Yemeklerini yemiş, koyun koyuna oturuyorlardı. Rüzgar, Aselin'in saçlarını okşarcasına savururken Barış her bir uçuşan teli parmakları ile yakalıyordu.
"Bu jestinizi neye borçluyuz beyefendi?"
Aselin'in mayışmış sesi Barış'ı güldürdü. "Dedim ya baş başa kalmaya ihtiyacımız vardı. Sence de yok muydu ?"
Aselin omuz silkti "Bilmem var mıydı?"
"Hala tripli misin sen bana küçük hanım?"
"Hm bilmem."
Aselin aslında çoktan affetmişti Barış'ı ama biraz naz yapmak istiyordu. Eh o kadar senenin acısı bir yerlerden çıkmalıydı değil mi?
Ama naz yaparken bile yine de sokulup sığındığı kişi Barış'tı.
Barış ise gerilmişti. Aselin'in onu affetmesi gerekiyordu çoktan. Demekki çok ileri gitmişti.
Biraz daha kucağına çekti sevdiği kadını. "Pekala kendimi affettirmek için ne yapmalıyım?"
"Bana mı soruyorsun Barış?"
Barış'ın aklına aslında bir şeyler gelmişti bile. Ellerini yavaşça Aselin'in üstüne doğru getirmeye başlayınca Aselin geri çekildi.
"Barış bak sakın! Bak çocuk değiliz sakın yapma bayılırım."
Barış ise onu dinlemiyor çoktan parmakları harekete geçmişti. Aselin'in en büyük zaafı gıdıklanmaktı. Çocukluktan beri Barış ona bir şey yaptırmak istediğinde deli gibi gıdıklar o şeyi yaptırana kadar durmazdı.
Hatta bir kez neredeyse gülmekten bayılmıştı."Ay Barış of- ay haha yapma Barış ba- Ayy çok kötü olacak sonu bak."
Bir yandan çığlık çığlığa gülüyor bir yandan Barış'ın ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. Barış Aselin'i altına almış hem gıdıklıyor hemde yüzünün her yerine öpücük bırakıyordu.
"Afettim seni çok seviyorum aşkım de bırakayım."
Aselin hala çırpınıyordu. "Hayır demem- ay Barış oradan çok huylanıyorum yapma."
Barış tam bel boşluğundaydı tabi fırsattan istifade sevdiği kadının yüzünde öpülmedik yer bırakmadı.
"Hadi söyle."
Aselin başını iki yana salladı. "Hayır söylemem- ya bırak! Of tamam affettim."
Barış hala bırakmadı. "Seni seviyorum da de."
"Tamam bırak uygulamalı göstercem sevdiğimi."
Barış hemen yelkenleri suya indirerek Aselin'i serbest bıraktı. Aselin yattığı yerden kalkarak Barış'a yaklaştı. Git gide yatın demir korkuluklarına yaklaşıyorlardı. Aselin üstüne doğru gittikçe Barış geri geri gidiyordu. En sonunda belinde korkulukları hissedip durdu.
Aselin Barış'ın yakalarından tutarak öpecekmiş gibi yaklaştı. Barış ise dudaklarını aralamış sevdiğinin dudaklarını davet ediyordu derken Aselin Barış'ı tek bir hamle ile suya itti. Barış soğuk su ile neye uğradığını şaşırmış bir halde sırılsıklam yukarda kıkırdayarak kendine bakan sevgilisine bakıyordu. Bu kız zır deliydi. Ama onun delisiydi. Bunu yapacağını tahmin etmeliydi ama iyiki de etmemişti. Çünkü yaptığından çok mutlu gibi gözüküyordu.
"Noldu canım yaptığının yanına kar kalacağını mı sandın. Islan da aklın başına gelsin." Dedi bir yandan da kahkaha atıyordu.
Barış ise gülümsüyordu. Kollarını iki yana açıp bağırdı. "Kızım bak aşkından sırılsıklam oldum tüm İstanbul duysun görsün hadi sende söyle beni sevdiğini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bal Tadında
Romance(Kirli Miras adlı hikayenin ikinci kitabıdır. Birinci kitaptan bağımsızdır ama okunması tavsiye edilir.) Elindeki evlilik cüzdanını sallayarak ama gayet de uyuz bir sakinlikle konuştu Aselin. ''Neden evlendin benimle, şimdi doğruyu söyleyebilirsin...