İnsan...
Bir kaç kemik
Bir miktar kan
Biraz da et parçası.
Huyu, suyu yaşam bohçası.
Somutla doğdu yaşam sancısı
Önce nefesle tanıştı,
Acıydı...
Acıların en başı.
Kan, et ve kemik...
Nefesle can buldu.
Sonra bir ışık göründü,
Ve bir duygu daha...
Kimi bıkkınlık dedi,
Kimiyse özlem.
Oysa huzuru tanımıştı can,
Huzursuzluğun kandili altında.
Daha başlangıcıydı hamlığın safhası,
Kalanlar acının diğer safsatası.
Kimisi acıyı dost edindi,
Öğrenirken yaşamı;
Kimisi yalanı dost edindi,
Yaşarken acıyı.
Bilgeyle karşılaştı sonunda,
Kimisi hatayı tanıdı,
İçinde buldu tecrübeyi,
Kendi tavında dövdü kendini.
Sanatla, ilimle, saygıyla...
Kimisi hatada buldu bilgeyi;
Yalana düştü ateşi görünce,
Kendi tavında dövdüler onu...
Kaygıyla, kibirle, öfkeyle...
Biri pişerken,
Diğerinin dibi tuttu.
Tanıdı ikiside tecrübeyi.
Gel zaman git zaman,
Karşılaştılar vaktin bir deminde,
İkram sundular birbirlerine.
Biri tesbih hediye etti,
Diğeri kalem, mürekkebiyle.
"Zikir, günah döker" dedi hemen,
"Kelam, insan döker" dedi diğeri.
Kimisi bilgiyle yaşadı acıyı,
Kimisi acı yaşadı bilgiyi.Berk-î HÂTIF
