72. Bölüm Toprağın Feza'ya aşkı

4.7K 638 77
                                    

72. Bölüme hoş geldiniz❤️


Hikayemiz bu bölüm biraz daha toparlandı. Artık her bölüm toparlayıp final yoluna giriş yapacağız❤️



Tahminlerinizi istek ve önerilerinizi yoruma bırakırsanız sevinirim.


Multimedyada ilk kez şarkısını koyduğum İlyas Yalçıntaş var. Gökyüzüm şarkısı o kadar güzel oldu ki❤️


Kahvelerimiz hazır biliyorum. Mesajlarınızı okuyorum. "Kahvem ocakta lütfen bölüm gecikmesin" gibi. Saatleri karıştırdım bugün ama bir daha geciktirmem evvel Allah❤️



Hadi müzik hazır kahveler zaten hazır. Bölüm sizlerle keyifle okuyun❤️





Seni seviyorum...

İki kelime ama açsan ne kadar çok, ne kadar büyük...

Bu iki kelimeyi duyduğu andan itibaren gözlerini kırpmadan Zeynep'in dudaklarına bakıyor, yanlış duymuş olmaktan korkuyordu. Kalbi sakin ama düzensiz atarken kurumuş boğazından dolayı zorla yutkundu. Bir daha duyduğu sözlerle kalbi boğazında atmaya başladı.


"Ke-rem sevi-yorum se-ni."



Heyecandan tepetaklak olan ruhu ve titremeye başlayan kalbi... Tebessüm etmeye çalıştı ama olmadı. İstemsiz, gözleri dolarken Zeynep'in elini sıkıp titreyen sesiyle konuştu.



"Ben de seni seviyorum güzelim. O kadar çok seviyorum ki kelime bulamıyorum anlatmaya."


Zeynep'in parmakları kıpırdanırken gözleri elini buldu. Elini tutmaya, bir  şeyler söylemeye çalışıyordu ama gücü yetmiyordu. Heyecanla yaklaşıp eğildi, coşku dolu ama kısık sesiyle yavaşça konuştu.



"Kendini yorma. Ben yanındayım. Uzun uzun konuşacağımız zaman gelecek."


Zeynep, yavaşça elini tutmaya çalışsa da yapamadı. Tekrar uykuya dalarken Kerem derin bir soluk alıp inanamayan ifadesiyle baktı. Buğulu gözleri çektiği acıya zıt gülüyordu.


"Seni seviyorum Zeynep. Seni çok seviyorum. Sen benim gökyüzümsün. Ben toprağım, sen feza. Toprağın fezaya olan imkansız aşkını yaşadım ben az önceye kadar. Uzun zaman önce toprağın altında kaldığım o anlarda sonsuz fezaya hasret kalmıştım. Bir daha görmeyeceğimi sanıyordum. Bir damla nefes istedim, bir damla mavi olsun dedim ama olmadı. Hem de uzun süre. Aynısını yıllar sonra seninle yaşadım. Bir damla nefese hasretim hiç bitmedi ta ki sonsuz derin siyahlarını görene kadar. Hem sesim oldun hem nefesim. Toprağın fezaya hasreti az önce bitti. Beni duymuyorsun, biliyorum ama içim kaynıyor. Beni sevdiğini duydum, kendimi tutamıyorum. Açsan gözlerini, bir kez baksan, o hasret tam bitecek. Gözlerinde can buldum ben."



Sevdiğinin elini sıkıp buruk ama mutluluk kaplı gözlerle baktı. Doyamadan bakmak, hep bakmak...



"Bana ilk bakışını unutamıyorum. Baktın, bakakaldım. Bittim o an ama anlamadım. Şimdi anlıyorum ve seni çok seviyorum."



***



Aradan geçen saatler...

Aksel'in zoruyla yediği birkaç lokma sonrası kendine geldiğini hissetmişti. Oysa açlık bile hissetmiyordu. Zaman ne kadar çabuk geçiyordu ama buraya girdiğinden beri saniyeler sanki saat başı atıyordu. Bazen yirmi dört saatin yetersiz olduğunu söylerdi ama şimdi o yirmi dört saat asırlar gibi çok geliyordu.



KOD 52 -BİR AŞK MASALI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin