Bölüm 8 - "Bunu sana ödeteceğim Ateş Güney !"

128 8 0
                                    

Onu seviyor muydum ?
Beni zorla öpmüştü , yani sapıktı..Ben daha yeni bir ilişkiden çıkmıştım..
Bunlar olumsuz şeylerdi...
Ya , o bana her yaklaştığında kalp atışlarımın hızlanması ? Ya , bana her dokunduğunda nedensiz titreyişim ? Bunlar neyin göstergesiydi ?
Aşk mı ? Sevgi mi ? Hoşlantı mı ? Ya da sadece aptal , öylesine bir duygu mu ? Neydi bu ?
Arabayla bana çarptığı gün , onu durdurmak için elimi elinin üstüne koyduğumda neden saçma salak şeyler hissetmiştim ?
Peki Emre ile sevgiliyken böyle şeyler hissetmememin sebebi neydi ? Yoksa bu aşktı da , Emre ile yaşadığım bir hiç miydi ? Ya da tam tersi..?

Kafamdaki deli sorulardan uzaklaşıp Ateş'e baktım . Sanırım ben daha bu şeyin kendi içimde adını koyamamışken ona karşı inkâr etmek daha doğru olacaktı "Bunu da nereden çıkardın ? Yok öyle bir şey ." Diye söylendiğimde sırıttı . Kafasını kaldırıp şöyle bir odaya bakındıktan sonra boyum ondan kısa olduğu için kafasını biraz eğip gözlerime baktı "Su neden titriyorsun ?" Dedi düşünüyormuş gibi yaparak . Vücudu vücuduma değdiğinden titrediğimi anladığını düşündüğüm için bir adım gerilediğimde sırtım soğuk duvara temas etti . Sırtımı duvara yaslayıp kalp atışlarımı yavaşlatmaya çalışsam da , olmuyordu .
"Titrediğini vücuduna değdiğimden dolayı değil de..." Dedi düşüncelerimi okumuşcasına . Bana bir adım daha yaklaşıp , az önce benim açtığım mesafeyi yine o kapattı ve tekrar konuşmaya başladı "Dudağın titriyor ." Dediğinde hafif aralık olan dudaklarım istemsizce kapandı . Gözlerinin dudaklarıma inmesiyle kalbim daha da hızlanırken bir elini duvara dayadı .
Yine mi yapacaktı ? Yine mi zorla öpecekti beni ?
Düşüncelerimle , kendimi sorgulamaya başladım.. Eğer beni öperse , bu zorla mı olacaktı ? Onunla öpüşmek istiyor muydum ? Tamam belki ona karşı küçük de olsa bir hoşlantım olabilirdi ama onun bana karşı ne hissettiğini bilmiyordum . Belki de benimle eğleniyordu.. Belki de oynuyordu benimle..
Ben öylece ona bakarken onun dudaklarıma bakması ister istemez beni de etkilemişti ve gözlerim dudaklarına kaymıştı . Hafif aralık kalmış dolgun dudakları nedense bana çekici gelmişti . Bu , onunla öpüşmek istediğim anlamına mı geliyordu ?

Yavaşça yüzünü yüzüme yaklaştırırken dudaklarımızın arasında 5cm falan kala durdu . Küçük bir hamle yapsa dudakları dudaklarıma değecek durumdaydık . Nefesi yüzüme çarparken her zamanki gibi kalbim ağzımda atıyordu . Elini yumruk yaptığını görebiliyordum .
Gözlerini kapatıp biraz bekledi ve hızla geri çekilip spor odasından çıktı .

Ateş'in ağzından

Bana ne oluyordu ? Neden Su'ya karşı kendimi savunmasız hissediyordum . Neden Su'yun dudaklarına karşı koyamıyordum ? Benim gibi her gece başka bir kızı altına alan bir adam ne zamandan beri bir kızı öpmeye korkar olmuştu ?
Hafif bir sinirle spor odasından çıktıktan sonra okuldan da çıktım .

İKİ GÜN SONRA

Spor odasında yaşadıklarımızdan sonra tam iki gün okula gelmeyen Ateş'in , iki günün sonunda okula geleceği tutmuştu . Neden gelmişti ki ?
Ona spor odasında yaptıklarından dolayı çok kızgındım . Resmen benim ona karşı olan hoşlantımı anlamış , benimle oynuyordu .
İlk iki ders boyunca ikimiz de hiç konuşmadan öylece dersi dinledik . İkinci dersin bittiğini belirten zil sesi duyulduğunda öğrenciler dışarı çıkmaya başladı . Ben ve Ateş öylece sıramızda otururken Eylül arkasına , yani bana dönüp "Su biz Mert ile kantine gidiyoruz . Sen de gelsene ." Dedi . Gözlerimi devirdim ne buluyorlardı bu kantinde ben anlamıyordum . "Ben önce bi tuvalete gideyim sonra belki gelirim yanınıza ." Dediğimde o da bana karşılık gözlerini devirip kapıda onu bekleyen Mert'in yanına gitti ve sınıftan çıktılar .
Biraz sonra ben de tuvalete gitmek için ayağa kalktım . "Nereye ? Tımarhaneye mi ?" Her ne kadar laf da soksa , iki gündür hiç duymadığım Ateş'in sesini duymak kalbimi titretmişti . Galiba ona karşı olan hislerim küçük bir hoşlantıdan çok daha fazlaydı .
Cevap vermek için ona döndüm . Elinde telefonuyla oturduğu yerden bana bakıyordu .
"Hayır , ama gideceğim zaman haber veririm bana eşlik edersin ." Deyip sırıttım . Her ne kadar kendime de deli demiş olsam da sonuçta ona da laf sokmuştum .
Sırıtarak "Tamam kapısına kadar bırakırım seni ." Dediğinde kaşlarımı çattım . Bu çocuktaki laf sokma yeteneği aklından çok daha fazla gelişmişti .
Eee ne yapacaksın , Allah bir yerden alıp bir yere veriyordu işte..
Aslında laf sokma yeteneğinden çok yakışıklılığına da vermiş olabilirdi ama konumuz bu değildi .
Soktuğu lafa karşılık söyleyecek bir laf bulamadığım için omzuna sert bir yumruk indirdim . Sinirle arkamı dönüp sınıftan çıkarken acıyla inleme seslerini duyabiliyordum .
Tuvaletten çıkarken nedensizce kendimi kötü hissettiğimde bahçeye çıkmaya karar verdim . Eylül'e yanlarına gideceğimi söylemiştim ama çok da umrumda değildi . Nasıl olsa ben sonra onun gönlünü alırdım..
Bahçeye çıktığımda derin bir nefes alıp bir banka oturdum . Kollarımı göğsümde birleştirip arkama yaslandım ve etrafı izlemeye başladım . Bazı öğrenciler bahçede dolaşıyor , bazıları da banklarda oturmuş sohbet ediyordu .
Banklara göz gezdirirken , gözüm yanında Hande ile birlikte oturan Ateş'e takıldığında istemsizce kaşlarım çatıldı . Yan yana oturuyorlardı ve Hande , Ateş'e hevesle bir şeyler anlatırken Ateş de onu dinliyordu . Ya da en azından dinliyormuş gibi yapıyordu .
Ben sinirli bir şekilde onlara bakarken Ateş ile göz göze geldiğimizde sırıttı . Neden sırıtmıştı ki ?

Sen onlara sinirli bir şekilde baktığın için senin onu kıskandığını anlamış olabilir mi , sevgili Su ?

