Son birkaç bölüm💛
Buram buram final kokan hikayemizin bu bölümünün şarkısı Sezen Aksu'dan "ben sende tutuklu kaldım." Müziği açıp okursanız çok sevinirim.
Geçen bölüm yorumlarınızı okudum çok tatlısınız🌹🤗 Bu bölümde ne olacağını tahmin eden oldu başka fikirleri olanlar oldu. Bakalım ne olmuş💛
Bu bölüm de yorumlarınızı bekliyorum. Özellikle fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Olmasını istediklerinizi yazarsanız ben de sizler için dijital kağıda dökerim. Şimdiden yorum yapanlara teşekkür ediyorum.
Müzik kahve ve bölüm sizlerle. Keyifle okuyun💛
Nefesini tutup olanları izlerken ne olduğunu anlamaya çalışsa da olmuyordu. Efecan'a baktı ama o dikkatle, karşıya, gittikçe kendilerine yaklaşan kişilere bakıyordu. Anlamayan bakışları tekrar karşıya döndü ve sessiz bir nefes aldı. Elinde çanta, yanına hızla gelen çocuğa baksa da bir şey yapamıyordu. Hemen arkasından çocuğu yakalamak için gelen kişiye takıldı gözleri.
Dejavu...
Aynı olay, aynı kişi ama... Çocuğu yakalayıp elindeki çantayı alan kişiye bakıp ağzı açık kalırken beynindeki düşünceler de durdu. Çünkü hiçbir şey anlamıyordu.
"Şimdi o çantayı verebilirsin. Bir kez daha tutuklanmak istemiyorum."
Küçük çocuk, elindeki çantayı uzatıp gülümsedi. Evren, Aksel, Merve ve Efecan, yan yana dururken Kerem elindeki çantayı açtı içindeki kutuyu çıkardı. Zeynep'in anlamayan bakışları arasında dizlerini kırıp tek dizini yere koydu. İlk kez soğukkanlı değildi. İlk kez gözleri heyecanla bakıyordu. Pırıl pırıl heyecanla ve biraz da endişeli...
"Biraz değişik olacak ama sevdiğim kadın herkesten farklı. O farklı olunca ne yapacağımı bilemedim. Beni burada tutukladın. Sana tutuklu kaldığım yerde bu teklifi yapmak istedim. Eğer evet dersen sana tutukluluk halim devam edecek. Ben, sabah gözlerimi açtığımda derin siyahlarını görüp nefes almak istiyorum. Ben, sabah senin sesinle uyanmak istiyorum. Ben, ömrümü sana adamak istiyorum. Zeynep seni çok seviyorum, benimle evlenir misin?"
Zeynep'in ağzı açık gözlerinden kendinden bağımsız yaşlar akıyor; kulakları uğuldarken kalbi rotasını kaybetmişçesine deli gibi çarpıyordu. Çığlığı andıran tiz bir nefes aldı. Eli, kalbinin üzerinde, nefes nefese bakarken, kesik bir çığlık firar etti dudaklarından. Gülmekle ağlamak arası gidip gelirken dudaklarını bastırdı. Kerem gidiyor demişti Efecan. O zaman kalbi cayır cayır yanmıştı, havadaki soğuğa inat. Herkes gitmişti hayatından. Yine giderler diye kimseyi almamıştı hayatına. Şimdi sevdiği adam diğerleri gibi gitmeyip birlikte gitmeyi teklif ediyordu. Elini ağzına kapatsa da ağlamaması mümkün değildi. Eski, soğuk, Zeynep'in içindeki gerçek kendisi, Kerem'in yanında varolmuştu tıpkı şimdiki gibi. Elini ağzından çekip bir an arkadaşlarına baktı. Onların mutlu gözyaşlarını görünce kalbinin deli çarpıntıları arasında titrek sesiyle cevap verdi.
"Ben ömrümün geri kalanında sensiz hiçbir şey yapmak istemiyorum. Binlerce kez evet, evet, evet!"
Alkışlar başlayınca, Kerem, Zeynep'in elini tutup parmağına yüzüğü taktı, elini dudaklarına götürdü. Alkışlar daha da artarken ayağa kalktı. Zeynep'in buğulu derin siyahlarına bakıp sımsıkı sarıldı. Kaldırıp döndürürken alkışlar artarak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD 52 -BİR AŞK MASALI-
Mystery / Thriller"Seni sevmiyorum" dedi. Bugüne kadar duyduğu en güzel sözdü... Kalbi deli gibi, doludizgin çarparken heyecanla nefes aldı. Kendi gözlerinin de söylediği, dilinden bağımsız o sözler döküldü. "Ben de" dedi, "ben de seni seviyorum." Genç adam siyah d...