Kontrol etmedim inşallah beğenirsiniz.
Aselin uçaktan inerken hayatında belki de ilk defa bu kadar hafiflemiş hissediyordu. Normal şartlar altında Barış'ı o şekilde bırakmaz en azından Türkiye'ye dönene kadar tadını çıkarırdı ama biraz da o gidenin ardından kalmak neymiş görsün istedi. Kendisi yıllardır burada tek başına ağlarken şimdi de o üzülsün istedi. Seven sevdiğinin üzülmesini ister miydi o da ayrı bir tartışma konusuydu ama o an doğru olanın bu olduğuna karar verip sabahın köründe çıkmıştı. Hatta bi ara Barış'ın suratını için kamera koymayı falan düşünmüştü de..
Telefonu da zaten hala kapalıydı. Uçaktan indiğinde taksiye doğru yürürken hava yeni yeni kararmaya başlıyordu. Eve gittiğinde az çok annesinin ve babasının sorularına maruz kalacaktı. Otuz saattir hiçbir şey demeden İtalya daydı.
Eve vardığında saat on biri gösterse bile hala evin ışıklarının açık olduğunu gördü. Derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı çaldı.
Kapıyı babası açmıştı. "Selin nerelerdesin sen?!"
Selin içeri girip ceketini çıkardı. "Teşekkür ederim baba bende iyiyim sen nasılsın aa annecim de buradaymış."
Esra kollarını birbirine kavuşturup hesap sorma pozisyonuna geçmişti. "Zevzeklik etme, dün alelacele sabahın köründe gittin şimdi dönüyorsun telefon kapalı neredeydin?"
Selin anne ve babasını ardında bırakıp salona girdiğinde Savaş ve Sıla'nın da orada olduğunu gördü ve bu açıkçası onu biraz utandırmıştı. Ah resmen Savaş amcasının bugüne kadar söylediği her şey oluyordu işte.
Aselin onu sıcak bastığını hissedince elleriyle yüzünü yelledi.
"Hoşgeldiniz Savaş amca Sıla teyze."
Hepsi oturduktan sonra gözler Selin'in üzerindeydi..
"Ne bakıyorsunuz?"
"Neredeydin?"
"Barış'ı takip ettim İtalya'daydım."
Hepsi şaşkınlıkla bakıyordu şimdi. Tabi Savaş hem şaşkınlık hem mutlulukla. "Bakayım benden ne gizliyor dedim. Şimdi de geldim işte."
"Ne gizliyormuş bari öğrenebildin mi?"
Annesinin Alayla söylediği cümleye göz devirdi. "Hiç arkadaşı ile tanıştım sonra sıkıldım ve geldim. Yaptığımın saçma olduğunu fark ettim. "
"Arkadaşı kız mıydı erkek mi?" Bu soru elbette Savaş'tan gelmişti.
"Kızdı. Şebnem. "
Savaş boğazında bir şey kalmış gibi öksürmeye başladı. "Ne demek kızdı ne demek Şebnem, Barış'ın sevgilisi mi var?"
Aselin ne diyeceğini bilemeden baktı "Yok yani değilmiş. Zaten bende çok yorgunum hadi size iyi geceler."
Aselin daha fazla bir şey söylemeden odasına çıktı. Uzun bir duşun ardından kendini yatağa attı.
Çok uykusu vardı yorgundu ama kahretsin ki eksikti işte. Uyuyamıyordu. İnsan bu kadar kolay alışır mıydı tek gece de? Yatağında oturur pozisyona gelip avuçlarıyla yüzünü kapattı. "Of neler oluyor bana?"
"Neler oluyormuş?"
Annesinin sesiyle sıçradı. Kapının önünde dikilip onu seyrediyordu.
"Ödümü kopardın anne."
Esra kızına yaklaşıp yatağının üzerine oturdu. "Evet dinliyorum Aselin Saraç. Neler oluyormuş sana?"
"Hiç başım ağrıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bal Tadında
Romance(Kirli Miras adlı hikayenin ikinci kitabıdır. Birinci kitaptan bağımsızdır ama okunması tavsiye edilir.) Elindeki evlilik cüzdanını sallayarak ama gayet de uyuz bir sakinlikle konuştu Aselin. ''Neden evlendin benimle, şimdi doğruyu söyleyebilirsin...