"Kalbine Açtığım Yaranın İlacı da Benim"

8.1K 619 59
                                    

Herkese merhabalar, bir aydan sonra bölüm yayımlayabildim ancak bu tam olarak geri dönüş sayılmaz maalesef. Hastane de beklerken tek tek yazdığım bu bölümün bitmesi bir ayımı aldı. Diğer bölüm de inşallah kısa zamanda gelir. Beni yalnız bırakmadığınız için hepinizi çok seviyorum😍

"Seni affedemiyorum."

Aselin'in söylediği cümle kurşun olup Barış'ın kalbini yaralamıştı. Evet affedemiyordu ve bu Barış'ı gün geçtikçe umutsuzluğa düşürüyordu. Sanki artık Aselin onu hiç sevmeyecekmiş gibi, ona dokunurken gözlerinin bebeği hiç bir daha titremeyecekmiş gibi hissediyordu. Nefes alamayacak hale geliyordu. Ama kollarının arasından kayıp gitmesine de kesinlikle göz yumamazdı.

Aselin'in yüzünü ellerinin arasına aldı. Öptü tekrar yüzünün her santimini, okşadı ipekten farksız saçlarını.

"Benim ne kadar pişman olup olmamam senin için önemli değil biliyorum. Yani önemli ama bunu dillendirsemde senin için bir şey değişmeyecek. Ama bilmen gereken bir şey var ki ben hatalarımı da doğrularımı da senin için yaptım. Sakın yanlış anlama yaptığım hatalardan sana olan aşkımın arkasına sığınıp kaçmıyorum. Aksine dimdik hatalarımın arkasındayım. Yaptığım hatanın birinde Allah bana Nil'i diğerinde de oğlumu verdi. Ben ama artık sana dayanamıyorum kokun olmadan yaşayamıyorum. Kalbine açtığım yaranın da ilacı ben olmam gerek. "

Aselin sanki demin mutlulukla lazanya yiyen o değilmiş gibi önünde ki paketi itti. Barış'ın söylediği cümleler elbette onu etkilemişti. Pişman olduğunu canının acıdığını görüyordu, bir nevi onu anlamaya çalışıyordu. Kendisi onun yerinde olsa bu hataları yapsa karşısındaki insanın onun affetmesini tabiki de isterdi. Aselin de öyle yapmaya çalışacaktı ancak zordu işte canı bu denli acırken kolayca bir şeyleri unutamazdı. Oğlu doğup bir şeyleri anlayana kadar çözüme ulaştırılması gerekiyordu. Ama şuan biraz nefese ihtiyacı vardı.

Barış ile arasına mesafe koyup yerden destek alarak yavaşça ayağa kalktı. Çevresine baktığında bu odayı ne büyük hayallerle yerleştirdiği geldi aklına karnında oğlunun varlığını yeni hissettiği zamanlarda büyük bir heyecan ile eşyaları seçmiş aldığı yatağı bile çocuğu için alçak seçmişti. Ama bu oda da geçireceği ilk gecenin böyle olacağını da asla tahmin etmezdi işte.

Barış onun bir şey söylemesini beklerken o yavaş adımlarla odasındaki banyoya girdi. Önce eliyle yüzünü yıkayıp kendini sakinleştirmesi gerekiyordu. Her şey normal değildi evet ama içindeki öfke soğumasa bile biraz daha sakin olması gerekiyordu en azından oğlu için, kurmaya çalıştığı ailesi için. Hem doktor ne demişti oğlunun sağlığı için daha az stresli hayat, daha az sıkıntı. O yüzden biraz daha ılımlı yaklaşması gerekiyordu. İhanete uğramış sayılmazdı bu konuda içi biraz olsun rahattı ancak söylenen yalanlar işte büyük bir sorundu. Ve bunu hazmetmesi gerekiyordu. Elini yüzünü yıkayarak derin bir nefes aldı. Biliyordu ki güneşli günler yakındı. Banyodan çıktığında Barış bıraktığı gibiydi şaşkın yüz hali ile hala sevdiği kadına deyim yerindeyse bön bön bakıyordu.

''Barış?'' Aselin önüne gelip başını göz göze gelecek şekilde eğdi.

Barış sanki büyük bir transtan çıkmışcasına irkilerek Aselin'e daha dikkatli baktı. ''Efendim.''

''Kendinde misin diye merak ettim de. Her neyse ben lazanya ile doymadım üzerime bir şeyler giyene kadar hazır olur umarım, yani kahvaltı.'' Hizmetçisine emir verir gibi Barış ile konuşması normal de bir insanı kızdırabilirdi. Ancak bu Barış için bildiğin lütuftu. Karısı ve çocuğu için bir şeyler hazırlamak elbette Barış'a büyük bir mutluluk verirdi.

Bal Tadında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin