Savaş kırıklığında bir düş,
Geri çekiliyor Nur'un emanetçisi,
Taarruza geçen sürüsünce mumya;
Şaşırıyor kutlu yolun yolcusu,
Mahrur yüzler çatlıyor adeta.
Ve yutuyor hüzünleri zifiri karanlık
Haykırıyor çarmıha gerilmiş umutlar.
Ne utanç kalıyor yanına, ne zafer!
Sefere katılan bir can var,
Birde canı öz bilen kan...
Nefisler birer birer donmakta,
Hiç umut yok...
Yaftalanıyor gözleri bağlı savaşçılar,
Ne aradığını bilmeden savuruyor dilini,
Savrulan dininin yanında bir hiç uğruna.Beyazı kararmış bir meskul mahal var
Ve İçine düşen bir insan,
Tanrıcılık oynar, gafil aklı ile.
Siyah ve beyaza kan kustururcasına,
Deşiyor griyi iblisin oyunu.
Bir mayın gibi patlıyor küçük hesaplar.
Bir mayın, insanlığın helakını uyandıran.
Küçük hesapları dolayan,
zaferin koynuna;
Zirveyi görüp yayılan bir beden gibi...
Okşar nefsin kambur geleceğini,
Okşar kendi nefesini.
Pürüzsüz tenin üstünde gezinir gibi.
Sevilir mi sandın, mahlûk eserin!
Seni gerdan yosması,
Kalpten bozma et parçası!
Kambur sırtında taşıdığın,
Ucuz insanlık bohçası.