geleceğimi duyunca o da gelmek istedi , kıramadım . Emanet sonuçta ." Dediğinde gülüp kızın yanına gittim . Sanki gece boyunca kıza yavşamak için getirdiğini bilmiyordum !
Mini eteği , bilmem kaç ton makyajı ve topuklu ayakkabılarıyla tam bir sürtüğe benziyordu . Yapmacık bir şekilde gülümseyip elimi uzattım "Merhaba . Ben Su ." Dediğimde o da yapmacık bir şekilde gülümseyip elimi sıktı "Ece ." Dediğinde gözlerimi kıstım .
Tam bir sürtük ismi !
Kızın yanından ayrılıp bizimkilerin yanına geldiğimde aklıma gelen şeyle kaşlarımı çattım ve ellerimi belime koyup karşımdaki beş uzaylıya baktım "Hey !" Dedim kızgınlıkla "Benim doğum günüm yarın !"
Buna karşılık hepsinden birer kahkaha sesi yükseldi . Birkaç dakika çatık kaşlarımla kahkahalarını dinledikten sonra Ateş kolundaki saati gösterdi "Saat gece yarısını geçti , aptal !" Dediğinde yüzümdeki kızgın ifade yerini şapşal bir gülümsemeye bıraktı . Koşarak Ateş'in boynuna sarıldım ve "Seni çok seviyorum." Diye fısıldadım , sadece onun duyabileceği bir sesle . O da gülerek kollarını belime doladı "Ben de seni çok seviyorum güzelim .""Az yavaş yiyişin be !" Diye bağırdım , geldiklerinden beri salak gibi durmadan gülerek konuşan Mert ve Beren'e bakarken . İkisi de bana dönüp gözlerini devirdi ve ardından tekrar konuşmalarına döndüler . Evet ! Mert ve Beren birbirlerinden hoşlanıyordu..Aman ne güzel !
Ardından kafamı çevirip Eylül ve Rüzgar'ın oturduğu koltuğa baktım . Sinirle birbirlerine bir şeyler söylüyorlardı . Onlara gözlerimi devirdim "Az yavaş kavga edin ya ! Başımız şişti burda !"
Bağrışımla Eylül ve Rüzgar'ın bakışları bana dönerken aynı anda ayağa kalktılar . Yine aynı anda bana bir şey söylemek için ağızlarını açtıklarında birden sustular ve birbirlerine dönüp gözlerini kıstılar . Bu hallerine kahkaha ile gülerken Ece'ye baktım . Tekli koltukta oturmuş telefonuyla uğraşıyordu . Ona gözlerimi devirdim . Sürtük !
Oturduğu için minicik eteği daha da yukarı çıkmıştı ve neredeyse kıçı gözükecekti . Tabiki bu , göz sağlığım için isteyeceğim son şeydi .
Ne ? Saçmalamayın ! Tabiki de Ateş'i kıskandığım için değil !
Ona 'bacım götün gözüküyor' demek istesem de olay çıkmaması için susup yanımda oturup telefonuyla ilgilenen Ateş'e döndüm "Ateş.." Diye sızlandığımda telefonunu kapatıp bana döndü ve kolunu omzuma attı "Söyle güzelim.." deyip bana baktığında yüzümü düşürdüm "Ya , herkes ya kavga ediyor ya da yiyişiyor . Benim canım çok sıkıldı !" Dediğimde sırıttı "O zaman biz de yiyişebiliriz . Hem canın da sıkılmamış olur ." Dediğinde ona gözlerimi devirdim ve "Sana söyleyende kabahat." Diye homurdanıp yanından kalkmaya yeltendiğimde beni durdurdu ve tekrar yanına oturtup tekrar kolunu omzuma attı
"Gençler !" Diye bağırdığında bütün gözler bize döndü "Doğum günü kızının canı sıkılmış ! Bir şey yapalım ." Dediğinde gülüp yanağından öptüm . Bana memnuniyetsizce baktı ve sadece benim duyabileceğim bir sesle "Başka bir yerden öpmeni tercih edeceğimi biliyorsun ." Diye fısıldadığında ona gözlerimi devirdim ve koltukta dikleşerek ortaya konuşan Beren'i dinledim "Bence şişe çevirmece oynayalım ." Deyip sırıtarak bana döndü "Ne dersin , doğum günü kızı ?" Gülüp kafamı onaylar biçimde salladım
"Çok güzel olur derim !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Teen Fiction| İlk yangın çıktığında insanlar üzerine koşturmuş derler. Dans eden ateşin güzelliğine aldanıp kül olmuşlar.. | • • • "Su.." dedi uyarır bir ses tonunda "Ateşle oynama..Yanarsın." Meydan okumak mı? En sevdiğimden! Onun bu meydan okuyuşuna karş...