(Kirli Miras adlı hikayenin ikinci kitabıdır. Birinci kitaptan bağımsızdır ama okunması tavsiye edilir.)
Elindeki evlilik cüzdanını sallayarak ama gayet de uyuz bir sakinlikle konuştu Aselin. ''Neden evlendin benimle, şimdi doğruyu söyleyebilirsin...
Merhabalar, oy sınırı +70 saygılar sevgiler. Yorumlar ve tahminleri bekliyor yazarınız.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Selin boynundaki kolyeye eğilip baktı. Evet verdikleri sözü unutmuştu Selin. Çünkü hatırlamaya değer bir şey değildi ona göre. Çocukken verilmiş basit bir sözdü. O Barış'a hiç o gözle bakmamıştı ki şimdi baksın. Bakmamıştı evet bakamazdı çünkü birlikte büyümüşler, kardeşten farklı değillerdi. Barış'ın da ondan hiç böyle bir şey isteyeceği aklına gelmezdi gelmemişti.
Şuan normal Selin kolyeyi parçalayıp Barış'a yedirirdi. Ama Selin sakin olmanın daha iyi olduğunu düşünmüştü çünkü bu konu ciddiydi.
Elini boynundaki kolye de gezdirdi. "Ciddi değilsin dimi? Bana bu teklifle gelmiş olamazsın."
Barış alnını kaşıyarak yerinde kıpırdandı. "Sen bana neden kızgınsın?"
Selin kaşlarını çattı. Sorulacak soru muydu şimdi. Sanki bilmiyordu neden kızgın olduğunu. "Verdiğin hiçbir sözü tutmadığın için."
Barış istediği cevabı almanın rahatlığı ile gülümsedi. "Bana verdiğim sözleri tutmadığım için kızıyorsun bal surat. Ama kendi verdiğin söze gelince hatırlamıyorsun. Bana kızarken kendin verdiğin söze sadık mısın?"
Selin sinirden kuduruyordu şuan. Adam kaç senedir verdiği bir tek sözü tutmamış şimdi karşısına geçip ona nispet yapıyordu. Şuan eline bir kaşık verseler suya gerek kalmadan onu kaşıkla boğardı. Sinirle gülümsedi. "Barış sen ne dediğinin farkında mısın? Bu iki söz kıyaslanamaz bile. Herhalde suçluluk duygusundan ne yapacağını şaşırdın saçmalıyorsun."
"Benim diğer sözleri tutmamam için haklı sebeplerim vardı ve zaten onları telafi edeceğim. Ama gördüğüm kadarı ile senin bu sözü tutmaman için haklı bir sebebin yok."
Selin Barış'ın kast ettiği şeyi anlayarak sırıttı. "Haklısın şuan yok."
Barış tek kaşını kaldırdı. "Olabileceğini söylüyorsun yani."
"Evet, atmadıysan imzaladığımız kağıtta anlaşmanın maddeleri yazıyor. Demin de söylediğin gibi bir yıl var."
Barış sakallarını sıvazladı. Evet bu ihtimal de vardı. Ve Selin bu sözünü tutmamak için elinden geleni yapabilirdi. Ama Barış'ta elinden geleni ardına koymayacaktı. Yıllar önce yaptığı o hataları yenilemeyecekti. Çünkü ona göre Aselin de bundan başka bir seçenek ile mutlu olamazdı.
Kendinden emindi. Barış'ın dediği olacaktı. O yüzden omuz silkerek gülümsedi. "Pekala bal surat. Ben şimdiden seneye bugün için gün alıyorum. Hani garanti olsun diye."
Selin onu onayladıktan sonra eli boynundaki kolyeye gitti. Çıkaracaktı ki Barış onu durdurdu. Elini Selin'in elinin üzerine koyup kolyeye dokundu. "Burada kalsın verdiğin sözü hatırlarsın."