Ben içimden salak iç sesime küfürler yağdırırken Ateş gözlerini benden alıp Hande'ye çevirdi ve onu dinliyormuş gibi yapmaya devam ederken elini omzuna attı . Ben şoka girmiş bir şekilde onlara bakarken kaşlarım havaya kalktı .
Gerçekten salaktı ! Benimle oynuyordu ve ben bunu anlayamamıştım ! Ah benim salak kafam !
Sinirle oturduğum banktan kalkıp sınıfa gittim . Sınıfta 10 kişi falan vardı . Sınıfa bir göz gezdirdikten sonra sırama oturdum . Salak ben işte ne olacak !
Sinirle elimi yumruk yapıp sertçe masaya vurdum . Onu deli gibi kıskanıyordum işte ! Ben ne ara onu böylesine kıskanmaya başlamıştım anlamıyordum . Ve onun , bunu bildiği halde neden beni kıskandırmaya çalıştığını da aklım almıyordu !
Biraz sonra açık olan kapıdan dışarı bakarken gözüm bizim sınıfın çaprazında olan 11/E sınıfına çarptı . Sınıfın kapısının önünde Ateş ve Hande vardı . Ve yine Hande Ateş'e bir şeyler anlatırken Ateş onu dinliyormuş gibi yapıyordu .
Sinirle kaşlarımı çatıp elimi tekrar yumruk yaptım . Bilerek yapıyordu . Bilerek beni kıskandırmaya çalışıyordu ama ben bunu yapmasındaki amacı anlayamıyordum .
Spor odasında bana o denli yaklaşıp sonra Hande denen orospu ile takılması delirmeme neden oluyordu . Yanlarına gitmemek için kendimi zor tutuyordum .
Ateş ile gözlerimiz buluştuğunda yine sırıttı . Neden bunu yapıyordu ? Amacı canımı yakmak mıydı yoksa beni kendinden uzaklaştırmak mı ?
Artık daha fazla dayanamadım ve hızlı adımlarla yanlarına gittim. Beni gören Hande sırıttı "Buyur canım bir şey mi vardı ." Dediğinde elimle saçlarını kavrayıp sinirle ittim . Çığlık atıp gerilediğinde Ateş'e döndüm . Sırıtması kaybolmuş , kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu .
Sinirle kolundan tuttuğum gibi bizim sınıfın çaprazındaki spor odasına soktum ve kapıyı sertçe kapattıktan sonra bana şaşkınlıkla bakan Ateş'in karşısına geçip onu omuzlarından ittirdim . Yaptığım hamle ile bir adım geriledi .
"Birkaç gün önce bana yaklaşıp sonra da gidip buralarda başka kızlarla sürtemezsin !" Diye bağırdığımda yüzündeki şaşkınlık ifadesi yerini ifadesizliğe bıraktı .
Ne yaptığımı bilmiyordum ama mutlu sonla bitecek bir şey yaptığımı da düşünmüyordum açıkcası .
Bir anda hızlı bir hamle yapıp sırtımı duvara yaslandığında sırtım duvara çarptı . Ellerini iki yanımdan duvara sabitleyip vücudunu vücuduma yasladı . Ardından yüzüne bir sırıtış ekledi . Bu sırıtışın ardından salakça bir şey geleceğini biliyordum .
"Ne o ? Yoksa kıskandın mı ?"
Ah ! Evet kıskanmıştım ama bunu ona tabiki de söylemeyecektim .
"Ne alakası var ya salak mısın ?! Başka kızlarla flörtleşeceksen bana yakınlaşma diye yaptım ." Dedim hafif bir sinirle . Ama o , söylediklerimi çok da umursuyormuş gibi durmuyordu "Bence beni sevdiğini itiraf etmelisin artık.." Fısıldayarak söylediği cümle ile nefesi yüzüme çarparken kalbim göğüs kafesimi zorluyordu . Ah yine aynı şeyi yapıyordu . Hem benim onu sevdiğimi söylüyor hem de bana yaklaşıyordu . Peki ben onun bana yaklaşmasına nasıl engel olabilirdim ? Ya da onu sevmediğimi kalbime anlatamazken ona nasıl anlatabilirdim ? Ya bu soruların cevabını bilmiyordum , ya da bilmek istemiyordum . Çünkü bilsem yapmayacağıma emindim ve neden yapmayacağımı kendime açıklayamazdım .
Yüzünü yüzüme yaklaştırırken gözleri yine dudaklarıma kaydığında hafifçe kaşlarımı çattım "Seni sevmiyorum ." Heyecanlandığım için sesim az çıkmıştı . Söylediklerimle gözlerini sadece bir anlığına gözlerime çıkarsa da tekrar dudaklarıma indirdi "Öyle mi ?"Dedi yine fısıldayarak . Fısıldaması beni daha da heyecanlandırmıştı .
Dudaklarımızın arasında çok az bir mesafe kala 'Ne olacaksa olsun artık !' diye düşünüp gözlerimi kapattım ve kendimi olabileceklere hazırladım .
Biraz sonra ne yanağımda , ne de dudağımda olan ; tam dudağımın kenarında dudaklarını hissettiğimde kalbim sanki yeterince atmıyormuş gibi daha da çok atmaya başladı . Vücudumdaki bütün kan yanaklarıma hücum ederken yanaklarımın yandığını hissediyordum .
Çok değil , sadece birkaç saniye sonra dudağımın kenarındaki baskı yok olunca yavaşça gözlerimi açtım . Gözlerimi açtığımda karşımda Ateş yoktu . Yine kaçmıştı . Yine bana yaklaşıp -hatta 'neredeyse' öpüp- gitmişti . İstemsizce gözlerim dolduğunda önümdeki küçük masaya tekme attım .
"Lanet olsun !" Tekme attığım masa ters bir şekilde yere düşerken sinirle ellerimi saçlarımın arasından geçirip gözyaşlarımın akmasına izin verdim .
"Bunu sana ödeteceğim Ateş Güney ! Bunu sana ödeteceğim !"

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin