Aselin yalnız kalınca her şeyin daha iyi olacağını elbette sanmıyordu. O sadece biraz oğluyla baş başa kalmak istemiş ve fazlasıyla da Barış'ı deli etmek istemişti. Gitmesinin amacı tamamen olmasa da yüzde yetmiş beş Barış'a kendi hissettiklerini hissettirmekti. Kesinlikle sadist falan değildi sadece canı o kadar yanmıştı ki bir iki ay olsa bile Barış'ın sevdiği insanı kaybetmenin nasıl hissettireceğini bilmesini istedi. Belki kendi hissettiklerinin yanından bile geçmezdi ama yine de ona büyük bir kayıp yaşatamazdı. Sevgisi bunun önüne geçerdi. Zaten Barış'ı cezalandırdığında kendini cezalandırmış oluyordu. Allah'tan onun içinde ona destek olacak bebeği vardı. Ve aslında her şey oğlu içindi. O doğmadan bütün sorunların üstesinden gelmek istiyordu ki dünyaya geldiğinde bebeği kötü manzaralarla karşılaşmasındı. İki haftadır Ela halasının İstanbul çıkışında bulunan yazlığında kalıyordu halası her gün mutlaka birini gönderiyordu bir şey olmasına karşılık. Ve bugün Nil gelecekti. Annesi gönlünü almak için Aselin demeden Barış ile istemese de konuşup Nil'i alıp gelecekti. Aselin'i şüphesiz ki en mutlu eden şey buydu belkide. Döndükten sonra doğum gerçekleşmeden Nil ile kardeşi konusu konuşulmalıydı.
Şimdi ise iyiden iyiye büyüyen göbeği onu zorlasa da Nil gelmeden ona en azından puding yapmak istiyordu. Şuan Nil için yapabileceği en sağlıklı şey pudingdi. Tabi puding ne kadar sağlıklı olabilirse. Pudingi kaselere koyduktan sonra soğuması için camın kenarına bıraktı.
Zaten sonra hemen kapı çalmıştı. Aselin yavaş adımlarla kapıya gidip kapıyı açtığında ilk gördüğü yüz minik Nil olmuştu.
Gülümseyerek eğildi yavaşça. "Hoşgeldin tatlım." İki yanağından öperken Nil de kollarını boynuna doladı.
"Annen ile tanıştık Asel beni sana getirdi." Nil'in heyecanla söylediği cümleye tebessüm etmişti. Annesine kırgın olsa da söylediklerinden pişman olduğunu biliyordu.
"Gel bakalım içeri." Birlikte içeri geçerlerken Esra ile Aselin de sarılmıştı. Nil önden gittiği için annesi Aselin ile konuşma fırsatı yakalamıştı.
"Nasılsın? İyi gördüm seni."
Aselin'in suratından tebessüm silinmemişti. "İyiyim anne." Gerçekten de iyiydi. Barış'ı hala özlemesi dışında iyiydi. Öfkesi bu kadar tazeyken hala onu özlemesine de deliriyordu.
İçeri geçtiklerinde salonun bahçesine geçip oturmuşlardı. Nil bahçede köpekle oynarken Esra da kızını tartmaya çalışıyordu. Neler hissettiğini nasıl olduğunu annesi olarak merak ediyordu elbette.
"Çok akıllı bir kız." Esra'nın söylediği cümle karşısında Aselin gözlerini Nil'den ayırmadan gülümsedi. "Değil mi?"
"Annesine gerçekten ne olmuş?" Esra da her anne gibi kızının hayatına giren insanları sorgulamak zorundaydı. Nil, Aselin ve Barış barışmasa bile bir şekilde hayatlarına artık dahildi. Torununun ablasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bal Tadında
Romance(Kirli Miras adlı hikayenin ikinci kitabıdır. Birinci kitaptan bağımsızdır ama okunması tavsiye edilir.) Elindeki evlilik cüzdanını sallayarak ama gayet de uyuz bir sakinlikle konuştu Aselin. ''Neden evlendin benimle, şimdi doğruyu söyleyebilirsin...