KÜFFAR

37 10 11
                                        


Geçmişin, iğrenç posası...
Pestile dönmüş bir yaşam;
Çelimsiz düşüncelerin ring heyecanı,
Her nakavtla gelen yıldızlı hezeyan.
Bir yanda koşulsuz şartsız köle pazarı,
Diğer yanda marka müslümanlık.
"Yetiş Rabbim" diyen diller,
"Rabbena" diye açılan eller.
Küffar ehline hizmet eder,
Sorsan, zavallı; "sen ne anlarsın" der.
Mumdan önce söner zırh bildikleri,
Mum dedik ya; pusat bildiler küffarı!
Ey! Muhabbet yoksunları...
Ey! İblis dilleri...
Ne vakittir yelelenirsin, kör kuyuda?
Kuyu ki; Yusuf'u besledi Rabb rızasıyla,
Varır mı sanırsın, tuzağında rol almaya?
Tuzakların en hayırlısı şüphesiz O'nun,
Kalır mı sanırsın, sefa bildiğin yanına?
Seni rezil, deccal elçisi, kör ahmak!
Bu ne hal; cahil dolu herbir yanın,
Elhamdulillah dersin, dersin demesine,
Methiyeler düzerler şahsına,
Doksan dokuz sıfat üzerine!
HAşa ki ne ala, ey bre ahmak!
Susar da kibirlenirsin;
Büyüklenme hele dur,
Kıdem olmakta senin neyine?
Beka ancak O'nundur,
Vahdaniyet O'ndadır,
Vali olmak ta neyine!

Berk-î HÂTIF

Müşteki Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin