50. Bölüm O Ses

7K 853 207
                                    

Geçen bölüm beğendikleri replikleri Twitter Instagram ve Facebook üzerinden paylaşan sevgili arkadaşlarım.

NurArzu
Damlaaydın

Ellerinize emeklerinize sağlık arkadaşlar. Çok teşekkür ediyorum. Seviyorum sizleri ✋🏻💐😘

Arkamdan iş çeviren arkadaşlarımı çok seviyorum. Neden olduğunu defalarca yazdım ama hepsinde sildiler sağ olsunlar👎 O yüzden bana çok yakın olanlar anladılar ne demek istediğimi. Sevgili @iyibirokurrr hakkını ödeyemem! İyi ki varsın cansın biliyorsun değil mi❤️ o kadar yoğunluğuna rağmen yaptıklarını unutsam da unutmam. ❤️❤️❤️

Multimedyada Model "Böyle Akşamlar" var. Bu şarkıyı bu hikayede kullanmak nasip oldu. Şarkıyla dinleyin derim ciddili tam bu bölümlük oldu.

Kahveleri göreyim!☕️ E kahveler de hazır hadi o zaman Kod 52 okurlarım bölümü okumaya! Buyrun efenim bölüm sizlerin!


Gece, zar zor uyumak ya da uyumaya çalışmak... Ağlayarak, yumruklarını sıkarak, komodinin üzerindeki çalar saati çalmamasına rağmen yere atarak, gece kalkıp evin içinde dolaşarak ve en son ev terlikleriyle kendini dışarı atarak geçen gece... Yol boyu yapıp, yağmurun altında sırılsıklam olarak tekrar eve dönmek...


İçi içine sığmadı, saatlerin gri yarına varmak için var gücüyle çalışmasını durduramamanın verdiği acıyla kıvrandı, durdu... Saatin her tık sesinde, içinde fırtınalar koparken bir şey yapamamak, o fırtınanın karşısında tek başına kalmak... İşte o çok koyuyor ızdırabını artırıyordu. Nihayet sabaha karşı ağlarken gözleri yavaş yavaş kapanmıştı.


İster antidepresan alsın, ister uyku ilacı. Etki etse bile gerçeği değiştirmeye gücü yetmiyordu. Vücudunun yorgun düşmesi, takatsiz kalması ve en son yatıp uyuması... Sessiz nefesleri karanlık odasında kaybolurken, dışarıda çakan şimşeğin ışığı; yerlere atılmış kıyafetleri, bardakları, saati gösteriyor, göğü delercesine yağan yağmur da antidepresan etkisi yapıyordu. Bunların haricinde geride kalan, üzerine yorganı örtmeden yatan, ağlamaktan bitap düşmüş Zeynep'ti.

***

Çakan şimşekle ortalık gündüz gibi aydınlanırken, birkaç saniye sonra duyulan gök gürültüsüyle gözlerini açtı. Yağmurun sesi cama sert dokunuşlar bırakırken, kapanmaya başlayan gözleri, odasının aydınlanması ve arkasına duyulan büyük gürültüyle tekrar açıldı. Sırtında hissettiği soğukluk ensesine doğru çıkarken bıkkın bir şekilde el yordamıyla yorganı bulup üzerine çekti. Yorganı üzerine çeker çekmez fark ettiği şey tüm vücudunun buz tutmasıydı. Bedeni buz gibi ama içi alev alev... Bugünün ne olduğu aklına gelince acıyan gözlerini kapattı. Yine uyanmıştı! O gök gürültüsü olmasaydı, ne yıllar önce o günü yaşardı, ne de şu an bunları...


Yatağında hızla doğrulup etrafına baktı. Yerdeki telefonunu alıp saate baktı. Telefonun ekranı çatlamıştı da nedendi ki? Telefonu fırlattığını hayal meyal hatırlarken, kalkıp odadan çıktı. Etraf savaş alanı gibiydi. Aldırış etmeden mutfağa geçip ağrı kesiciyle birlikte bir bardak su içtikten sonra tekrar odasına geldi. Başı çatlıyordu ama umurunda değildi. Kahretmesin ki hep ağrıyordu ve de devam edecekti!


Gardırobun aynasının karşısına geçip kendine baktı. Her sene yaşadıklarını, şimdi yine yaşıyordu. Aynı kısır döngü, böyle de devam edip gidecekti. Havaya kalkmış saçları, morarmış göz altları, kıpkırmızı şişmiş gözleri ve dudakları... Her yıl, aynı gün böyle olan Zeynep... Boş ve donuk gözlerle kendini uzun süre izledi. Gardırobu hızla açıp kıyafetlerine bakmaya başladı. Siyah kot pantolonunun üzerine siyah bir bluz bulup giyindi. Siyah deri montunu da giyip saçlarını alelade topladı. Cüzdanını cebine sıkıştırıp silahını da beline takarak hızla evden çıktı. Merdivenleri hızla inerken beyni uğulduyordu. İndiği her basamak başını zonklatırken nihayet son üç basamağı da zıplayarak dışarı çıktı. Şakır şakır yağan yağmurun altında, arabasına bindi. Sileceklerle beraber araba da çalıştı ve gazı verip hızlı bir kalkış yaptı.


KOD 52 -BİR AŞK MASALI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin