"Zamana ihtiyacım var..."

7.8K 594 85
                                    

Gecikme için üzgünüm, kısa bölüm için de üzgünüm geçiş bölümü olarak düşünelim. 😍

Aselin telefonu kapattıktan sonra kendisini odasına attı. Hayatında hiç bu kadar duygusal zamanlar geçirdiğini hatırlamıyordu. Zaten yolda gördüğü kediye üzülüp ağlayacak kıvamdayken Nil ile birlikte daha da duygusal bir kadın olup çıkmıştı. Nil'e içinde büyüttüğü şey sadece şefkat ve acıma hissi değildi Aselin Nil'i seviyordu. Ona karşı içinde hem sevgi hemde anlamsız bir koruma iç güdüsü besliyordu.
Kardeşi olacağını öğrendiği zaman Nil nasıl tepki verirdi bilemezdi ama Aselin de bencil bir yaklaşım gösteremezdi . Şuan dünyası kendi yaşadıklarından çevresindeki insanların minimum zarar almasına yönelik kuruluydu ve koruması gereken bir bebeği de vardı. Hemde adını ablasının verdiği bir bebek. Kesinlikle Nil'in söylediği isim bebeğinin ismi olacaktı.

Bir taraftan ise Savaş ve Sıla hayatlarına yeni giren torun kavramını anlamaya çalışıyorlardı. İkisi de birden ortaya çıkan bu durumu sindirmeye çalışarak oğullarını anlamaya çalışıyordu. Savaş, Barış ile düğün gününden sonra tek kelime etmemişti neden diye sormamıştı. Elbette oğlunun o sorunlu olduğu zamanları biliyordu ancak böyle bir hata yapmış olması aklının ucundan geçmezdi. Ki böyle bir şeyin olduğunu bilseydi gerekeni zamanında yapardı. Her şeyden çok Savaş oğluna kırılmıştı. Bir çocuk babasına bu denli yaşadığı sorunları neden anlatmazdı, neden yardım istemezdi? O küçük yaşında yaşadıklarını ailesinden gizlediği için kırgındı Savaş. O Türkiye de mutlu bir yaşam sürerken oğlunun yaşadığı sıkıntılar aklına geldikçe daha büyüyordu öfkesi.
Sıla ise daha duygusal düşünse de kendini bir Aselin'e bir Barış'a bir de Nil'i tanımaya bölmeye çalışıyordu da pek mümkün değildi. Her ne olursa olsun her zaman Aselin'in yanında olacaktı.

Herkesin kafası oldukça karışıktı işte. Ortada düşünülmesi gereken küçük bir kızın psikolojisi ve hamile bir kadın vardı. Herkes Barış'ı suçlasa da ortalık durulduktan sonra yavaş yavaş onu da düşünüyorlardı. Tamam belki çok büyük yalanlar söylemişti, herkesi kandırmıştı ama yaşadıklarının zor olduğu da su götürmez bir gerçekti. Bir yerden sonra kader devreye giriyordu ve Barış ergenliğinde yaptığı hatalarla kaderinin yönünü olumsuz olarak çizmişti. Herkes hatasız, mutlu bir yaşam sürmek isterdi elbette bu hataları kimse yapmak istemezdi. Aselin'de bunları düşünerek yumuşamaya başlamıştı ama içinde bir yerlerde savaşamadığı duygular vardı. Barış'ın yalanlarından ziyade en çok da onun yüzünden kaybettiği on sene onu mahvediyordu. Elbette Nil'i suçlamıyordu ancak keşkeler vardı ya işte keşke Barış her şeyi biraz daha erken anlatabilseydi.

Aselin ertesi gün şirkete gittiğinde odasında boğulduğunu hissetti. Ama yinede fazla düşünmemeye çalışarak kendisini strese sokmamaya çalıştı. Karnındaki bebeğini düşünmesi gerekiyordu. Gün boyu çalıştıktan sonra eve gitmek üzere taksiye binmişti. Taksiden indiğinde arabaya yaşlanmış bekleyen bir Barış görmüştü. Tedirginlikle indi taksiden ve Barış'a yaklaştı.

Barış gelen güzel karısını görünce içinin huzur dolduğunu hissetti. Senelerce şu görüntüyü görmek için yaşamıştı. Hasta yatağında Nil'in başında beklerken ağzından düşmeyen tek duası bir an önce kızının iyileşmesi ve sağlıklı bir şekilde Türkiye'ye dönüp sevdiği kadına kavuşmaktı. Aselin yanına geldiğinde ona dokunmak onu öpmek istedi ancak ona verdiği söz yüzünden kendini tutmuştu.

"Bugün Nil'in kontrolü vardı gelemedim. Konuşalım dün hakkında."

Aselin şimdi anlamıştı Barış'ın neden geldiğini. Başını onaylar anlamda salladı. "Peki, eve gidemeyiz başka bir yere gidelim."

Bal Tadında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin