56. Bölüm Yeşil Gökyüzü

5.6K 674 111
                                    


55. Bölüm için beğendikleri replikler Twitter Instagram ve Facebook üzerinden paylaşan sevgili arkadaşlarım.

MryHanker
Badiseba
Damlaaydın
NurArzu
Zeyneb999

Ellerinize emeklerinize sağlık arkadaşlarım hepinize çok teşekkür ederim iyi ki varsınız...❤️

Bölüm müziğimiz Funda Arar "Kelepçeliyim Ben Sana" Müziğimizi açalım kahveler Zaten hazır hadi o zaman bölümü okumaya geçelim. Buyrun efenim bölüm sizlerin✌🏻❤️😘🍀



Siyah elbisesi, kumral saçları ve elbisesine uyumlu simsiyah gözleri... İlk gördüğünde ve sonrası her baktığında kendini içine çeken derin siyahlar... İlk kez baktığında o gözler kendini toprağın altına çekmişti ve ilk kez bir kadının gözlerine bakamamıştı. Bakamamıştı ama o derin siyahlar kendini öyle çekiyordu ki ta derinlere, o sonsuz karanlığa... Gecenin karanlığında saat 03.05'te toprağın altındaki karanlık gibi... Korkutucu karanlık, siyah, derin, acımasız, havasız... O geceyi hatırlasa da her baktığında, bu derin siyahlar farklıydı. Derin siyahlar kendini içine çektiğinde nefessiz kalıyor, daralıyordu ama artık...Yüzünde hissettiği sıcaklıktan dolayı huzursuz bir ifadeyle kalırken yutkundu. Ağır bir adım atıp Zeynep'i beklerken kalbi bu kez değişik atıyordu. Zaten bu kızı ne zaman görse nefes alması da değişiyordu.

Ve nihayet...


Tam karşısında durduğunda nefesini verdi ve bir daha nefes alamadı. Ama görünürde... Ciğerlerine oksijen doluyordu; derinlere indikçe... Anlatsa anlatılmaz, zaten kendinde saklıydı çoğusu... Kalbinin en derinlerinde...

Zeynep elindeki çantasını istemsiz sıktıkça sıkarken kalbi deli gibi atıyordu. Sosyal ortamlara hep katılan sosyal biri, ortamdaki insanları takmayan görmeyen biri ama bu kez...

Bu kez kalbinin deli gibi atmasının yanında bir de tüm vücudu pelte gibiydi. Ayakta zor duruyordu ve bu ilk kez yaşadığı bir durumdu. Aracını durdurup çıkmadan düzenli nefes egzersizi yapmasına rağmen beter olmuştu. Oysa partiye geleli yıllar olmuştu. Sıradan bir parti olsa çekip gidecekti ama değildi. Derin nefesler alıp klasik müzik dinlemesine rağmen hiçbiri etki etmeyince dışarı çıkıp temiz havayı solumuştu. Yok o da olmamıştı. Soludukça kalbi teklemeye başlamıştı. En son bu halinin üzerine gitmeyi düşünüp hızlı adımlarla eve girmişti. İçeri adımını atar atmaz biraz sakinleşmişti ve öğrendiği psikoloji bilgileri işe yaramıştı. Etrafındaki arkadaşlarına selam vererek içeri girerken Kod 52 ekibinden kişileri görünce onlara sarılıp ayaküstü konuşmuştu.



Epey sakinleşip düzeldikten sonra, müsaade isteyip içeri doğru yürürken gördüğü kişiyle kalbi tepetaklak olmuştu. Seyfi bir şeyler konuşuyor o da dinliyordu. Kendine bakmıyordu ama buna rağmen kalbi göğüs kafesinden fırlayacak gibi atmaya başlamıştı ta ki o kişi başını çevirip göz göze gelinceye kadar... Keşke kalbi göğüs kafesinden fırlayıp atacak gibi çarpmaya devam etseydi, sakin sakin... Keşke tüm vücudu arabasındaki gibi titreseydi, nefesini zor alsaydı da böyle olmasaydı. Şimdi vücudunda bilmem kaç şiddetinde deprem oluyor gibi sarsılıyordu. Bir de ağlamak hissi gelince... Niye böyle olduğuna sebepler sıraladı, baktı; sıraladığı hiçbir sebebi ortada göremedi. Tekrar sıraladı ama... Aslında sıralayamıyor, sıraladığını sanıyordu. Kupkuru olmuş boğazından dolayı nefesi kesilirken yutkunmaya çalıştı, zoraki. Gözlerin esaretine girip çıkamamak, ne kadar dirense de gözlerini çekememek... Bunu da ilk kez yaşıyordu. Bakışlarını çekse, o hiç sevmediği Aksel'e baksa ya da dünya ahiret kardeşi Efecan'a. Hiçbiri olmasa bile etrafına boş bakışlar atsaydı da bir çift göze böyle tutuklu kalmasaydı. Zaten onun o bakışları... Kaç zamandır yakalıyordu, görüyordu ama hemen gözlerini kaçırıp kurtuluyordu. Bu kez hiçbir şekilde ekseninden çıkamıyor hortumun dönerek içine çekmesi gibi çekiliyordu, bir çift yeşil göze. Zeynep bu değildi. Bir bakıştan böyle altüst olacak aciz biri...


KOD 52 -BİR AŞK MASALI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin